Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Her ne kadar artık memurluğun yüzüne bakan yok denilse de, hala cazibesini koruyor. Sınava katılımın 1.5 milyonu bulması bunun en açık göstergesi. Gençliğin önemli bir bölümü kurtuluşu, ucundan kıyısından devlette bir kadro kapmakta görüyor...
Devlet kadrolarını yağmalamak siyasilerin en büyük hayaliydi. Kim iktidara gelse yandaşlarını en kilit noktalara yerleştiriyordu. Dahası üç kişinin yapacağı işe 5 kişi atanıyor. Devlet kadroları şiştikçe şişiyordu. Sözleşmeli personel uygulaması olmadığı için de devlete kapağı atan, çalışsa da çalışmasa da ömür boyu maaş almaya devam ediyordu.
Bu yöndeki şikayetler yoğunlaşınca, daha nitelikli memur alımı işi kanuni güvence altına alındı. Böylece torpilin de önü kesilmiş olacaktı. Devlet Memurluğu Sınavı (DMS) bunun için getirildi. Ama başvuruların başlaması, sınavın yapılması, sonuçların açıklanması, sonuçlar açıklandıktan sonra kazananların işe başlatılması tam bir yılan hikayesine döndü...
1.5 milyon kişinin içinden sıyrılıp kazanma sevinci yaşayan 400 bin aday, aylardır işe başlamayı hayal ederken, şimdi de karşılarına mülakat engeli çıktı. Hükümetin yayınladığı genelgeye göre memur almak isteyen ilgili kurumlar isterlerse mülakat sınavı koyup aradıkları memurları kendileri belirleyebilecekmiş. Yani bunun anlamı: torpil yeniden geliyor...
Memur alacak ilgili kurumların işin vasıflarına göre kazananlar arasından bir seçim yapması elbette doğal karşılanabilir. Örneğin herkes öğretmen, diplomat ya da imam olamayabilir. Bazı özel vasıflarının bulunması gerekebilir. Çocukları sevmeyen birinin öğretmen, yöneticilik vasfı olmayanın da kaymakam olması zor. Henüz bıyıkları terlememiş biri de, toplum karşısında etkili tavır sergilemesi gerektiren bazı meslekler için yeterli görülmeyebilir. Bu nedenle mülakat ciddiyetle yapılacaksa buna kimse hayır demez. Ama mülakat lafını kim duyduysa, "eyvah" çekti. Çünkü bügüne kadarki mülakatlar hep torpil için bir referans oldu.
YÖK ve üniversitelerin en büyük baş ağrılarından biri olan Güzel Sanatlar Fakülteleri ile Beden Eğitimi bölümlerini ele alalım. Daha önce mülakat ve yarışma sınavları ile öğrenci aldıkları için hep sorun oldu. YÖK son çare olarak merkezi sınav kararı aldı. Ama o da daha büyük felaketleri beraberinde getiriyor. Müziğe hiç yeteneği olmayanın konservatuvarı, eli kalem tutmayanın da resim ve grafik bölümünü kazanmaları artık işten bile değil.
Hükümet doğru yapılsa da yanlış yarumlanacak mülakat krizinden kurtulmak istiyorsa, bu konuyu açıklığa kavuşturmalıdır. Örneğin, farklı kurumlardan seçilecek mülakat komisyonları, mülakat yapılacak günün sabahı kurayla belirlenebilir ve arayacakları temel kriterler önceden saptanabilir.


Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr