Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye, aylardır ÖSYM’yi ve onun yaptığı sınavları konuşuyor. Ama hâlâ bir arpa boyu yol kat edilebilmiş değil. Ortaya hemen her gün yeni iddialar ve kanıtlar koyulmasına karşın, ÖSYM gibi YÖK ve MEB de sessizliğini koruyor.
ÖSYM, olup bitenleri görmezlikten gelirken, YÖK de yeni yasal düzenleme nedeni ile sorumluluğun kendilerinde değil, ÖSYM’de olduğunu varsayarak, özellikle son gelişmelerin uzağında durmak istiyor. Oysa Anayasa çok açık bir şekilde bu görevi YÖK’e veriyor. Anayasa’ya göre, bir üst kuruluş olarak yükseköğretimin her türlü sorunu ile direkt o sorumlu. Tıpkı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın TBMM nezdinde YÖK, ÖSYM ve eğitimle ilgili diğer kurumlardan sorumlu olduğu gibi.
Peki YÖK, olup bitenlere seyirci de, MEB farklı mı davranıyor? Alın birini, vurun diğerine. MEB de, tıpkı YÖK gibi bırakın ÖSYM’ye sahip çıkmayı, uzağından bile geçmek istemiyor. ÖSYM’yi adeta kaderi ile baş başa bırakmış durumdalar...
YÖK ve ÖSYM üzerinde kim etkili? Ya da başka bir deyişle bu iki kurumun arkasında kim var? Hükümet mi? Yoksa Çankaya mı?
Kurumların iç yapısını yakından bilenler, her iki kurumda da çok hassas dengelerin söz konusu olduğunu söylüyorlar. Bazen hükümetin, bazen de iktidarın sessiz kalmasının bu hassas dengelerden kaynaklandığına dikkat çekiyorlar.
Örneğin, dışarıdan bakıldığında sanki tek kutuplu bir YÖK söz konusu. Ama içeride fırtınalar koptuğu iddia ediliyor. ÖSYM’ye yönelik güç dengesinde de Çankaya-iktidar ikilemi yaşandığı özellikle vurgulanıyor. Karar alma süreçlerinin bu kadar uzamasının gerekçesi olarak da bu öne sürülüyor...

Sonuna kadar direnecekmiş!
Ankara’dan gelen bilgiler, ÖSYM’nin sınav iptali ya da istifa konusunda sonuna kadar direneceği yönünde. Her ne kadar bazıları hafta sonuna kadar ÖSYM Başkanı Ali Demir’in istifasının söz konusu olacağını söylese de, bu konuda son kararı kendisinin değil başkalarının vereceği belirtiliyor.
ÖSYM’nin Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderdiği savunmada, daha önce söylediği şifreleme de dahil tüm iddiaları reddetmesinin altında yatan gerekçenin de, “yanlış olan hiçbir şeyi kabullenmeme” stratejisinden kaynaklandığı söyleniyor.
ÖSYM bundan sonra da ortaya nasıl bir iddia konulursa konulsun, hiçbirini kabullenmeyecek ve sonuna kadar bu konuda sessiz kalacakmış.
Evet, enteresan bir strateji! Bakalım ne kadar işe yarayacak hep birlikte göreceğiz...

Doğru kelime hangisi
ÖSYM her ne kadar hiçbir iddiayı ciddiye almasa da adayların bu konudaki itirazları dinmek bilmiyor. Her şerde bir hayır vardır örneğinde olduğu gibi, bu konuda da güzel gelişmeler oluyor. Örneğin Türk eğitim sisteminin bir türlü başaramadığını son “skandal” başardı ve vatandaşlarımızı soran, sorgulayan, araştıran kişiler haline getirdi. Devleti yönetenlerin istediği de bu değil miydi? İşte bu konuda ÖSYM’ye teşekkür etmeliler.
Turgay Tıraşlar, sınavda sorulan bir kelimeye takmış bir durumda. “Kültürevi” ayrı mı yazılacak yoksa bitişik mi? Doğru cevap çok önemli. Neden mi? İşte cevabı:
“Şubat ayında ÖSYM’ye YGS TÜRKÇE sorularını hazırlarken hangi kılavuzu kullanıyorsunuz, diye Bilgi Edinme Hakkı’mdan yararlanarak sormuştum. Kurum bana ekte yer alan cevapta TDK Yazım Kılavuzu’nu esas aldığı cevabını vermişti. Ancak bu yıl yapılan YGS’de sorulan yazım kuralı sorusunda “kültürevi” sözcüğünün ayrı yazıldığını doğru kabul etmişti. Daha önce ÖSYM’nin esas aldığını açıkladığı kılavuza baktığınızda bu sözcüğün bitişik yazıldığı belirtilmişti. Ben bununla yetinmedim ve bu sözcüğün yazımını TDK’ya sordum. Onlar da bana ekteki cevapta sözcüğün bitişik yazılması gerektiğini belirtti. Bu durumda bu sorunun iki yanıtı olduğu ortaya çıkıyor. Bu durumla ilgilenmenizi sizden istiyorum. Bahsi geçen soru TÜRKÇE’nin 31. sorusudur.”

TDK’nın görüşü
2005 baskılı Yazım Kılavuzu’na göre: “Ev kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: aşevi, bakımevi, basımevi, doğumevi, gözlemevi, huzurevi, konukevi, orduevi, öğretmenevi, polisevi, yayınevi.
Ancak bu konuda istisnalar vardır. Gerçekten yapı veya bina olarak bir ev çeşidini ifade eden ve ev sözüyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılmaktadır: konteyner ev, yüzer ev, taşınır ev vb.
Kültürevi ise bir ev çeşidi değildir. Bu nedenle bitişik yazılmalıdır”
Özetin özeti: Hatadan dönmek de bir erdemdir. Ama ÖSYM hâlâ bunu anlayamadı...