Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Önümüzde çok büyük sorunlar var.

Seçim atmosferinden bir an önce kurtulup biraz da onlara odaklanmamız gerekiyor.

Felaketler peş peşe geliyor.

İnsanlar gibi, doğanın da dengesi altüst oldu.

Bir yanda kuraklık, öte yanda sel felaketleri.

Küresel ısınma ve ona bağlı iklim değişiklikleri yaşamımızı altüst edecek.

Dünyanın bugün ve gelecekteki en büyük sorunlarından biri de kuraklık olacak ama buna rağmen hâlâ suyun gücünü, kudretini ve en önemlisi de yaşamımız için ne kadar önemli olduğunu görmezden geliyoruz.

Haberin Devamı

Bir an için evinizdeki suyun akmadığını, içecek temiz su bulamadığınızı, tarım yapacak su kaynaklarının kuruduğunu hayal edin!

Düşüncesi bile soğuk terler döktürüyor.

Daha da acısı ne biliyor musunuz?

Okullarımızda çocuklarımıza su meselesinde olduğu gibi daha pek çok hayati konuda bilgilendirme yapılmıyor! Coğrafya dersi bile yok sayılıyor!..

Su yoksa gerisi teferruat ama bunun bile farkında değiliz. Oysa eğitimin birinci önceliği, öğrencileri hayatlarını idame ettirecek bilgilerle donatmaktır.

Biz doğaya sahip çıkmazsak o da bize çıkmaz!..

Alarm zili çalıyor

Su kaynaklarının kirlenmesi, tükenmesi ve bu konuda yapılan diğer hatalar doğada geri dönülemeyecek enkazlara neden olabilir. Kıtlık, erozyon, canlı türlerinin giderek azalması ve salgın hastalıklar bunlardan sadece birkaçı.

Peki, insanoğlu olarak bizler ne yapıyoruz?

Tüm bu dengelerin altüst olmasını sadece ve sadece seyrediyoruz.

İşte bu konuda birkaç çarpıcı tespit:

2025 yılına kadar dünya nüfusunun yarısından fazlası susuzluk riskiyle karşı karşıya kalacak!

Son 20 yılda kişi başına düşen su miktarımız yılda yüzde 20’ye yakın azaldı ve azalmaya devam ediyor!

Tıpkı ekmek konusunda olduğu gibi, bilinçsiz kullanım ve duyarsızlık nedeniyle yılda 20 milyar metreküp su israf ediliyor.

Her sorunun olduğu gibi, bu sorunun çözümü de eğitimden geçiyor. Ama sınav odaklı olanından değil yaşam odaklı           olanından!..

Öğretmenler geçinemiyorsa…

Stajyer öğretmeninden profesörüne, ücretli öğretmenlerden sözleşmelilere, araştırmacılardan uzman ve okutmanına ay sonunu rahatlıkla getireni zor bulursunuz.

Haberin Devamı

Maaş elbette her şey değil. Özellikle de öğretenler için. Özveriyle görevlerine devam ediyorlar ama onlar da insan, onların da aileleri var, en önemlisi de onlar öğrencileri için rol model.

Donanımlı ve bakımlı olmak zorundalar. Ekonomik sıkıntı asla yaşamamalılar. Cumhuriyet’in ilk yıllarında maaş skalası, milletvekili maaşlarıydı. Şu anda asgari ücretten biraz hallice! Son düzenlemeler çerçevesinde umarız onlar için özel bir gösterge uygulanır.

Neden mi?

Çünkü onlar geleceğin mimarları ve ülkemizin geleceği gibi en değerli varlığımız olan çocuklarımızın geleceği de onlara emanet!

Bizler “Bana bir kelime öğretenin kulu, kölesi olurum” diyen bir kültürden geliyoruz.

Onlar sadece maaşta değil, saygıda da baş tacımız olmalı.

Olmalılar ki geleceğe çok daha güçlü adımlarla ilerleyelim.

Elbette diğer meslekler ve çalışanları da çok önemli ama onlar hepimizin yetiştireni.

Onlar ne kadar güçlü olursa, hepimiz o denli güçlü oluruz.

Öğretmenlerimize sahip çıkmak yediden yetmişe, bugünden yarına herkesin ama herkesin vicdani sorumluluğu altında olmalı.

Haberin Devamı

Nasıl ki onların minik dokunuşları yaşamımızın akışını değiştiriyor, bize yeni yollar açıyorsa, aynı minik dokunuşu bizler de onlar için yapmalıyız.

Özetin özeti: Su ve öğretmenlerimiz konusunda hiçbir mazeretimiz olmaz, olamaz, olmamalı. Onlarınki naz ya da kapris değil ihtiyaç!..