KPDS yani
Kamu Personeli Yabancı Dil Sınavı, akademik yaşamda olduğu kadar bürokrasi için de çok önemli. KPDS'de 70 barajını aşamayanın normal koşullarda daire başkanı, genel müdür olması çok zor. Dil tazminatından yararlanabilmek için de en az 70 almak gerekiyor...
İşin içine makam ve akademik unvanın yanı sıra para da girince kafalar daha da karışıyor. Hocalar, devletin öğretim üyelerine üç kuruş daha fazla para vermemek için soruları zorlaştırdığı kanısında. Bu nedenle
KPDS ile
Doçentlik Yabancı Dil Sınavı'nın birbirinden ayrı yapılmasını istiyorlar...
Üzerinde durmaya değer konulardan biri de bilim dili olarak
Fransızca ve
Almancanın olduğu gibi
Türkçenin de tamamen göz ardı edilerek
İngilizcenin tek geçerli dil haline getirilmesi. Vakıf üniversiteleri ile gözde devlet üniversitelerinin tamamında öğretim dili İngilizce. Dolayısıyla bu üniversitelerde üretilen tüm bilimsel çalışmalar, örneğin doktora, doçentlik ve profesörlük tezleriyle, gerçekleştirilen araştırmaların tüm dökümleri İngilizce olarak yayınlanıyor. Bu yüzden de İngilizce bilmeyen birinin bu tezlerden yararlanması çok zor. Bu nedenle üniversitelerde gerçekleşen çok önemli araştırmalardan çoğu zaman ilgili sektörlerin bile haberi olmuyor. Bu konuda şikayetçi olanların başında o araştırmaları gerçekleştirenler geliyor. Yılların emeği, raflarda tozlanmanın ötesinde bir işe yaramıyor diyorlar. En azından Türkçe çevirileri yayınlanamaz mı?..
Bilimsel araştırmalar, sadece akademik unvan almak ya da bilimsel tatmin için yapılmadığına göre toplumsal yararının da mutlaka aranması gerekiyor. Hele hele Türkiye gibi kaynakların tamamının devlet tarafından karşılandığı ülkelerdeki bilimsel çalışmalarda toplumsal yararın göz ardı edilmesi hiç hoş değil...
Bu arada KPDS çilesi TBMM'ye de geldi. Akademik kökenli milletvekilleri, KPDS nedeniyle en az 10 bin mastır ve doktora öğrencisiyle, yardımcı doçentin mağdur olduğunu gerekçe göstererek af istedi. Tasarının kabul edilmesi halinde, KPDS barajını aşamadıkları için kayıtları silinenlere yeniden öğrencilik hakkı tanınırken, doçent adaylarına da ek süre verilecek...
Gelen mesajlara bakıldığında KPDS'yi savunanlar da hiç az değil. Özellikle doktorasını yurtdışında yapanlar, dilin her şeyden önemli olduğunu YÖK'ün bu konuda kesinlikle taviz vermemesi gerektiğini vurguluyorlar...
Bu çerçevede sık sık tartışılan bir konuda; yazılan makalelerin uluslararası alanda kaynak gösterilmesinde yaşanan çelişkiler. Hocalar bilimsel çalışmalarda kendilerini dışarıya beğendirme kaygısı taşıdıkları için ulusal nitelikteki toplumsal konulardan çok, refere edilecek konulara öncelik verdiklerini söylüyorlar...
Özetin özeti: Hemen her konuda şura düzenlenirken, hala bir
Bilim Şurası'nın toplanamaması çok önemli bir eksiklik. YÖK'ten umudu kestik, hükümete duyurulur! Özellikle de
Ecevit ve
Bahçeli'ye.
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr