YÖK başkanlığı için Ankara'daki yoğun kulis sürerken, İstanbul'daki akademik çevrelerin merakla beklediği seçim 14 Aralık'ta
Marmara Üniversitesi'nde yapılacak. Dün de belirttiğim gibi aday sayısı şimdiden 12'yi buldu. Hocaların hizmet yarışı için böylesine coşkulu olmaları gerçekten sevindirici. Pek çok seçimde, özellikle siyasette, hemen şu değerlendirme yapılır: İlginin tek amacı var. o da menfaat. Son yıllarda buna bir de tarikat bağlantılı özel durumlar eklendi. Ancak Marmara'daki son yarışta ne menfaatin, ne de tarikat bağlantılı adayların öne çıktığını görüyoruz. Adayların tamamına yakınının tartışmasız ortak amacı, içinde yetiştikleri kuruma daha çok hizmet edebilmek...
53 bin öğrencisi ve 2 bin 500 öğretim elemanı olan üniversitede bin 160 öğretim üyesi rektörlük seçimi için oy kullanacak. En büyük fakülteleri İktisadi ve İdari Bilimler, Tıp ve Atatürk Eğitim Fakültesi. Sırasıyla 181, 176 ve 142 oy potansiyelleri var. Diğer fakültelerdeki oy dağılımı ise 20 ile 92 arasında değişiyor. Anlayacağınız, pek çok üniversitede olduğu gibi bir ya da iki fakültenin oylarıyla rektör seçilmek mümkün değil. Dahası neredeyse her fakülteden birkaç aday birden çıkıyor. Bu da oyların tek merkezde toplanacağına daha da dağılmasına neden olacak. Genel kanı bin 160 seçmenli seçimde en fazla oy alanın bile 250'yi geçemeyeceği şeklinde. Kendilerine en çok şans verilen adayların 150 ile 200 arasında bir oy almaları bekleniyor. Yani oyların beşte birini alan rektör seçilebilecek. Bu arada siz siz olun
"Yüzde 20 ile rektör olunur mu?" diye aklınızdan geçirmeyin. Cevapları hazır: Başbakan hatta cumhurbaşkanı olunuyor da niye rektör olunmasın!..
Önceki rektör; tarikat bağlantıları gerekçesiyle istifa ettirildiği için, kendisi ya da ailesinin, bu yönde en ufak bir eğilimi olanın pek fazla şansı gözükmüyor. YÖK ve diğer üniversitelerin seçime dışardan müdahalesi de çok yakışıksız. Hele hele bazı adayların centilmenliğe ve arkadaşlığa yakışmayacak tutum sergilemeleri de hiç hoş değil. Bugüne kadar konuşulmayan, kaşınmayan konuların tam seçim öncesinde gündeme gelmesi bize pek inandırıcı gelmiyor.
Adayların hemen hepsi vitrindeki isimler. Buna rağmen, yerleşimin dağınıklığı nedeniyle birinin tanıdığını, diğerinin tanıması çok zor. Kendilerine önerimiz, neden aday olduklarını ve seçildikleri takdirde neler yapacaklarını tüm öğretim üyelerine en iyi şekilde anlatmaları yönünde oldu. Şu anda o yönde hummalı çalışmalar var.
Özetin özeti: Marmara Üniversitesi her açıdan çok zaman kaybetti. Yeni rektörün her şeyden önce bu açığı kapatması gerekiyor. Bunun için de bugüne kadar üniversite için ne yaptığına, bundan sonrası için neler ortaya koyduğuna çok iyi bakılmalıdır...
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr