Başta
İstanbul olmak üzere deprem bölgesindeki pek çok il aylardır tedirginlik içerisinde. Gün geçmiyor ki yeni bir deprem senayosu ortaya atılmasın. Felaket tellalları önceden sadece 7, 7.5, 7.8 gibi olası depremin şiddetini bildiriyorlardı. Şimdi iyice azıttılar. Tarih, gün, neredeyse saat verecekler...
Başbakanından, valisine, vatandaşından mülki amirlere kadar hemen herkes son günlerde
14 / 17 Aralık tarihleri arasında İstanbul'da olması muhtemel depremi konuşuyor. Alarm zilleri 10 Aralık'tan itibibaren çalmaya başladı. Hafta başında, İstanbul'daki okulların tatil edilmesi ciddi ciddi gündeme geldi. Önce Marmara Denizi'ne bakan kıyı ilçelerdeki okullar söz konusu oldu. Ardından tümünün tatil edilmesi için girişimler başlatıldı. Vali, bakan derken olay Başbakan'a kadar intikal ettirildi. Sonuçta sağduyu hakim geldi ve
Litvanya kaynaklı olduğu belirtilen söylenti ciddiye alınmayarak okulların tatilinden vazgeçildi.
Üst düzeyde böylesine heyacanlı gelişmeler olurken, olup bitenler halk arasında da en kısa zamanda kulaktan kulağa yayılıyor ve vatandaşın tedirginliği doruğa çıkıyordu. Hemen herkesin deprem senaryosu güvenilir kaynaklara dayanıyordu. Kimi bilgiyi hükümetten, kimi valilikten, kimi gazetelerden, kimi de üniversitelerden aldığını söylüyordu. Veliler günlerdir çocuklarınını okula gönderip, göndermemenin ikilemi içerisinde. Gönderseler bir türlü, göndermeseler bin türlü. Kafaları karmakarışık...
Okullardaki deprem tedirginliği yetmiyor gibi şimdi bir de
"Bütün okullara ceset torbası gönderiliyor" söylentisi çıktı. Veliler bilgiyi yine güvenilir kaynaklardan(!) aldıkları için doğruluğunu çek etmeye gerek kalmadan veryansın ediyorlar. Vay siz misiniz ceset torbası gönderen: Önce okulların depreme dayanıklılık testini yaptırın. Ondan sonra ne yapacaksanız yapın diyorlar. Dahası böyle bir gönderme işlemi olsa bile neden öğrencilere duyuruluyor diye de tepkilerini dile getiriyorlar. Oysa Milli Eğitim'le konuştuğunuzda işin aslı astarının olmadığını öğreniyorsunuz...
Gazeteci olarak aynı şaşkınlığı bizler de yaşıyoruz. Üniversiteler, bilim adamları, politikacılar hepsi farklı frekanstan konuşuyor. Biri olmayacak diyor, öteki olacak. Gelin de çıkın işin içinden.
Kendi bilim adamlarımıza duyulan güven sarsılınca, anında yabancı bilim adamları aramaya başladık. Onlar da on binlerce kilometre uzaktan İstanbul'da deprem olacak, olmayacak tartışlalarına katıldılar. En güvenilir diye ABD tercih edildi. Ama gelin görün ki onlar da bize benzedi. Önceki gün ABD
Jeolojik Araştırmalar Kurumu yakın bir gelecekte İstanbul'da deprem olmaz derken, bir başka ABD'li yetkili dün geldiği İstanbul'da ayağının tozuyla kısa süreli büyük depremden söz etti... En iyisi bulunduğumuz mekanları sağlama alıp, bu tartışmalara kulak kapamak. Yoksa depremzede değil, sinir hastası olacağız.
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr