Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Huzur yoksa gerisi teferruat...

Geçen haftaya ne umutlarla girmiştik.

Aziz Hoca’nın Nobel’i ülke olarak hepimizi oldukça heyecanlan- dırmıştı.

Ama bakın nasıl bitti!

Güya çok önemli işlerimiz, sorunlarımız, sevinçlerimiz vardı.

Hafta sonunu keyifle geçirip, yeni haftaya umutla, heyecanla, coşkuyla girecektik!

Hepsi unutuldu gitti.

Geriye sadece acı kaldı.

Bir kez daha anladık ki ülkede huzur yoksa gerisi teferruat.

İşte bu yüzden, huzura dört elle sarılalım, kimsenin huzurumuzu kaçırmasına için vermeyelim...

Haberin Devamı

Ülkemiz ne kadar huzurluysa biz de o kadar huzurluyuz.

Ülkemiz ne kadar güçlüyse biz de o kadar güçlüyüz...

Levent Kırca

Ülke kan ağlıyor.

Aylardır, hemen her gün, son üç gündür de hemen her saat yeni bir ölüm haberi geliyor.

Şehit cenazelerine bir de terör vahşeti eklendi.

Ankara’daki Barış ve Demokrasi Sevdalıları’nın ölüm kervanına dün bir de Levent Kırca eklendi.

Onunla büyüdük, onunla şenlendik, onunla öfkelendik, onunla rahatladık!

Siyasi hicvi hiç kimse onun kadar iyi yapamadı.

Protest ruhu ve tiplemeleri hiç unutulmayacak.

Hani hep söylenir ya yeri doldurulamaz diye, işte o, bunu en iyi hak edenlerden birisiydi.

Ruhu şad olsun. Demokrasi, özgürlük ve barış için o da bu yolda az mücadele vermedi.

Keşke her sanatçı onun kadar üretken, cesur, hoşgörülü ve kadirşinas olabilse...

Kan ve gözyaşı!

Huzuru yakalamak zor ama kaçırmak çok kolay.

Ve sözün bittiği noktadayız!

Herkes üzerine düşeni yapmak zorunda!

Bu hafta, okullarda, her şeyi bir kenara bırakıp, barışı, huzuru, demokrasiyi, insan haklarını, hoşgörüyü, birliği, bütünlüğü, vatan sevdasını çocuklarımıza anlatmalıyız.

Anlatmalıyız ki bugünlere yeniden dönmeyelim.

Eğer Milli Mücadele’yi okullarda öğrencilere yeterince anlatabilmiş olsaydık, bu vatanın nasıl kurulduğunu iyi öğretebilseydik, bugün yaşanan huzursuzluğun belki de zerresi olmazdı!

Hâlâ geç kalınmış değil. Bu vahşi senaryoları, daha önce de yaşadığımızı yediden yetmişe yılmadan bir kez daha anlatmalıyız ki asıl olanın huzur olduğu kafalara kazınsın, onu bozmak isteyenlere karşı, artık kenetlenmiş bir şekilde dimdik durulsun...

Haberin Devamı

Yoksa ne eğitimin önemi kalır ne de geleceğin!..

Yakın tarihimiz!

Okullarda hep bin yıl öncesinin tarihini anlatıyoruz. Yakın tarihimiz ya hiç yok ya da çok yanlı. Keşke objektif bir gözle bakılabilse ve yaşananlar bir bir yeni nesillere anlatılabilse...

12 Eylül öncesi ve sonrası öğrenciydik. Yaşadığımız sıkıntıları biz biliriz. Bugün ne kadar anlatırsanız anlatın yetersiz kalır. Ama gelin de anlatın!.. Siyasi gerginlikler yüzünden yüzlerce genç öldü, binlercesi hapishanelere düştü, on binlercesinin eğitimi yarım kaldı. Demokrasiye ara verildi ve sonrasında, ülkeyi o gün o noktaya getirenler hiçbir şey yokmuş gibi yola devam etti...

Peki, o günden bugüne, hatta çok öncesinden bugüne dersler çıkarabildik mi, evet demek abartı olur...

Özetin özeti: Ülkemizin ve huzurumuzun kıymetini bilelim. Bunu bozmaya hiç kimsenin hakkı yok. Korumak ise sadece onun, bunun, şunun görevi değil, hepimizin en önemli görevi olmalıdır!.