Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Pozitif olmak iyi bir şey.
Keşke olabilsek.
Çünkü hep mutlular...
Pozitif olmak, elbette Polyannacılık değil.
Sadece bardağın boş olan kısmı kadar, dolu olan kısmını da görmektir.
İlle de yarıya kadar dolu olması da gerekmez!
Bazen bir yudum su bile kendimize gelmemizi sağlayabiliyor...
En ufak bir dokunuş bile mutlu olmamıza yetiyor.
Negatiflik çoğu zaman hepimizi öylesine yoruyor ki yaptığımız en güzel işlerden bile keyif alamıyoruz...
Korkutan eğitim!
Eğitim sistemimizin geneline baktığımızda, korku ve ceza odaklı bir dayatmanın olduğunu görüyoruz.
Başarılı olduğumuz derslere değil, başarısız olanlara bakılır.
Yaptıklarımız değil, yapmadıklarımız dikkate alınır.
Anlattıklarımız değil, anlatmadıklarımızın hesabı sorulur.
Okula gittiğimiz günler değil, gitmediklerimiz sorgulanır.
Dostluklar değil, kırgınlıklar göze batar.
Alkış söz konusu olduğunda cimri, eleştiri olduğunda bonkör oluruz...
Yukarıdaki, tespitlerin sayısını fazlasıyla artırabiliriz.
Çünkü hayatımız, çelişkilerle dolu.
Peki, evde, okulda, işte, sokakta, seyahatte, restoranda ya da başka bir yerde, bu çelişkiler, özellikle de negatiflikler ya da negatif bakış açısı bizi yormuyor mu?
Yoruyor, hem de fazlasıyla yoruyor.
Hele bir de her şeyi takıntı haline getirirseniz, hayatınız altüst olmuş demektir.
Peki, bunun zararı kime olur?
En büyük zararı kendi kendinize verdiğinizden emin olabilirsiniz.
Kimin umurunda olur?
Eleştirdiklerinizin mi, daha iyisi olsun diye çabaladıklarınızın mı yoksa yasa koyucu ve koruyucu konumda olanların mı?
Hiçbirinin.
Üzüldüğünüzle kalırsınız, o kadar...
Doğru olan bu mu?
Hiçbir şeyi görmeyip, duymayıp, konuşmayıp, üç maymunu mu oynamalıyız?
Tabii ki hayır.
Yapılması gerekenler için elinizden gelini yapıyor ve o yönde verebileceğiniz mücadelenin en iyisini verdiğine inanıyorsanız, sonrası, sadece sizin sorumluluğunuzda değil. Bu yüzden karalar bağlamak ve hayata küsmek ne kadar doğru?
Her konuda olmasa bile bazı konularda bunu bir de bu gözle değerlendirmekte yarar var...
Eğitim neden önemli!
Dünyaya, olaylara, kişilere, çiçeğe, böceğe, insana, kısacası her şeye bakış açımız okulda şekilleniyor.
Nasıl yetiştirilirsek, öyle gidiyor.
Şansız var ve daha anaokulunda güler yüzlü pozitif bir öğretmene düştüyseniz, hele bir de ilkokulda bu devam ettiyse, sizin hayata küsmeniz ya da tersten bakmanız mümkün değil.
Çünkü her şey anaokulu ve ilkokulda şekilleniyor, sonrasında da o yönde dallanıp budaklanıyor.
İşte bu yüzden okul öncesi eğitim başta olmak üzere temel eğitim çok önemli.
Ve tabii bir de eğitime bakış açımız?
Tüm öğrencileri birbirine rakip haline getiren, birinin başarması için diğerinin başarısız olması gereken bu sistem, yarış atı yetiştirmenin ötesinde bir işe yaramaz.
Yarış atlarının koşu ömürleri de sınırsız değil!
Şampiyon olduklarında övgülerin en büyüğünü, yiyecek ve bakımın en güzelini alırlar ama işleri bittiğinde, sonlarını ne siz sorun, ne de ben söyleyeyim...
Özetin özeti: İyi pazarlar. Bu güzel günün keyfini çıkartın, kimselerin, özellikle de kendi kendinizin bu keyfi kaçırmasına kesinlikle izin vermeyin..