Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Zor bir dönemden geçiyoruz. Bu yüzden, yarına yatırımdan çok, günü kurtarmaya çalışıyoruz.

Peki, günü kurtarmak geleceğe emin adımlarla yürümeye yeter mi?

Evet demek mümkün değil.

İşte bu yüzden, yaşadıklarımızdan dersler alarak, yeni bir yol haritasıyla “Biz de varız” demeliyiz.

Kime mi? Önce kendimize, sonra da bütün âleme.

Farkındalık yaratmadan, yaptığımız işin önemine inanmadan ve inandırmadan, üretmeden ve en önemlisi de geleceği her yönüyle yakalamadan, sürdürülebilir huzuru yakalayamayız.

Tüketen değil üreten, kapanan değil değişen, bakan değil gören olmadan da kazanan tarafta olmamız mümkün değil.

Haberin Devamı

Ve bunun yolu kesinlikle ve kesinlikle, doğru bir eğitimden geçiyor!..

Okul öncesi

Yaş ve eğitim kademesi yükseldikçe çocuklarımızın yetenek, hayal gücü ve yaratıcılıkları köreliyor!

Peki, bu bir tesadüf mü?

Kasıtlı olduğunu söyleyemeyiz ama tesadüf olmadığı da kesin!

Bu körelmenin birçok nedeni var ama en önemlisi, ısrarla vazgeçemediğimiz sınav odaklı eğitim sistemi.

Tek kazananı var, o da dershaneler. Nedense bunu bir türlü göremiyoruz!..

Günümüzde en büyük değer yetenek, hayal gücü ve yaratıcılık.

En geliştiği yaşlar ise okul öncesi dönem.

Gelişmiş ülkelerde, örneğin Avrupa Birliği’nde okul öncesi eğitim zorunludur. Hatta bir yıl değil, birkaç yıldır.

Bizde ise keyfe keder!

Zorunlu temel eğitimi 12 yıla çıkarmamıza rağmen, her ne hikmetse okul öncesi eğitimi bu kapsama almadık!

Zararın neresinden dönersek kârdır deyip, bir an önce zorunlu hale getirmeliyiz…

Tüm çocuklar olmasa da pek çoğu dâhidir.

Daha da önemlisi, her çocuğun başarılı olacağı bir alan mutlaka vardır.

Yeter ki onlara yeteneklerini keşfedecek ve geliştirecek fırsatlar yaratalım.

Sınav odaklı eğitimle çocuklarımızı enkaza döndürmekten şimdi değilse ne zaman vazgeçeceğiz?..

Geleceği yakalamak

Pandemi sonrası ve önümüzdeki yıllar dünden, bugünden çok farklı olacak!

20-30 yıl öncesi ile bugünü kıyaslayın ve 10’la çarpın, geleceğimiz nokta işte o olacak!

Eğitimde ve hayatın her alanında büyük değişimler yaşanacak.

Roller ve rol modeller değişecek, bilgi, beceri ve yetkinlikler çok daha önemli hale gelecek. Yani günde 500 test çözen değil, elinden iş gelen aranan kişi olacak.

Haberin Devamı

Öğrenci odaklı eğitim öne çıkacak, öğretmen, öğretenden çok yönlendiren olacak. Bireysel öğrenme, yeni çağın olmazsa olmazı haline gelecek. Geleceğimize artık, başkaları değil kendimiz karar veren olacağız.

Peki, bu herkes için geçerli olacak mı? Elbette hayır!

Bu sürecin kazananları, kahramanları ve liderleri, değişimin ve kendi yeteneklerinin farkına varanlar ve geliştirenler olacaktır!..

İşte bu yüzden şapkamızı önümüze koyup, düşünme vakti geldi de geçiyor.

Devlet ya da hükümetler bu işi ciddiye almıyorsa, kendimiz kendi geleceğimizi düşünmek ve şekillendirmek zorunda kalacağız.

Çocuklarımızın ve dolayısıyla ülkemizin geleceğini tesadüflere bırakamayız!..

Neleri unutturdu?

Pandemi süreci hayatımızı altüst etti. Yediden yetmişe hepimizi etkiledi ama en çok da çocuklarımıza zarar verdi. Okuldan, arkadaşlarından, oyundan, etkinliklerden, sosyal yaşamdan uzakta kaldılar. En vahimi ise adeta ekran bağımlısı haline getirildiler.

Haberin Devamı

Çocuklarımız sokağı unuttu, oyunu unuttu, yürümeyi, koşmayı, gezmeyi, sporu, sanatı, eğlenmeyi unuttu.

Çocuk parklarına, spor salonlarına, sinemaya, kırlara, lunaparklara gidemediler. Bırakın onu, çoğu zaman sokağa bile çıkamadılar hatta bazen site içinde gezinmeleri dahi yasaklandı.

Gülmeyi, oynamayı, yere düşüp canlarının acımasını, arkadaşlarıyla didişmeyi, okulu kırmayı, servis ve kantin sohbetlerini çoktan unuttular ve eğer böyle devam ederse eski havalarına girmeleri hiç de kolay olmayacak.

Olayın hep bulaşı ve tedavi yönüne odaklandık. Psikolojik ve sosyolojik kırılmalar neredeyse hiç dikkate alınmadı.

Başta çocuklarımız olmak üzere, halkımızın sağlığı ve mutluluğu için kabahatli aramak yerine, dünü dünde bırakıp, geleceğe odaklanmak zorundayız. Yoksa, bugünleri de arar noktasına gelebiliriz.

Neden hep çocuklara ve eğitime vurgu yapıyoruz?

Çünkü onlar bizim geleceğimiz!

Çok iyi eğitilmiş, moral ve motivasyonu yüksek, donanımlı gençler olmadan güçlü bir gelecek inşa edemeyiz. Bu kadarını da kendimize çok görmeyelim!..

Özetin özeti:  Yapacak çok iş var.  Ama doğru zamanda, doğru kişilerle!..