Öğretmen- lerimizin onlarca sorunu vardı, terörle birlikte, şimdi onlara bir yenisi daha eklendi.
Umarız bu yazı, bu konuda yazdığımız son yazı olur.
Çünkü eğer eğitimde huzur yoksa evlerde de huzur olmaz, ülkede de.
İşte bu yüzden, öğretim kurumlarımızın ve öğretim elemanlarımızın moral değerlerini ve can güvenliğini fazlasıyla ciddiye almamız gerekiyor...
Huzur neden önemli?
Öğretmenlerimizin dört gözle beklediği ağustos ataması nihayet 15 Eylül’de gerçekleşecekmiş. Kadroların üçte ikisi sıcak bölgelerde.
Atanıp da gitmezseler ne olacak?
Yine aynı şekilde, Doğu ve Güneydoğu’da görev yapmalarına rağmen, son yaşanan olaylardan etkilenerek, bir şekilde oraya gitmeyenlerin yeri nasıl doldurulacak?
Okulların çoktan açılması gerekirdi. Ertelendi. Ama belli ki MEB hâlâ yeni öğretim yılına hazır değil.
Öğretmen konusu bu şekilde de diğer konular farklı mı, alın birini vurun diğerine... Yeni öğretim yılı sorunsuz başlamalı.
20 milyona yakın öğrenci var.
Eğer okulda huzur olmazsa, evlerin de huzuru kalmaz.
İşte bu yüzden, yeni öğretim yılına çok daha iyi hazırlanmalıyız.
Öğretmen açığı var diye, yoldan geçenleri alıp sınıfa öğretmen diye sokmak da yanlışların büyüğü olur... Kapıda yarım milyona yakın öğretmen atama beklerken!..
Belki de tercihe bağlı öğretmen uygulaması getirilebilir.
KPSS’de belli bir puanın üzerinde alan adaylara bölge tercihi sunulabilir!..
Ya da başka alternatifler geliştirilmelidir.
Yoksa, ciddi sıkıntılar yaşanabilir...
Bizden hatırlatması!
Herkes kaçıyor
Bölgede yaşanan sorunlar çok farklı boyutlarda tartışılıyor.
Tartışılmaya da devam edecek.
Peki, niye ille de eğitim, öğretmen ve huzur diyoruz?
İşte bölgedeki son durum:
“9 Eylül’deki yazınızı okudum ve hak vermeden geçemedim. Öncelikle Güneydoğu’da görev yapan bir eğitimci olarak bu konuda açıklama yapmak istiyorum. 2014-2015 eğitim öğretim yılında gerek görev yaptığım okulda gerekse bulunduğum ilçedeki diğer okullarda öğrenci başarısını artırmaya iyi bir lisede okumalarını sağlama adına kurslar, takviye etütler, vb çalışmalar yaptık.
İlçede yaz aylarında kurulan TEOG tercih komisyonunda da görev alarak birçok öğrencinin tercihlerinde rehberlik yaptık ve bulunduğumuz ilde, gerek fen liselerine gerekse yüksek puanlı diğer okullara yüzlerce öğrenci yerleştirdik.
Ne yazık ki bölgede meydana gelen olaylar ve güvenlik kaygısı gibi nedenlerle veliler çocuklarını kazandıkları okullardan alarak ilçeye getirmeye başladı.
560-570 puan alan ve ildeki en iyi okulları kazanan öğrencilerimiz taban puanı 150-160 olan ilçedeki okullara nakillerini almak zorunda kaldı.
Ve bu durum, sadece bende değil ilçede görev yapan birçok eğitimci arkadaşta bir moral bozukluğuna, bir hayal kırıklığına yol açtı.
Çocukların iyi bir okulda okumalarının engellenmesine mi kızsak, verilen onca çabaya mı üzülsek bilemiyoruz.
Bu koşullarda, bu yılki sınavlara öğrencilerimizi nasıl hazırlayacağız?
Bir diğer aklıma takılan husus can güvenliği.
Köylerde, kasabalarda, ilçelerde kısacası tüm yerleşim yerlerinde öğretmenler görev yapıyor. Bunların can güvenliği nasıl sağlanacak?
Kimsenin gitmediği yerlere ücretli öğretmenler görevlendiriliyor ve bazı yerlere 4-5 kez ücretli öğretmen gönderilse de çoğu yine korktuğundan gelmiyor.
Ne olur buralara çok daha fazla önem verilsin...”
Özetin özeti: Bir kez de keşke sorun çıkmadan sorunlara kafa yorabilsek!..