Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Zor bir öğretim yılı geçirdik ve yeni öğretim yılına umutla girmek istiyoruz.

Telafi eğitim ve yeni öğretim yılı hazırlıkları çoktan başladı. Her şey yolunda gidiyor mu?

Tedirginlikler boşuna mı? Daha da önemlisi, yaşananlardan ders çıkarabildik mi?..

MEB, YÖK, ÖSYM ve diğer ilgili kurumlara göre, her konuda, gerekenler fazlasıyla yerine getiriliyor. Panik yapmaya hiç gerek yok. Dışarıya yansıyan bilgiler ise tam aksi yönde. Evet, çalışmalar var ama Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığı’nın dikkat çektiği konularda, çok daha fazla hassasiyet gerekiyor.

Haberin Devamı

Yeni öğretim yılına girerken, tüm paydaşların mutlu olması gerekir ki sağlıklı, keyifli ve verimli bir öğretim yılına merhaba diyelim...

Yaş sınırı?

Milyonlarca öğrenci okula başlayacak. Kimi ilkokul, ortaokul ve lise kimileri de daha iyi bir üniversite arayışı içerisine girecek.

Her ne kadar en iyi okul, en yakın okul desek de veliler, çareyi yine uzaklarda ve sınavlarda arayacak.

Bu yıl, ilkokula başlayacak olan bir milyonu aşkın ilkokul birinci sınıf öğrencilerinde yaş sınırı kaç olacak?

Öğretmenler 72 olmasında ısrarlı ama 66 ay üzeri olanlara kapılar aralanacak. Peki, onca öğrenciye yer var mı?

Eskiden olsa, sınıf mevcutları şişirilerek, başvurular eritiliyordu ama bu yıl çok zor. Çünkü sosyal mesafe kuralları uygulandığında sınıf mevcutları 15-20’ye inecek!..

Ara sınıflar hadi bir şekilde eritildi diyelim, ortaokul, lise ve üniversiteye yeni başlayacak öğrencilerin yeni okul arayışı kafaları karıştırmaya devam ediyor.

Pek çoğu için mahallede gidilecek okul yok, korona nedeniyle çocuğunu uzağa göndermek istemeyen veli sayısı da çok fazla.

Bu yüzden MEB’in yeni okul modelleri üzerinde çalışması ve mevcut kapasiteyi en doğru şekilde kullanması şart! Bunu ne kadar gerçekleştirecek hep birlikte göreceğiz.

Boş kapasiteler sonuna kadar değerlendirilecek mi yoksa uzaktan eğitim ve açık öğretimle durum kurtarılmaya mı çalışılacak?..

Hangi lise?

Bu yıl en ciddi sıkıntı liselere girişte yaşanacak.

1 milyon 800 bin çocuğumuz daha iyi bir liseye girmek için önce sınav sonra da kayıtlar için mücadele verecek.

Haberin Devamı

Sınavla öğrenci alan okulların toplam kontenjanı az hem de çok az.

Artırılır mı? Şu saatten sonra zor. Artırılsa da tabela okul açmanın ötesine geçilemez.

Çok programlı liseler derde deva olur mu?

Onu da hep birlikte göreceğiz.

Velilere önerimiz, iyi bir lise için çok büyük bir beklenti içerisine girmemeleri ve diploma odaklı tabela Anadolu liselerinin yanı sıra meslek liselerini de ciddiye almaları. İşsizliğin daha da artacağı önümüzdeki dönemde, elinde diploma yerine bir mesleği olanlar sanki daha kolay istihdam olanağına kavuşabilecekler.

Hangi üniversite?

Üniversiteye girişte tanıtım ve tercih olanakları sanki bu yıl çok kısıtlı olacak gibi!

Korona etkisini azaltırsa seyahat özgürlüğü biraz daha artar ama en ufak bir kıpırdanma ailelerin çok daha temkinli olmasını da beraberinde getirecektir.

Üniversiteler, ÖSYM ve YÖK bu yıl çok daha farklı bir tanıtım stratejisi izleyebilir. Sanal üniversite fuarı, dijital rehberlik hizmetleri ya da üniversitelerin kendi görsel tanıtımları veli ve adayları ne kadar tatmin eder, o da koca bir soru işareti taşıyor.

Haberin Devamı

Evde kalma nedeniyle zamanın çok olduğu şu günlerde okul tanıtımına, tanımaya ve tercihlere çok daha fazla vakit ayırmakta yarar var.

İyi bir lise, iyi bir üniversite ve iyi bir meslek daha iyi bir gelecek demektir. Bu yüzden tercihleri, yani okul ve meslek seçimini son dakikaya ve tesadüflere bırakmamak gerekir.

Hemen her yıl yüz binlerce gencimiz tercih kurbanı olarak yaşamını altüst ediyor. Ne olur sizler de bu kervana katılmayın!

Diploma mı, meslek mi?

Önemli olanın diploma olmadığını ne olur artık anlayalım.

İşsizler sıralamasının en tepesinde şu an üniversite mezunları var.

Çocukluğunu, gençliğini yaşamadan, gece gündüz demeden diploma peşinde koşan 10 milyona yakın gencimiz şu an ya işsiz ya da mesleğiyle hiç alakası olmayan, hiç sevmediği işlerde çalışmak zorunda kalıyor.

Onca emeğin, mücadelenin, özverinin ve harcamanın karşılığı bu olmamalıydı.

Tercihler ve okul seçimi sınav sisteminin en önemli basamağı ama nedense, sınavlar için harcadığımız zamanın onda birini meslekleri, öğretim kurumlarını tanımak ve tercihler için ayırmıyoruz. Bu yüzden de büyük hatalar yapıyoruz.

Hemen her yıl üniversiteyi kazanan ya da mezun olan yüz binlerce gencin yeniden sınavlara girmesi bu yüzden!..

Sınavlar yapılmadan tercihlere kafa yormak, zaman ayırmak ne kadar doğru diye bir yanlışa sakın düşmeyin. Çünkü sınavdan sonra tercihler için çok fazla bir zaman olmuyor ve son dakika kararları hep sıkıntılı oluyor.

Özetin özeti: Yaz boyunca, meslek seçimi ve tercihler konusunda en doğru adres yine Milliyet olacaktır. Bizi izlemeye devam edin...