Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ethem Tolga, Fransa’nın en büyük devlet nişanlarından biri olan Legion d’Honner Şövalye ödülüne layık görüldü.
Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner’in önerisi ve Devlet Başkanı Sarkozi’nin onayı verilen berat belgesi yakında Fransız Büyükelçiliği tarafından Rektör Tolga’ya takdim edilecek.
Ödülün verilme gerekçesi ise, Galatasaray Üniversitesi’nin modernizasyonu, yapılan reformlar ve iki ülke arasındaki ilişkileri üst düzey bir seviyeye getirmesindeki katkıları.
Legion d’Honner nişanı, Fransa’nın Napolyon’dan bu yana verilen en üst devlet nişanlarından birisi.
Galatasaray Üniversitesi, Türkiye-Fransa arasında uluslararası bir yasa çerçevesinde kurulmuş ve öğrencilerinin yarısını merkezi sınav ile diğer yarısını da Galatasaray Lisesi ve Fransız okulları arasında seçme sınavı ile alıyor. Bu okullardan mezun olanlar, Fransa’daki üniversitelere başvuru sırasında da, o ülkede liseyi bitirenler gibi işlem görüyor.
Rektör Tolga, böyle bir ödüle layık görüldüğü için fazlasıyla mutlu. İlişkilerin daha da üst seviyeye çıkartılması için gayretlerinin süreceğini belirtiyor:
“Çünkü, Fransa da tıpkı bizim gibi yükseköğretimde ciddi bir açılım içerisinde. Birlikte gerçekleştireceğimiz pek çok proje olabilir”
Aşk Tesadüfleri Sever
Ömer Faruk Sorak’ın Aşk Tesadüfleri Sever filmi, müthiş bir Ankara nostaljisi yaşatıyor. Eğer Ankaralıysanız ya da yaşamınızın bir bölümü Ankara’da geçtiyse, filmin ana temasıyla Ankara anıları arasında gidip gelirsiniz. Melih Gökçek, Soyak’a özel ödül vermeli, Ankara’yı böylesine hafızalara kazıyacak şekilde anlattığı için...
Filimde gözü dolmayan, kadınlar içerisinde de ağlamayan yok gibiydi. Duygu sömürüsü var mıydı? Hayır. Tesadüfler bazen şaşırttı, bazen güldürdü sonunda da ağlattı. Romantizm ise damardandı.
Sanatçılar, seçilen mekânlar ve konu ve en önemlisi de senaryoya diyecek yok. Ama sanki üzerinde biraz daha çalışılsa, sadece verdiği tat ve yarattığı etki değil, görselliğiyle de başyapıtlardan birisi olurdu. Filim diye rekor kıran diğer filmlerin yanında...
Kabına sığmayanlara Ankara hep dar gelir. Soluğu İstanbul’da alırlar. Siyasete girmek isteyenlerin son durağı da tam aksine Ankara olur. Devlet adamı olmaya karar verenler Ankara’da kalır, diğerlerinin gözü de yine hep İstanbul’dadır.
Bu yüzden de “Anakara’nın en çok neyini seviyorsunuz?” sorusuna “İstanbul’a dönüşünü“ cevabını verirler.
Filmin iki başrol oyuncusu Özgür (Mehmet Günsür) ve Deniz (Belçim Bilgin), aynı gün, aynı saatlerde başkentte doğan iki genç. Ankara, onlara da dar gelince soluğu İstanbul’da alırlar.
Her Ankaralının İstanbul’a gidişinde olduğu gibi onların da aileleri karşı çıkar. Geri döneceğiz söylemleri ise havada kalır. İşte o hep söylenen söz, senaryonun en can alıcı yerine yerleştirilir:
“Siz hiç İstanbul’dan geri dönen Ankaralı gördünüz mü?”
Senaryosunu İpek Sorak ve Evren Şit’in yazdığı “Aşk Tesadüfleri Sever”, gerçek hikâyelerden yola çıkılarak derlenmiş. Filmin bir yerinde, mutlaka kendinizden izler bulacaksınız. Kesinlikle izlemeye değer...
Yabancı Hoca’ya evet ama!
YÖK Başkanı Özcan, dün, Rekabet Kurumu’nda düzenlenen “Türk Yükseköğretiminde Yeni Anlayış“ konulu konferansta, üniversiteye büyük talep olduğunu, bu talebi karşılamak için yapılan kontenjan artışlarıyla birlikte öğretim üyesi ihtiyacının da arttığını belirtti.
Yabancı üniversitelerin, öğretim üyesi ihtiyacını karşılamak için farklı üniversitelerle işbirlikleri yaptıklarını ve üniversitelerinin kapılarını yabancı öğretim üyelerine açtıklarını anlatan Özcan, bu yöntemin Türkiye’deki öğretim üyesi sıkıntısının aşılmasına katkı sağlayabileceğini söyledi ve “Yabancı öğretim üyesine karşı olmak gibi geri fikirleri bırakıp dünyanın meşhur hocalarına üniversitelerimizin kapılarını açmamız lazım“ dedi.
Bu konuda Özcan’a katılmamak mümkün değil. Ama aynı işi yapan bizim hocalara bir, yabancı hocaya beş verirseniz, bu huzursuzluktan başka bir şey getirmez!..
Özetin özeti: Üniversiteler sadece yabancı hoca sayısını değil yabancı öğrenci sayısını da artırmalıdır...