Eğitim camiasında ilginç gelişmeler yaşanıyor. Hem de ne gelişmeler. Her biri bomba gibi. Yakında epey ses getirirler. İşte bazıları:
* Milli Eğitim Bakanlığı, okullara cinsellik dersi koyuyor. Öğretmenler için hazırlanan ergenlik dönemi el kitabı, okuyanların yüzünü kızartıyor. İkinci yarı yılda başlayacak dersleri kim verecek ve öğrencilerin tepkisi ne olacak merakla bekliyoruz...
* Profesörler üniversiteye sokulmuyor. İstanbul Üniversitesi, 50 yıllık akademik hayatın ardından üç ay önce emekli olan Prof. Dr. Celal Erçıkan'ın üniversiteye alınmaması için kapılara fotoğrafını dağıttı.
* ilköğretim okullarından sonra liselere de zorunlu din dersleri için ortam hazırlanıyor. Hizbullah ve benzeri örgütlerin, dini bilgilerin yetersizliği nedeniyle taraftar buluduğunu öne süren çevreler, okullarda daha yoğun din dersi verilmesini istiyor. Diyanet İşleri de bu görüşü destekliyor.
* TBMM YÖK Komisyonu, üniversiteleri yerinde değil de sarayda soruşturuyor. Akademik kökenli milletvekilleri komplekslerinden mi, yoksa saray alışkanlıklarından mıdır bilinmez, üniversiteyi üniversiteye gidip soruşturacaklarına, hocaları ayaklarına getirtiyorlar.
* Heybeliada'daki Papaz Okulu yıllar sonra açılıyor. Karşılığında ise Atina'da Ecevit'in toz kondurmadığı tarikatın bir okul açacağı belirtiliyor.
* Lise bitirme sınavı bakalorya yeniden geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK'ün üniversiteye girişte yarattığı haksızlığı kendi yapacağı merkezi lise bitirme sınavı ile gidermeye çalışacak. Sonuç: Daha fazla kargaşa olursa hiç şaşırmayın!.
* Öğrenci affını sadece öğrenciler değil, akademisyenler de dört gözle bekliyor. KPDS'yi aşamayan doktora öğrencileri ve yardımcı doçentlerin gözü kulağı Meclis'te. Affın yazdan önce çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor.
* Üç yıl için düşünülen 8 yıllık kesintisiz eğitim kesintilerinin, derde çare olmadığı gerekçesiyle bir üç yıl daha uzatılması düşünülüyor. Bunun böyle olacağı baştan belliydi.
* Milli Eğitim Bakanlığı nihayet okumanın önemini keşfetti. İkinci yarı yıl yoğun bir şekilde okuma kampanyası başlatıyor.
* Özal'la başlayan her okula bir bilgisayar hayali, parası hazır olmasına karşın hala hayata geçemedi. Dünya Bankası, Türkiye hazır krediyi niye kullanmıyor diye Ankara'ya kızıyor.
* Evrensel bilim yerine, milliyetçi bilim anlayışı geliştiriliyor. Türk ineğinden sonra Türk atı yetiştirilecek, Türkçe bilim dili olacak.
* Üniversitelerdeki Hizbullahçı sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Dekanlar, rektörler, hocalar görevden alınıyor. Ama onları o göreve atayanlara nedense hiç soru sorulmuyor!..
Özetin özeti: Eğitimdeki tablo bildiğiniz gibi...
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr