Seçim zaman-larında siyasetçi olmaktan daha zor bir şey olmasa gerek. Baksanıza, anlı şanlı politikacılar bile bir anda kendilerini kapı önünde bulabiliyorlar...
7 Haziran’da parlamentonun üçte ikisi hatta daha fazlası değişecek gibi görünüyor. Bakan ve genel başkan yardımcılarının pek çoğu da ya liste dışı ya da seçilemeyecek sıralarda, yani onlar için de şaşalı günler artık çok gerilerde kaldı...
Peki, siyasete son noktayı koyar, işlerinin başına dönerler mi? Hiç sanmıyorum. Siyaset öyle bir gayya kuyusu ki bir giren bir daha çıkamıyor.
Eminim ki, bugünden itibaren, olası bir erken seçimin hesaplarını yapıp, ona göre konum belirleyeceklerdir...
Çünkü şu saatten sonra, siyasetsiz bir yaşam onlara çok yavan ve sıradan gelecektir...
Listeler şaşırttı!
Listeler üzerine çok sözler söylenecek, çok senaryolar yazılacaktır. Hele bir iyice netleşsin eğitim, bilim, gençlik adına elbette bizim de söyleyeceklerimiz olacak.
Hangi parti, eğitim, bilim ve gençlik üzerine ne üretti, ne vaat etti, olası bir iktidar döneminde, ilgili koltuklara kimleri oturtacak?..
Birkaç gün içerisinde, seçim beyannameleri ve milletvekili listelerine baktığımızda eminim ki merak ettiğimiz pek çok ayrıntıya ulaşacağız...
Kadın aday sayısı göreceli olarak artırılmış ama ne kadarının halk nezdinde ya da uzman olduğu alanda karşılığı var? İşte o çok tartışılır! Milletvekili olduklarında ne yapacaklar?
Hele hele yıllardır o koltuklarda oturup da hiç yüzünü görmediğimiz, sesini duymadığımız, onun eşi, şunun torunu, falancanın kızı ya da yakını kontenjanından Meclis’e girenlere ne demeli?..
TBMM liderlerin değil, halkın ve ülkenin meclisi. Bu yüzden, Meclis’e girecek her ismin ülkeye ve halkın hizmetine sunacağı bilgisi, birikimi, enerjisi ve heyecanı olmalı. Yoksa parlamentoya girmelerinin bir anlamı olmuyor. Bugüne kadar bu konuda, öylesine negatif örnekler gördük ki umarız aynı temcit pilavı bir kez daha önümüze konulmaz...
Siyasette deprem!
Bugünden itibaren siyasette ciddi anlamda bir deprem yaşanırsa hiç şaşırtıcı olmaz. Hatta canı yanan milletvekilleri çok farklı açılımlar getirebilir. Yani önümüzdeki günler çok sancılı geçecek ve beraberinde çok sayıda sürprizler yaşanabilir.
Peki, siyaset bir meslek mi yoksa bir hizmet alanı mı?
Literatüre göre kamusal bir hizmet alanı ama nedense bizde mesleğe dönüşmüş durumda.
Dün yayımlanan milletvekili listelerinde adayların isimlerinin hemen karşısında meslekleri de yazıyor ama pek çoğunu o meslekleri bir gün bile olsa yaparken gördük desek yalan olur.
Politikaya ara veren üretken milletvekillerimize de verdikleri hizmetler için bir vatandaş olarak canı gönülden teşekkür ederiz. Parlamentoyu sadece adres olarak kullananlara ise diyecek bir sözümüz yok. Kendileri için hayırlı olan ne ise o olsun...
En büyük çöküntüyü ise listelere giremeyenler yaşıyor. Onlara bol sabır diliyoruz.
Ankara’nın nabzı?
Her ne kadar siyaset arenası artık Ankara değil de kentler olacak gibi gözükse de nihai kararlar yine hep Ankara’da alınacak. Önemli adımlar yine hep Ankara’da atılacak. İşte bu yüzden Ankara’nın nabzını iyi tutmak gerekir. Özellikle de eğitimi ilgilendiren konularda! Çünkü, 7 Haziran’dan sonra, Türkiye geneli bir yana, eğitimde çok şey değişecek! En azından bundan emin olabilirsiniz...
7 Haziran’dan hemen herkesin bir beklentisi var.
Gençler iş, çalışan ve emekliler zam, yönetenler daha fazla üretim, ekonomi taze kan, çiftçi destek, aileler huzur, siyasetçiler daha fazla güç isteyecek.
Bakalım kim ne kadar aradığını bulacak?
Ufukta uzun süre seçim gözükmüyor.
7 Haziran bunu pekiştirecek mi yoksa daha ilk günden erken seçim baskısı mı yaratacak?
Ortalıkta o kadar çok senaryo var ki en iyisi mi bekleyip görmek!..
Özetin özeti: Türkiye çok özel bir dönemden geçiyor. Yeni Türkiye’nin ilk provası siyasette deneniyor. Bakalım halk nezdindeki karşılığı ne olacak? Hangi parti, aradığının ne kadarını bulacak?..