Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Üniversite yerleştirme sonuçları her an açıklanabilir.

YKS’nin tartışılacak onlarca açığı var ve hemen hepsi de on binlerce gencimizin mağdur olmasına neden oluyor.

Örneğin Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) nedeniyle sıralamada on binlerce hatta yüz binlerce geriye düşen adayların mağduriyeti.

Örneğin kayıt yaptırmadıkları halde OBP’si yarı yarıya düşen adaylar. Hem de boş bıraktıkları kontenjanlara öğrenci alınmasına rağmen.

Örneğin şov için sınava giren adayların yarattığı kuru kalabalık nedeniyle başarı sırası barajını aşamayanların mağduriyetleri…

Haberin Devamı

Kim dur diyecek?

En olmadık konularda ve en ufak bir hatada öğrencilerin hayatını karartan ÖSYM ve YÖK, nedense ciddi mağduriyetler yaşanan konularda farklı bir adım atmıyor.

Oysa hatadan dönmek de bir erdemdir...

Hemen her yıl on binlerce eski mezun kendini denemek ya da soruları görmek için üniversite sınavına giriyor.

Çoğu da özel ders veren öğretmenler.

Pek çoğu tercih dahi yapmıyor ya da kazansa da gidip kayıt yaptırmıyor.

Yasal mı yasal ama ne kadar adil, ne kadar etik, ne kadar centilmence?..

Son 20 yıldır üniversite sınavına giren bir matematik öğretmeninin YKS’de derece almasından daha doğal bir şey olmaz. Ya da diğer branş öğretmenlerinin kendi alanlarında full çekip fark yaratması da hiç şaşırtıcı değil.

Bu yöntem, kimilerinin kendilerini ve bilgilerini kanıtlamaları açısından doğru bir yöntem gibi gözükse de diğer adaylara karşı pek çok sakıncayı da beraberinde getiriyor.

Örneğin sıralamalar değişiyor, örneğin ortalamalar yükseliyor, örneğin haksız bir yarış söz konusu oluyor.

Keşke arada bir hangi adayın kaç kez sınava girdiği ve sonrasında ne yaptıklarına yönelik analizler de yayınlansa.

ÖSYM keşke bu konuda da caydırıcı önlemler alsa ama nerede...

Örneğin bazılarının derslere hiç devam etmeseler de yüklü ücretler karşılığında bazı vakıf üniversitelerine kayıt yaptırarak onların çıtasını yükselttiği doğru mu?..

YÖK, kayıt yaptırıp da derslere devam etmeyen öğrencilere yönelik bir araştırma yapıp bu konuda iyileştirici önlemler aldı mı? Sistemi suistimal edenlere, bugüne kadar hiç hesap sordu mu?

Haberin Devamı

LGS, YKS, KPSS ve benzeri sınavların eşit şartlarda gerçekleşmesi gerekir.

Sadece ve sadece, sınav saatini, sınav süresini eşit tutarak ve tüm adaylara aynı soruları sorarak adil bir sınav gerçekleştirmiş olmazsınız.

Farklı lise türlerinden mezun adaylara aynı soruları sormak, onları dershaneye yönlendirip hayal tacirliği yapmaktan başka bir şey değildir. Onlara şans tanımanın farklı yolları bulunmalıdır…

Sınav sonuçları incelendikçe çok enteresan veriler ortaya çıkıyor. Umarız, benzer verileri YÖK ve ÖSYM de inceliyor ve ona göre önlemler alıyordur diyeceğiz ama boşuna konuşmuş olacağız.

Asıl düşündürücü olan MEB’in bu konudaki sessizliği.

Mezun ettiği öğrencilerden 100 bini sıfır çekmesi, bırakın üniversiteyi kazanamayanları, kazananların bile soruların dörtte üçünü çözememiş olması nedense hiç ilgisini çekmiyor.

Kabahatli kendi ise neden önlem alınmıyor yok eğer ÖSYM’nin sınav ve ölçme değerlendirme sistemi hatalıysa neden üzerine gitmiyor?

Haberin Devamı

Adil olmayan bir sınav ve yerleştirme sistemi, doğru bir sistem değildir ve doğru öğrencileri seçmiyordur.

Hoyratça istismar edilen böylesi bir kul hakkının vebali de çok büyüktür.

Akademik veriler belli ki ÖSYM ve YÖK’ün umurunda değil, umarız vicdani sorumlulukları onları bu vahim tabloyu düşünmeye sevk eder…

Öğrenciye destek

Üniversiteyi kazananların sevincinin hüsrana dönüşmemesi için tüm kurum ve kuruluşların, hayırseverlerin, sivil toplum örgütlerinin ve özellikle de yerel yönetimlerin ellerinden gelen her türlü desteği öğrencilere sunmaları, yapacakları en hayırlı iş olur.

Gelecek için bir mum yakıp onu sürdürülebilir hale getirmek aydınlık Türkiye yolunda atılmış en önemli adımlardan biri olacaktır…

Özetin özeti: Yapacak çok işimiz var. Sorunların olmasak da çözümün bir parçası olmalıyız!..