Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YÖK Başkanı Özcan, zaten yok denecek noktaya gelen katsayıların, gelecek yıldan itibaren tümüyle kaldırılacağını açıkladı. Ve bunu müjde olarak nitelendirdi.
Özcan, katsayı uygulamasının demokratik olmadığını, fırsat eşitliğini zedelediğini ve imam hatiplerle bir ilgisi olmadığını da özellikle vurguladı.
Özcan, Radikal’den Ömer Şahin’e verdiği röportajda, ayrıca, “meslek liselerinde okuyan bir öğrencinin genel lisedeki bir öğrenciyle aynı okula gidebilmesi için fazladan 60 puanlık soru çözmesi gerekiyordu” diyerek, bu haksızlığı giderdiklerini söyledi.
Dışarıdan bakıldığında Özcan’ın bu açıklamaları, kulağa hoş geliyor. Ama söylemleri, ne kadar gerçeği yansıtıyor, işte o tartışılır!..

Kandırmaca mı yoksa?..
Görünen o ki YÖK Başkanı Özcan da, tıpkı kendinden önceki YÖK başkanları gibi Türk eğitim sisteminin genel yapısından bihaber!
Önemli olan öğrencileri aynı sınavda yarıştırmak değil, onları aynı donanıma getirip yarıştırmak. Peki, Özcan‘ın önerdiği bu sistem onu getiriyor mu? Kesinlikle hayır.
Onun yaptığı, kaplumbağa ile tavşanı aynı kulvara sokup, bakın ikinize de eşit koşullarda yarışma olanağı sağlıyorum, hadi koşun demekten başka bir şey değil.
Üniversite sınavlarını, fen ve anadolu liseleri ile kolejlere göre dizayn edeceksiniz, sonra da meslek lisesi öğrencilerine, gelin hadi siz de onlarla eşit koşullarda yarışın diyeceksiniz. Bundan daha büyük kandırmaca olmaz. Eğer meslek liseleri gerçekten önemseniyorsa, yapılacak en doğru hareket, onlara da gördükleri derslerden soru sormak olacaktır. Adaleti sağlıyoruz diye görmedikleri derslerden sorular sorup, onları dershanelere yönlendirmek, kime ne kazandırır bilmiyoruz ama öğrenciye bir şey kazandırmadığı kesin. Önceki yılların verileri ile sıfıra yakın hale getirilen katsayıların uygulandığı bu yılın sonuçlarına bakın yeter. Dünden bugüne değişen bir şey yok.
YÖK’ün yeni sistemi, zaten yanlış olan sistemi daha da yanlış olan noktaya götürmekten başka bir işe yaramaz.
Bu işten kârlı çıkacak tek sektör, sadece ve sadece dershaneler olur ki, işte bu konuda da MEB’in düşünceleri çok farklı.

Dershaneler eğitimin kamburu mu?
Dershaneler, Türk eğitim sisteminde çok önemli bir boşluğu dolduruyor. On binlerce öğretmen istihdam sağlıyor, vergi veriyor, yüz binlerce genci sokaktan kurtarıyor. Bu kesin. Ama eğitimi, Anayasal ekseninden çıkarttığı da kesin. Bu zaten MEB’in raporlarında da kesin bir dille ifade ediliyor. Eğitimin merkezi okul değil dershaneler oldu deniliyor.
YÖK Başkanı Özcan‘ın katsayıları kaldırdık müjdesi de öğrencileri dershaneye daha fazla mecbur etmenin ötesinde bir işe yaramıyor. Buna asıl karşı çıkması gereken ise MEB. Eğer tek tip bir sınav yapıp, tüm lise öğrencileri bu sınavda yarıştırılacaksa, o zaman meslek liseleri de kaldırılsın, alanlar da. Yani yönlendirme ya vardır ya da yoktur.
Siz ilk ve orta öğretimde “Yönlendirme esastır. Çocukları ilgi ve yetenekleri doğrultusunda eğiteceğiz” deyip sonra da tek tip sınavla dershanelere mecbur ederseniz, bu kendinizi inkâr etmek olur. Ve şu anda yapılmakta olan da odur.

Katsayılar elbette kaldırılsın ama!
Anayasamıza göre, eğitim olanaklarından yararlanmada, dil, din, ırk, sınıf ya da ekonomik gücüne göre bir ayrım yapılması, nasıl ki yasaklanıyorsa, üniversiteye girişte de tüm öğrencilerin eşit koşullarda yarışması gerekiyor. Ama anayasanın bu maddesi maalesef dün de, bugün de hep yanlış yorumlanıyor.
Olayın sadece sınav aşaması ile ilgileniliyor. Oysa asıl önemli olan, sınava eşit koşullarda girilmesidir. Futbolda niye ligler var, müsabakalar neden yaş ya da kiloya göre yapılıyor? En önemlisi de eğer ille de bilgi ve donanım ölçülecekse de, bu o kişilere o güne kadar verilen bilgiler doğrultusunda olmalıdır. Yani, meslek lisesi öğrencilerini, görmedikleri dersten sınava sokmak, katsayı olsa da olmasa da haksızlıkların en büyüğüdür.

Peki, bu konuda ne yapılabilir?
YGS ve LYS’deki soru yelpazesi daha da artırılarak meslek lisesi öğrencilerine kendi gördükleri derslerden sorular sorulmalı ve alanlarıyla ilgili tercihler yaptıklarında da artı puan verilmelidir. Yani ne onlar ne de başkaları, dershaneye mecbur noktaya getirilmemelidir. Yoksa gerisi hikâye!..
Özetin özeti: Gençlere artık içi boş vaatlerde bulunmaktan ve umut tacirliğinden vazgeçelim...