Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Diyalog Üniversiteyi kazanamayan da mutsuz, kazanıp mezun olan da. İşe giremeyen de hayal kırıklığı içerisinde, çalışan da.Eve kapanıp dışarı çıkmayanlar da var, her şeyi boş verip hayata küsenler de. 20'li yaşların başında 80'li, 90'lı yaşların yorgunluğu, bitkinliği, tükenmişliği içerisindeler.En kötüsü de umutlarını yitirmişler. Oysa onlara moral gerekiyor. Ama ara ki bulasınız. Şu günlerde milyonlarca genç hayal kırıklıklarının en büyüğünü yaşıyor. OKS ve ÖSS sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte rakam daha da büyüyecek. Ezbere ve sınavlara dayalı bugünkü sınav sisteminin, mutlu insan yetiştirmesi mümkün değil. Öncelikle umut tacirliğine son verilmesi gerekir. Sonsuz sınav hakkı tanıyoruz diye öğrencileri üniversite önüne yığmak, bugünkü hayal kırıklıklarının en önemli nedeni.Doktor, mühendis, avukat, öğretmen olamayacak çocuklara, bu hayalleri kurdurup, emeklerini, paralarını ve yıllarını çalıp, sonra da kusura bakma kontenjan yok demek en büyük hainliktir.Türkiye'de hiçbir konuda, maalesef, insan planlaması yapılmıyor. Ne doğarken ne de sonrasında. Eğitim ve istihdam politikası yok gibi, Çocuklara okuma çağındayken okuma- yazma öğretmeyip, treni kaçırdıktan sonra öğretip, sonra da bunu bir marifet gibi sunuyoruz. İşe girme olasılığı sıfır olan alanlarda eğitim verip sonra da yıllarca yüzlerine bakmıyoruz. Örneğin, üniversitelere alınan her üç öğrenciden biri fen edebiyat fakültelerine yerleştiriliyor. Peki mezun olanlar ne iş yapıyor? Hiç? Nitelikli işsizler arasına katılıyorlar. Hepsi o.Diğer pek çok fakülte için de durum farklı değil. On binlerce mezun fazlası olan alanlar var. Hem de yıllardır tayin yapılmayan.Peki o halde, yüz binlerce genç o fakültelere girmek için niye gecesini gündüzüne katıyor, niye büyük hayaller kuruyor ve büyük hayal kırıklıkları yaşıyor?Kim bozacak bu ezberi? Kim gençlerimizi keçiboynuzu politikasıyla oyalamaktan vazgeçirecek? Merakla bekliyoruz. Politikacılar mı? YÖK mü? DPT mi yoksa girişimciler mi?.. Keçiboynuzu politikası Dünyanın en iyi üniversitelerinden kabul alıp da gidemeyen öğrencilerin yaşadığı hayal kırıklığını düşünebiliyor musunuz? Ya da her türlü donanıma sahip olduğu halde yıllardır iş bulamayanların içine düştüğü çıkmazı? Yaşamayan bilemez derler. Çok doğru. Üniversite sınav sonuçları açıklandığında kazanamayan öğrencilerin yaşadığı hüsranı, her akşam bugün de iş bulamadım diyenlerin ezikliğini yüreğimizde hissediyoruz desek de ne onlarınkinin yanında cılız kalır.Peki gençler ne istiyor?Daha iyi eğitim. Daha çok eğitim. Çalışabileceği bir iş. Daha iyi bir iş...Aslında anne baba için de bir ülke için de bundan daha mutluluk verici bir şey olamaz. Ama tüm bunlar biz de sıkıntı nedeni. Okumak isteyen okul bulamıyor, çalışmak isteyen iş.Bu işte bir terslik var. Hem de kırk yıldır. Ama daha da acı olanı, 100 milyonluk Türkiye hayali kuranların, bu sorunlardan bihaber olmaları.Eğer bir ülkede en tepedekilerin vasat çocukları en tepeler çıkıp en alttakilerin süper çocukları en altlarda sürünmeye devam ediyorsa, bir şeylerin değiştiğini söylemek abesle iştigal olur.Özetin özeti: Her ne kadar UNICEF Küresel İcra Direktörü Ann Veneman, bebek ölümlerinde ve okul dışı kalan çocuklarda azalma olmasını büyük bir başarı olarak görse de bu bize yetmez. Hâlâ gelişmekte olan ülkeler kategorisinde Tanzanya ile kıyaslanmak istemiyoruz. Gençlerimiz çok daha fazlasını hak ediyor. Tıpkı bakanların, başbakanların çocukları gibi... aguclu@milliyet.com.tr Gençler ne istiyor?