Üniversite rektörlerini, önce YÖK Ankara’da topladı. Sonra da sohbet için valiler. Toplantıların belirli bir gündemi yok. Havadan sudan gibi görünse de, satır aralarında çok ciddi konular ele alındı. Örneğin İstanbul’daki toplantıda, rektörlerin nükleer santrallara bakış açısı, “çaktırmadan” alınmaya çalışıldı. Ankara’daki zirvede ise yeni YÖK yasa taslağına yönelik tepkileri sorgulandı. Özellikle de özel üniversitelere ve yabancı girişimcilere bakış açıları öğrenilmeye çalışıldı.
Toplantıların resmi bir niteliği olmadığı için sohbetlerin de resmi bir yanı yok elbette. Ama İstanbul’daki toplantıya katılan rektörlerden çoğunun nükleer santralların yapılmasından yana olduklarını özellikle hatırlatmakta yarar var.
İktidar öyle istediği için onlar da öyle düşünüyor diyenler elbette çıkacaktır. Ama sanki onların görüşü, bu teknolojiye Türkiye’nin de sahip olması yönünde. Oldu olacak, bu konudaki görüşlerini resmen açıklasalar da bizler de öğrensek...
LYS için dikkat!
ÖSYM’nin artık yeni bir yasası ve asil bir başkanı var. İTÜ öğretim üyesi Ali Demir artık vekâleten değil asaleten ÖSYM’nin başkanı. Umarız bundan sonra atacağı adımlar da, bir vekil gibi değil, asil gibi olur.
Pazar günü yapılan YGS’de tuvalete çıkma yasağı nedeniyle altına kaçıran öğrenci sayısının haddi hesabı yok. Bu çağda böylesi bir mantık mı olur? Ama oldu.
Demir, pire için yorgan yakanlardan. Üç beş kişinin kopya çekmesini önlemek için 1 milyon 700 bin adaya hatta bütün Türkiye’ye yasak getirmek için hiçbir sınır tanımıyor. Allah’tan, YÖK ve diğer kurumlar onun gibi yasakçı değil.
Örneğin, GSM şirketleri, onun yasak getirin, pazar günü sınav saatinde bütün telefonları susturun, isteğini yerine getirmiş olsalardı, rezaletin bin türlüsü yaşanırdı.
YÖK Başkanı bile Demir’in bu isteğini fevkalade yanlış buluyor. Sanki onu o göreve getiren kendisi değilmiş gibi!..
Sınav yasakları tuvaletle sınırlı kalsa iyi ama alyansların çıkartılmasına kadar varan sinir bozucu tedbirler ve daha da önemlisi bütün saatlere yasak getirip, salona da saat asılmamasının bir mantığı olamaz.
ÖSYM bu kadar yasak getirerek öğrencilerin moralini altüst edeceğine kendi sınav merkezini sıkı kontrol altına alsa çok iyi olur. Çünkü KPSS soruları, sınav merkezlerinden değil ÖSYM merkezinden dışarı sızdırıldı!..
Geleceğin meslekleri
İŞKUR bir araştırma yapmış ve geleceğin meslekleri diye bir dizi mühendislik sıralamış. İnsanın sadece gülesi geliyor. 30-40 yıl önce de benzeri sıralamalar yapılıyordu ama şimdi birkaçı dışında çoğunun esamesi bile okunmuyor. Aslında böylesi durumlarda geneli bırakıp, özele yani kendinize yönelmeniz gerekir. Önemli olan başkaları ya da dünya için değil, bizim için en önemli meslek hangisi ona bakmalıyız.
Ayağınızı sürterek gideceğiniz bir işte başarılı olmanız mümkün değil. Yine aynı şekilde severek yapmayacağınız bir iş sonrasında mutlu olmanız da yine kesinlikle mümkün değil.
Eğer başarılı, mutlu ve bir o kadar da geleceğe güvenle bakmak istiyorsanız, ilgi ve yetenekleriniz doğrultusunda severek yapacağınız bir işe yönelmelisiniz.
Eğer üniversite adayı iseniz, işte tam da bugünlerde testler, puanlar, sınavlar kadar biraz da seçeceğiniz mesleğe kafa yormalısınız ve bu konuyu hiç kimseye havale etmeden kendiniz karar vermelisiniz.
Çünkü sizi ve hayallerinizi sizden daha iyi kimse bilemez...
Peki İŞKUR’a göre geleceğin meslekleri hangileri? İşte onlardan bazıları:
Enerji sistemleri mühendisliği, raylı sistem işletme teknikerliği, lojistik, yazılım mühendisliği, bireysel portföy yöneticiliği, aktüerlik, nükleer uzmanları, hafıza artırma cerrahlığı, sanal market işletmeciliği, elektronik gazetecilik, gen terapistliği, nano yapı mühendisliği, taşeron-fason yöneticiliği, soru bankası tasarımcılığı, alternatif besin mühendisi...
Özetin özeti: Evet gelecekte çok farklı meslekler olacak. Ama bugünden yarına o değişimi beklemek çok zor. Doktorluk, avukatlık, mühendislik, öğretmenlik gibi temel meslekler sanki hep önemini koruyacak. Ama çağa ayak uydurmaları koşuluyla!..