Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kızlarımızın voleyboldaki dünya şampiyonluğu bizi biz yapan en önemli değerlerimizden biri olan “İstersek yaparız”, ”İstersek başarırız”, “İstersek yapamayacağımız hiçbir şey yok” gerçeğini bir kez daha teyit etti.

Önce Amerika, sonra Çin. Yarı finalde birini, finalde diğerini yenmeyi başardık.

Kolay olmadı ve bu noktaya bir günde gelinmedi. Hele ki tesadüf hiç değildi.

Yıllardır bunu istiyorduk, kısmet bugüneymiş.

Bu destan, Cumhuriyetimizin 100. yılı ve bu zor günler için müthiş bir moral kaynağı oldu.

Haberin Devamı

Aynı performansı sporun tüm dallarında ve hayatın diğer alanlarında da bekliyoruz.

Özellikle de eğitimde.

Akıl, bilim, kararlılık, sürdürülebilirlik, inanmışlık ve bitmez tükenmez bir mücadele hırsı olmasaydı bu başarı gelmezdi.

O zaman başarıya giden yolun formülünü uzaklarda ya da mucizelerde aramayalım.

Rol modelimiz ortada ve onların bu başarı formülünü ekonomiden eğitime, tarımdan turizme, sanattan bilime hemen her alanda uygulayalım.

Eğitim şart

Günü kurtarmaya yönelik projelerle yol kat edilemeyeceğine de istersek hemen her alanda başarılı olacağımıza da defalarca şahit olduk.

Türkiye Cumhuriyeti aklın, bilimin, mücadelenin, inanmışlığın, kararlılığın
ve amansız bir mücadelenin
bir eseri.

Bize bizden başka inanan yoktu. Küllerimizden doğduk. Bugünlere geldik.

Kısacası, zoru başarmak bizim genetik kodlarımızda var.

Yeter ki isteyelim, yeter ki o motivasyonu yaratalım, yeter ki inanalım. Gerisi kendiliğinden gelecektir.

Eğitimin, aklın ve bilimin olmadığı yerde gerisi teferruattır.

Duran saatin günde iki kez doğru gösterdiği gibi tesadüfi başarılar elde edilebilir ama devamı gelmez.

Bu yüzden fabrika ayarlarımıza dönüp bizi biz yapan değerlerimizi, başta çocuklarımız olmak üzere tüm yurttaşlarımıza yeniden kazandıralım.

İşte o zaman böylesi büyük sevinçleri sadece voleybolda değil hayatın her alanında yaşarız ve yaşamaya
devam ederiz…

Üretim, üretim, üretim

Napolyon “Para, para, para” demişti.

Günümüzde bunun karşılığı üretim, üretim, ille de üretim.

Para bir şekilde kazanılabilir ama eğer üretim yoksa akan paranın devamlılığı sağlanamaz.

Haberin Devamı

Geleceğin sloganı da muhtemelen, “Tasarruf, tasarruf, tasarruf” olacaktır.

Neden mi?

Ne kadar üretirseniz üretin, ne kadar kazanırsanız kazanın, eğer onu doğru değerlendiremiyorsanız, gün gelir akan sular durur!..

Bir kazanıp üç harcama, üç üretip beş tüketme, işsizlikten kırılırken iş beğenmeme lüksümüz yok.

Ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı çoktan unuttuk.

Üretimde frene, tüketimde gaza basmaya, rant geliriyle sırt üstü yatmaya daha ne kadar devam edeceğiz?

Üretim hem de her konuda üretim şart!

Yoksa sadece tüketici konumunda kalır, üretmeden tüketmeye devam ederiz ki bu da bizi daha da yoksullaştırmanın ötesinde bir işe yaramaz.

Batılılar bize bu rolü biçti diye onu oynamaya ve kadermiş gibi kabullenmeye artık dur demeliyiz.

Peki, ülkemizi bu konuda kim motive edecek?

Hemen her kurum ve her kişi ama özellikle de üniversiteler.

Onlar böylesi zor günlerde konuşmayacaklar, yol gösterici olmayacaklar da ne zaman olacaklar?

Karmakarışık olan kafaları böylesi zamanlarda berraklaştırmayacaklar da ne zaman biz de varız diyecekler?

Haberin Devamı

Bilim ve üretim olmadan kalkınamayacağımızı; refah toplumu olamayacağımızı; demokrasimizi, yargımızı, medyamızı, Ar-Ge’mizi güçlendiremeyeceğimizi; doğayı koruyamayacağımızı; gelecek nesillere bugünkünden daha güzel bir ülke bırakmamız gerektiğini üniversiteler söylemeyecek de kim söyleyecek?

Özetin özeti: Akıl ve bilim toplumu olmadan zoru başaramayız! Voleybolcu kızlarımızdan bu konuda alacağımız çok ders var!..