Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hangi lidere sorsanız Türkiye'nin en öncelikli konularından biri de eğitim. Cumhurbaşkanı Demirel, bunu en çok telafuz edenlerden biri. Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller de başbakanlıkları sırasında eğitimin ne kadar önemli olduğunu defalarca vurguladılar. Ecevit, Baykal, Kutan da gençlerin ve Türkiye'nin geleceği için eğitimin herşeyden çok daha fazla desteklenmesi gerektiğini, eğer takiye yapmadılarsa yüzlerce kez dile getirdiler.
Ama iş icraata gelince hiçbiri ortada yoktu. Pazartesi günü Ankara'da başlayan 16. Milli Eğitim Şürası, mevcut hükümetin değil Türkiye'nin geleceğine yön veren çok önemli bir toplantıydı. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bütün parti liderlerinin bu toplantıya katılıp, görüşlerini dile getirmeleri ve mesleki eğitimi desteklemeleri beklenirdi. 15 milyonluk öğrenci, yarım milyonluk öğretmen, 20 milyonluk veli ve 30 milyonluk gençliğe, eğer bir mesaj vereceklerse bundan daha iyi bir ortam olamazdı. Ama hiçbiri gelmedi. Cumhurbaşkanının, Başbakanın, gelmediği şüraya Yılmaz, Çiller ya da diğer liderlerden biri gelip, "Bakın diğerleri bugüne kadar hep sizi kandırdı, eğitimin gerçek sahibi biziz" mesajı verseydi, eminim seçim öncesinde büyük puan kazanırdı. Ama öylesine şaşkınlar ki, kısır politik çekişmelerin bir adım ötesine geçemiyorlar...
Apo olayı Türkiye'nin gündemine oturdu. Aylarca da böyle devam edecek. Terörün panzehirinin eğitim olduğunu dünyada keşfetmeyen kalmadı ama, biz hala pas geçiyoruz. Başbakan Ecevit, daha ilk günden beri, dağdaki teröristlerin teslim olmaları halinde mesleki eğitimden geçirilip, iş güç sahibi yapılacağını söylüyor. Nasıl olacağı konusunda ise hiç bir ayrıntı yok. Halbu ki bu şüra o açıdan da bulunmaz bir fırsat. Hem teslim olanların nasıl meslek sahibi edileceği, hem de terör bölgelerindeki gençlerin tekrar benzeri şer odaklarının eline düşmemesi için nelerin yapılması gerektiği tartışılırdı. Ama nerdeee...
Mevcut eğitim sisteminin her açıdan iflas ettiğini Milli Eğitim Bakanı şu sözleriyle itiraf etti:
"Yükseköğrenim görenler arasındaki işsizlik oranı hızla yükseliyor. Bunun başta gelen nedenlerinden biri kalkınma hedefleri ile eğitilmiş insan gücü arasında bugüne kadar uyum sağlanmamış olmasıdır. Yani ciddi bir eğitim planlaması yapılmamış olmasıdır. O yüzden üniversite bitirmiş yüz binlerce genç ya işsizler ordusuna katılıyor ya da öğrenim gördüğü veya ilgilendiği konularla hiç ilgisi olmayan alanlarda iş aramak zorunda kalıyor. Oysa ki, ekonominin asıl gereksinmesi orta öğretim düzeyinde iyi yetişmiş ara elemanlardır. Bu şüradan çıkacak kararlar hayata geçirildiğinde, hem üniversite kapısındaki yığılmanın önleneceğine, hem işsizliğin azalacağına hem de kalkınmanın hızlanacağına inancım tamdır..."
Evet Sayın Bakan, sizden önceki bakanlardan tarafından da defalarca dile getirilen bu görüşlere bizim de inancımız tam. Asıl sorun, bu işleri kimlerin yapacağı!..



Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr