Türkiye'ye bugüne kadar değişik ekoller damgasını vurdu. Bazen Mülkiyeliler, bazen Harbiyeliler ama genelde hep İTÜ'lüler yönetti.
Demirel, Özal, Erbakan ve yüzlerce bakan İTÜ ekolünün vitrindeki temsilcisiydiler. Türkiye'deki dev projelerin altında hep onların imzaları var. Ama sevapları kadar günahları da bulunuyor. Deprem bunların en başında geliyor.
17 Ağustos ve
12 Kasım depremlerinde yerle bir olan binaların çoğu imar affıyla yasallık kazanmış konut ve işyerleriydi. Ne yazıktır ki, mimarlık ve mühendislik açısından yüz kızartan bu afların çoğunun altında, tıpkı dev projelerin altında olduğu gibi İTÜ'lü mühendislerin imzası vardı. Görünen o ki vitrindeki İTÜ'lüler İkizler burcu gibi. Bazen öyleler, bazen böyle.
Tarih:
3 Mayıs 1985, dönemin başbakanı İTÜ'lü
Özal. İmar affı gündemde. Muhalefet şiddetle karşı çıkıyor. İşte
Özal'ın tarihi konuşması:
"Binaları mevcut kanunlara uydurmak değil, kanunları binalara uydurma şartı vardı. Biz de öyle yaptık. Vatandaşın yaptırdığı yuvasını yıkmak, onu sersefil sokakta bırakmak bizim vicdanlarımızın işi değil."Son imar affı
Özal'ın bu sözleriyle kabul edildi ve ardından 17 Ağustos, 12 Kasım depremleri yaşandı. Şimdi aynı İTÜ'lüler,
"Eğer İstanbul'un yarısı yıkılmazsa oturanlara mezar olur" diyorlar. Haklılar. Keşke bunu bir de kendi mezunlarına anlatabilseler!..
İşte bir başka örnek: Tarih
2 Mayıs 1985. Yer TBMM. Kayseri milletvekili
Mehmet Üner, son birkaç ayda yaşadıklarımızı 14 yıl önceden görüp uyarıyor:
"Yüzde 92'si deprem bölgesinde olan ülkemizde nüfusun yüzde 95'i deprem tehlikesi altında yaşıyor. Sanayimizin yoğun olduğu kentlerin yüzde 75'i, barajlarımızın yüzde 41'i, birinci ve ikinci derecede tehlikeli deprem bölgesinde. Son 45 yılda depremlerden 60 bin vatandaşımız hayatını kaybetti. 400 bin konut yıkıldı. Ekonomik kayıp 15 Atatürk Barajı boyutunda. Depremin yol açtığı zarar Japonya'ya oranla 30 kat daha fazla. Bu bize jeolojik bilgilerden yararlanabildiğimiz takdirde zararın 30 kat azalabileceğini gösteren somut bir örnektir. Jeolojik açıdan sakıncalı yerler imara açılmasın. Her belediye jeoloji mühendisi çalıştırsın..." Önerge reddeliyor ve ardından yine ANAP'lıların oylarıyla imar affı çıkartılıyor. Bugün gelinen nokta ise ortada...Vitrindeki İTÜ'lüler sadece doğal depremle gündeme gelmiyor. Yerüstü depremlerinin pek çoğu yine onlarla anılıyor. Örneğin 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat depremleri. İlk ikisi Demirel'in, üçüncüsü de Erbakan'ın eseri...
Milliyet / İTÜ işbirliği ile gerçekleşen ve bugün başlayan
Deprem Kongeresi'nde yine çok önemli tespit ve uyarılar yapılacak. Umarız vitrindeki İTÜ'lüler, değerli hocalarına bu kez olsun kulak verirler!..
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr