Son yıllarda, yargı vetosu yemeyen eğitim reformu(!) yok gibi.
MEB, YÖK ve ÖSYM’nin aldığı neredeyse tüm önemli kararlar, yargıdan döndü.
Peki, kabahatli kim?
Yargı mı yoksa hiçbir hukuki temeli olmayan şipşak kararlar alan ilgili kurumlar mı?
Bu noktada yargıya kabahat bulmak gerçekten de abartılı olur.
MEB, YÖK ve ÖSYM’nin hali ise ortada...
Ne yanlışsız bir sınav yapıyorlar, ne hak, hukuk, adalet tanıyorlar ne de hatadan döneminin de bir erdem olduğunu kabulleniyorlar.
Milli Eğitim Bakanı var mı yok mu belli değil. Önceki YÖK başkanlarını yerden yere vuranların başında yine YÖK geliyor. ÖSYM hakkında açılan davalar ise buradan Çin’e yol olur.
Peki, bütün bunlar olurken iktidar neredeydi?
Hiç mi hukukçuları yoktu?
Yaptığımız bu yanlışlar, bir gün bir yerden döner demek, akıllarından hiç mi geçmedi?..
Şimdi ne olacak?
Yeni haftaya hızlı başladık. Dershaneler kapanmıyor!
Peki ya Tıp ve Hukuk fakültelerine getirilen baraj?
Danıştay’ın bu yöndeki kararı, her an açıklanabilir.
Ona da durdurma gelirse hiç şaşırtıcı olmaz!..
Anayasa Mahkemesi, dershanelerle ilgili bu kararı verirken, söz konusu yasal düzenlemenin, çalışma özgürlüğü, eğitim-öğretim hakkı ve girişimciliğe yönelik yasaları ihlal ettiğine vurgu yaptı.
Bunun böyle olacağı, ta en başından belliydi.
Ama hiç kimse bunu görmek istemedi.
Yasayla ya da dershanecilerin dediği gibi “dayatma” ile kapatma yerine, sistemi besleyen yanlışlar ortadan kaldırılsaydı, bugün bunların hiç birisi yaşanmazdı.
Hiç birisi yapılmadı.
Daha da komiği, sınav sayıları artırılarak, öğrenciler dershanelere daha da bağımlı hale getirildi...
İptal edilen yasa nedeniyle, pek çok dershane kapatıldı, pek çoğu okula dönüştürüldü, pek çok öğretmen devlete, pek çok öğrenci de temel liselere yöneldi.
Peki şimdi ne olacak?..
Görünen o ki, yeni hükümet kuruluncaya kadar sular durulmayacak ve koalisyon şartlarının arasına “dershane” başlığı altında ek bir madde daha eklenecek! Çünkü bu didişme burada sona ermez!
Umut tacirliği
Dershaneciliğin bir umut tacirliği olduğunu, iddia edildiği gibi çok da başarı olmadıklarını bugüne kadar bin defa dile getirdik.
Sonuçlar ortada:
Onca dopinge rağmen 40 Fen sorusunda Türkiye ortalaması 4’ün altında.
Ama daha da önemlisi, dershaneleri besleyen yanlış sınav sistemi.
Lise ya da üniversiteye geçişte, en iyi okulların müfredat programına göre hazırlanmış soruları, kadrolu öğretmeni bile olmayan ortaokul mezunlarına ya da meslek lisesi öğrencilerine sorarsanız, onların dershaneye gitmekten başka çareleri kalmaz.
Kaplumbağa ile tavşan yarıştırılmaz.
Yarıştırılsa da bunun adına adalet denmez!..
Özetin özeti: MEB hata yapmaktan, yargı da dur demekten bıkmadı. Bakalım nereye kadar!..