Toptan mı, Çiller mi?

Siyasal yapıda değişiklik istemiyor muyuz? İşte fırsat. DYP kongresi haftaya yapılıyor. Bakalım liderlik yarışını, her yönüyle iflas etmiş bir Çiller mi, yoksa dürüstlüğü, efendiliği, çalışkanlığı ve kırk yıldır siyasetin içinde olmasına karşın en ufak bir çamur izi taşımamasıyla tanıdığımız Toptan mı kazanacak? Merakla bekliyoruz.
Bir yandan liderlerin dikdatörleşmelerinden şikayet ediyoruz. Öte yandan değişim için hiç bir adım atmıyoruz! Partisini, Türkiye'yi başarıdan başarıya götüren liderleri elbette başımızın üstünde taşıyalım. Ama başarısızlıkları defalarca kanıtlanmış isimleri, her açıdan yıpranmış liderleri, ne olur artık sırtımızda taşımayalım. Eğer onlar, batılı liderler gibi seçim yenilgisinden sonra istifa etmiyorlarsa, biz onları seçmeyelim. Dünyanın hangi medeni ülkesinde defalarca hezimete uğrayan liderler, bir sonraki seçimlere böylesine pişkinlik örneği vererek girebiliyor? Bulmak gerçekten zor...
Kabahat galiba biz seçmenlerde. Hem yenilik istiyoruz, hem de koltuğuna sıkı sıkıya sarılanlara "Dur aman ne olur gitme" diye yalvarıyoruz. Madem demokraside çare tükenmiyor, biraz da farklı çareleri deneyelim. Başarısız olan gider, yerine bir başkası gelir. Gelen de başarısız olursa o da gider. Ta ki en başarılı olanları bulana dek...
DYP kongresi, kilitlenen siyasal yapıda farklı alternatifleri de gündeme getirecektir. Çiller'li bir koalisyona hiç bir parti sıcak bakmıyor. Toptan'ın uzlaşmacı kişiliği, Türkiye'yi tek seçenekli hükümet modelinden de kurtarabilir. Ayrıca, başarısız liderlerin değişebileceğini de kanıtlanmış olurlar ki, bu açıdan bakıldığında sadece DYP'ye değil, Türkiye'ye de en büyük iyiliği yapmış olurlar. DYP delegeleri, elbette bugüne kadar alışıla gelmiş genel tutumu sergileyip Çiller'i yeniden seçebilir. Ama o zaman bilsinler ki, barajın altına düştüklerinde ya da mevcut siyasal yapıdan şikayet edildiğinde kendilerini inandıracak bir tek kişi bulamazlar...

Ders olmadı, kurs verelim

Son günlerde okul müdürleri tarafından velilere şu mektup gönderiliyor: "Okulumuzda yetiştirme kursları açılacaktır. Temel amacı: sınıflarımızın kalabalık olması ve öğretime ara verilmesi nedeniyle öğencide oluşan bilgi eksiklerinin tamamlanması, öğrenilen konuların pekiştirilmesi ve ileriki yıllarda girecekleri sınavlarda başarılı olabilmelerini sağlamaktır. Kurslar, müdürlüğümüzün denetimi altında okulumuz öğretmenleri tarafından 20, 25 kişilik sınıflarda verilecektir..."
Gönül isterdi ki daha okula yeni başlayan öğrencileri bile kapsayan bu kurslar ücretsiz olsun. Zaten Bakanlık da öyle açıklamıştı. Ama en ucuzu 60 milyon lira. İşin garibi tam gün eğitim yapa özel okullar da benzer yönteme başvurmaya başladı. Belki bir ilgilenen çıkar!..

Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr