Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Görünen o ki okulların açılış tarihi ve şekliyle ilgili yeni kuşkular oluştu.

Bakan Selçuk’un dün bu yönde yaptığı açıklama da tuzu biberi oldu!

Gelin isterseniz önce o açıklamaya bir göz atalım:

“Biz, Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığımız ile sürekli iletişim hâlindeyiz ve süreci en sağlıklı şekilde yürütmek adına çalışmalar yürütüyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı olarak bizim, kendilerinden gelecek her türlü ‘tedbire’ göre yol alabilecek bir hareket kabiliyetimiz var. Şayet derlerse ki ‘Okulları, gerekli şartları sağlayarak 31 Ağustos’ta açabilirsiniz.’, biz o şartları sağlar ve okullarımızı açarız. Derlerse ki ‘Bir süre daha açmayın.’, biz uzaktan eğitimle süreci yönetiriz. Derlerse ki ‘Tüm boyutlarıyla seyreltilmiş bir planlamayla açabilirsiniz.’, bu planlamaya uygun olarak okulları açabilecek imkânlara sahibiz. Diyebiliriz ki bu kararı, aldığımız ve alacağımız tedbirler belirleyecek...”

Haberin Devamı

Gelin de çıkın işin içinden!

Bu arada 20 Temmuz’da açılacağı açıklanan Destekleme ve Yetiştirme Kursları ile 17 Ağustos’ta telafi eğitim için açılmaya hazırlanan özel okullar ne olacak? Risk söz konusu değil mi? Bilim Kurulu bu konuda ne diyor?..

Eğitim sil baştan mı?

Bugünün dünyasında, her konuda, her şey mümkün. Bu yüzden, eğitim de tümüyle online olarak yapılandırılırsa hiç şaşırmamak gerekir. 

Bu noktada asıl sorulması gereken soru şu: 

Eğitimden beklentilerimiz ne? 

Soran, sorgulayan, araştıran, üreten, pazarlayan, milli ve manevi değerlerle donatılmış bir nesil mi? Yoksa gününü ekran kaşında geçiren ama hiçbir konuda yol kat edemeyen, sosyal medyayla sosyalleşen yeni bir nesil mi?..

Hemen her alanda olduğu gibi eğitimde de teknolojiden asla vazgeçilemez. Ama ana unsur olarak değil, destek unsur olarak görmeliyiz. Çünkü eğitim sistemi makine değil insan yetiştiriyor ve insan sosyal bir varlıktır.

Online eğitimin oranını artırabilir hatta tümüyle dijital eğitime geçebilirsiniz. Ortaya bilgi açısından çok daha donanımlı insanlar da çıkabilir. Peki ya, yetiştirdiğimiz öğrencilerin sosyal yönleri? Duyguları? Fiziki yapıları, insancıl değerleri?..

Haberin Devamı

Okul sisteminin Aristo’dan bugüne ayakta kalmasının en önemli nedeni, kazandırdığı sosyalleşmedir. Yoksa, okullara hiç gerek kalmaz, herkes evinde öğrenebildiği kadarını öğrenirdi. Hatta parası varsa çok daha fazlasını öğrenirdi. 

Evde okul sistemi uzun yıllardır tartışılıyor. Üzerine kitaplar yazıldı, filmler yapıldı. Sonuçta görüldü ki hep bir şeyler eksik kaldı.

Pandemi döneminde uzaktan eğitime mecbur kaldık ama bu süreç bittiğinde, uzaktan eğitimi kalıcı hale getirirsek, işte asıl korkulan bu!

Binlerce yıllık insanlık tarihini, gelenekleri, görenekleri ve en önemlisi de eğitim sistemini bir çırpıda değiştiremezsiniz!. 

Üzerinde uzun uzadıya konuşup, tartışmak ve pilot uygulama sonuçlarını görmek gerekir! Yoksa, ben yaptım oldu mantığıyla yapılan dayatmaların bir mantığı olamaz!..

Anayasal değerler?

Bir başka önemli konu ise her ülkenin kendi anayasası ve temel eğitim yasaları doğrultusundaki beklentileri!..

Bunları uzaktan eğitimle kazandırmak ne kadar mümkün?

Haberin Devamı

Siyasetçiler ille de eğitime kafa yoracaklarsa, olayın özellikle bu boyutunu düşünmelerinde yarar var.

Ha, küresel dünyada vatandaşlık kavramı da ortadan kalkacak, herkes dünya vatandaşı olacak diyorlarsa ona denilecek bir sözümüz olamaz!..

Özetin özeti: Eğitim ciddi bir iştir; ne olur ona hak ettiği önemi verelim! Daha fazla kafa karıştırmayalım!..