Dışişleri Bakanı
İsmail Cem, son günlerde yıldızı yükselen bir isim. AGİT'le parladı. AB ile yükselme grafiği doruğa çıktı. Ardından önce
Ecevit'in varisliğine, sonra da cumhurbaşkanlığına aday gösterildi. Kimler tarafından mı? Tabii ki öncelikle basın. Bir zamanlar
Cem Boyner'e de böyle gaz verip, politik hayatını, daha başlamadan elbirliği ile bitirmişlerdi...
İsmail Cem, oturduğu koltuğun hakkını veren nadir isimlerden biri. Ortak kanı bu yönde. Önceki hafta
Milliyet'e konuk olarak geldiğinde de bıraktığı izlenim farklı değildi. Konusuna hakim. Mütevazı. Zeki. Takipçi...
Bize geldiğinde, AB adaylığı gündemde olduğu için soruların çoğu, üyeliğe yönelikti. Ben farklı bir konunun altını çizdim. Bütün bu uğraşlar AB'ye girip bazı haklar elde etmek için, oysa Avrupa Birliği çerçevesinde şimdiden kazanılmış pek çok hak var ama ilgisizlikten pek yol kat edilemiyor deyip, öğrenci değişim programlarını sormuştum. Samimiyetle bilgisinin olmadığını, ama en kısa zamanda araştırıp beni bilgilendireceğini söyledi. Gerçekten de öyle yaptı. Önceki gün, özel kalemi uzunca bir faks gönderdi. İlgili dairelerden alınan bilgiler ham haliyle gönderilmiş. Belli ki
Cem okumamış bile. Okusaydı eminim ki, eski bir gazeteci olmanın titizliği ile
15 Aralık'ta gönderilen faks metninde,
"Bu yöndeki ikinci toplantı, 14 Aralık günü yine bakanlığımızda düzenlenecektir" ifadesi yer almazdı. Dahası zaten bilinen bilgileri bir kez daha bize hatırlatma yerine, Bakan olarak projeler hakkındaki görüşünü dile getirirdi. Ama belli ki büyük, çok büyük konularla ilgilenmekten, detaylarla uğraşmaya vakti kalmıyor. Anlayacağınız ileride
başbakan, cumhurbaşkanı olursa, sadece yüksek politaka üreten biri olacak izlenimi bıraktı bende. On binlerce gencimizin AB değişim programları çerçevesinde, cebinden beş kuruş harcamadan Avrupa üniversitelerinde öğrenim görecek olması Bakanımızı pek o kadar alakadar etmemiş. Olsun! Bunlar ufak detay. Bürokratlar ne güne var ki!..
Eminim Sayın
Cem'in 14 Aralık'ta bakanlığında gerçekleşen toplantıdan da haberi yoktur. Yarın kendisine bu yönde bir soru yöneltilse ve değişim programlarını organize edecek
Ulusal Ajans'ta sivil toplum örgütlerinin neden yeterince temsil edilmediği sorulsa cevabı ne olur?..
Türk cumhuriyetleriyle ilgili de yine peş peşe rakamlar sıralanmış. Şu kadar öğrenci gitti, şu kadarı geldi, şu kadarına burs verildi deniliyor. Ayrıca işbirliği çerçevesinde Kazakistan'da
Ahmet Yesevi, Kırgızistan'da da
Manas Üniversitesi kurulduğu belirtiliyor. Bunları biz de biliyoruz. Bilmediğimiz başlangıçtaki heyacanın şimdi niye olmadığı? Dahası harcanan milyonlarca dolara karşın neden devletin yaptıklarının değil de tarikatların konuşulduğu?.. Özetin Özeti:
Cem, biraz da detaylarla ilgilense, eminim Türkiye'nin özlem duyduğu politikacı profiline yaklaşacaktır.
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr