Teknoloji kullanı- mında, özellikle de bilişim teknolojilerinin kullanımında dünyanın en önde gelen ülkelerinden biriymişiz.
Oh ne güzel! Demek ki iyi olduğumuz alanlar da varmış!
Peki, geri dönüşüm nasıl?
Onca masrafa ve harcanan zamana değiyor mu? Ekrana bağımlılıktan, yeterince fayda sağlayabiliyor muyuz? Tüketici olmanın ötesine geçebiliyor muyuz?..
Tüketim çılgınlığında sınır tanımıyorduk ama bu konuda tüm parametreleri yerle bir ettik. İnternet girmeyen evimiz çok az. Elinde, cebinde, akıllı telefon, tablet, bilgisayar olmayan da yok gibi.
Uykudan çok daha fazla zaman ekran karşısında geçiyoruz. Ve maalesef, bu vahim durum, bizzat devlet eliyle de teşvik ediliyor. Çünkü işine geliyor!..
Peki, teknolojinin eğitimdeki yeri ne?
FATİH Projesi ne oldu?
Bir ara, tableti, öğretmenin, okulun, kitabın yani her şeyin yerine koymak gibi bir yanılgının içerisine girdiler ama Allah’tan uzun sürmedi. Şimdi ondan vazgeçtiler ama arkası gelmiyor.
Teknoloji elbette eğitimin içinde olacak. Olmalı da ama ona hak ettiğinden fazla misyon yüklemek, eğitimden hiç ama hiç anlamıyorlar anlamına gelir ki bunu da MEB’e ve akıllı teknolojileri her şeyin üzerinde görenlere yakıştırmak abartılı olur.
Daha önce de yazdım, eğitimi mühendislerden uzak tutmak gerekir. Çünkü onlar, öğrenciyi, bir insan olarak değil, tıpkı ekonomistler gibi bir sayı ya da bir ürün gibi görüyorlar. Sanki her biri, bir diğerinin kopyası gibi düşünüp, genel projeler üretip, herkese aynı reçeteyi sunuyorlar.
Oysa her çocuk farklı ve her birini ayrı ayrı düşünüp ona göre çözümler üretmek gerekiyor ki, daha o noktaya gelmemiz çok uzun süre alır...
Ekran bağımlılığı
Ekran başında geçirilecek süre dünyanın her yerinde tartışılıyor. Çünkü artık kazanımlarından daha çok zararları konuşulmaya başlandı. Artık alkol, uyuşturucu gibi bağımlılıklar arasında gösteriliyor. Çocukların eline bir tablet verip ona dadı misyonu yükleyen bizim gibi kaç ülke var ki!.. TV artı internet, çocuk büyütmek oh ne rahat!
Bu yanılgıdan kurtulmanın zamanı geldi de geçiyor. Ülkeler vatandaşlarını, anne babalar da çocuklarını artık ekranla uyutuyor!.. Ve biz hâlâ bunun farkına varamadık!
Son bir soru: Ekrana bağımlılığın en az olduğu ülke neresi? Eğitimde bir numara olan Finlandiya!
Yorumunu size bırakıyorum...
Yukarıdaki satırları okuyan biri, şimdi bizi teknoloji karşıtı görebilir. Oysa tam aksine, teknolojiyle daha içli dışlı olmalıyız ama yettiği kadar!
Tatile devam!
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, “Turizm sektöründen bize gelen, okulların Kurban Bayramı sonrası açılması talebini Milli Eğitim Bakanı ile görüştük.Konuyu Başbakanımıza sunacağız” dedi.
Başbakan’da gereğini yerine getirdi. Okulların açılması bayram sonrasına ertelendi.
İşte o zaman, şu okullar olmasa, eğitimi ne güzel yönetirim diyen Osmanlı Maarif Nazırı’nı da arattılar. 14 günlük erteleme okulların kapanışınıda etkileyecek ve haziran sonunu bulacak. Çünkü yasa 180 iş günü diyor. Turizmciler ve veliler umarız bu kezde okullar erken kapansın diye tempo tutmazlar.
Özetin özeti: Ne zaman ekrandan kafamızı kaldırıp, tatil yerine eğitimi tercih edip, biz bu kadarını da hak etmiyoruz noktasına geleceğiz?..
