Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum ile birlikte geçmişte depremler yaşayan Bolu’daydık. Kurum, acıların tekrar yaşanmaması için kentsel dönüşüm seferberliği başlatacaklarını belirtti.

Bakan Kurum “Riskli binada vatandaşımızı oturtmayacağız. Bakanlık yapacağız, belediye başkanlığı yapacağız diye ona dokunmayalım, buna dokunmayalım demeyeceğiz. Bakanlık da yapmayalım belediye başkanı da olmayalım, yeter ki vatandaşımızın canı yanmasın” dedi...

BOLU

Deprem gerçeği yüzleşmemiz gereken bir konu.

İstanbul’da deprem olursa sonuçları tartışılıyor.

Haberin Devamı

Kartal gelişmesi binaların pek de sağlam olmadığını gösterdi. Bu nedenle kentsel dönüşümün hızlı bir şekilde yapılması gerekiyor. Acılardan ders almamız ve herkesin kentsel dönüşüme destek vermesi şart.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile kentsel dönüşümü, riskli binaların sayısını, yeni yol haritasını, deprem gerçeği başta olmak üzere birçok konuyu konuştuk.

BU İŞ TERÖR KADAR ÖNEMLİ

Hazırlanacak olan kentsel dönüşüm master planını ve yeni yol haritasını Milliyet’e anlatan Kurum, “Türkiye’de 6.7 milyon konutun dönüşmesi gerekiyor. Bunun yüzde 20-30’u çok acil. Yani 1.5 milyon konutun çok acil dönüştürülmesi lazım. Bu konutlarda yaklaşık 6 milyon kişi yaşıyor. 5 sene içerisinde 2023’e kadar biz bu acilleri bitirmek istiyoruz. Riskli binada vatandaşımızı oturtmayacağız. Bu iş terör kadar önemli. İnanın bu iş terörden daha sıkıntılı. Yani bir anda bir sürü canınız gidiyor, malınız gidiyor, insanlara ulaşamıyorsunuz. Sadece İstanbul’da 5 milyona yakın bina var, bunun yüzde 40’ı risk altında. Yani 2 milyona yakın burada süreç içerisinde dönüşmesi gereken bina var. Biz bu süreçte hiçbir şekilde vatandaşımızı da mağdur etmiyoruz. Kirasını veriyoruz. Binasındaki değerden aşağı olmayacak şekilde ona hisse veriyoruz” dedi. Kurum, sorularımızı şöyle yanıtladı:

- Kartal’daki binanın çökmesinden sonra bazı dersler alındı mı, vatandaşın bakışı nasıl dönüşüme?

Bizim depremle alakalı istemesek de o eski günler yeniden canlandı. 21 vatandaşımızı kaybetmemiz... Oradan kucağında en son çıkan anne çocuğuna sarılmış annelik içgüdüsüyle onu korumaya çalışıyor. İkisinin cenazesi beraber çıkıyor sarılmış halde. Ve insanlar onu 4-5 gün yaşadılar. Çanakkale’de de deprem yaşandı. Tüm Türkiye deprem gerçeğini görüyor bu gibi olaylarla. Hep unutuyoruz. Bu olaylarda insanlar canının malının söz konusu olduğunu artık görüyor. Acı olaylar ne yazık ki bu durumu bize yeniden hatırlatıyor. Kartal’da yıkılan binanın etrafındaki 10 binayla alakalı toplantı yaptık. Bina sahiplerine dedik ki bina tespitlerini yaptıktan sonra; işte senin binan riskli, seninki değil. Hiçbiri itiraz etmedi. Tabii üzüldüler ama dediler ki; tamam, riskliyse riskli, şimdi hepsi boşalttılar binalarını, yani 158 tane daire. İstanbul’un göbeği Kartal’dan bahsediyoruz. 400 tane bina daha başvurdu o bölgede. Ve biz de binaları boşalttık yıkımlarını sürdürüyoruz. Şimdi bir taraftan da TOKİ eliyle Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları çerçevesinde projeyi de hazırlıyoruz ve hızlı bir şekilde orada aksiyon da alacağız. Biz doğru örnekleri, doğru projeleri böyle yaptıkça vatandaşın bize güveniyle hızlı bir şekilde hareket edeceğiz. Bir kere riskli binada hiçbir vatandaşımız yaşamasın. Cumhurbaşkanımızın da bu konudaki mesajı net. O mesajı artık bizim net bir şekilde algılamamız lazım. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte bizim kentsel dönüşüm strateji belgesini yaptığımız toplantılarda anlatıyoruz: Bizim dönüştürülmesi gereken acil öncelikli yerleri belirle, ona göre bir harita çizelim ve bu dönüşümü de öyle gerçekleştirelim. Şimdi her şehirde hem tarihi mekânlarda, hem de dönüştürülmesi gereken eski binalarda bu dönüşüme girdik. Ve şu an belediye başkanlarımız, vatandaşımız, herkes bize inşallah destek de veriyor, güzel de gidiyor. Hızlı bir şekilde bu süreci yürüteceğiz.

Haberin Devamı

‘Vatandaşın canı yanmasın’

Haberin Devamı

- Riskli yapılar da tablo nasıl, Türkiye depreme hazır mı?

Bolu’dayız, burası 1945, 1999 depremlerini yaşamış, en son 1999 depreminde 45 tane canımızın gittiği bir şehrimiz. Bakıyorsunuz şehirde binaların birçoğu yenilenmiş, ama Başkanımızın ifadesiyle yüzde 70-80’e varan bir yenilenmeden bahsediyor. İşte yüzde 20-30 riskli binadan bahsediyor, 200 bin nüfusu var, yani 4’e bölseniz 50 bin konut eder. 50 binin işte yüzde 70’ini dönüştüğünü düşünürseniz 35 bini dönüşmüş, demek ki dönüşmesi gereken bir 10-15 bin arası bir bağımsız bölüm var ki bu Bolu için iyi bir rakam. Şu var: Önümüzdeki 10 yıllık süreçte bir hedef koyacağız. Şehirleri biz 50 yıllığına, 100 yıllığına planlamalarını yapacağız. Nüfus artışıyla bu süreci yöneteceğiz. Kentsel dönüşümde tamamen hazırlıklı mıyız? Yok değiliz. Ama şu noktadayız iyiyiz: Yani gerçekten arama kurtarma AFAD’ımız olsun, işte itfaiyelerimiz olsun mesela en son İstanbul’da da bunu net bir şekilde gördük. Diğer sivil toplum örgütlerimiz işte UMKE’dir. Büyükşehir’in, sivil toplum örgütleri çok o noktada iyiyiz, kurtarma operasyonları. Ama hani bu İstanbul’da büyük bir deprem olduğu zaman bunun üstesinden gelir miyiz? Bence bunun üstesinden gelebilecek şu an bir devlet yok yani dünyada, zor bir iş yani. O yüzden bizim bu bilinçle hareket edip bu sağlıksız yapı stokunu bir an önce devletin içinde olduğu, vatandaşın içinde olduğu bir sistem çerçevesinde planlı bir şekilde acil öncelikli alanlardan başlamak suretiyle biz bu kentsel dönüşümü kesin bir dille söylüyorum yapmak zorundayız. Yani riskli binada biz vatandaşımızı oturtmayacağız, yani çünkü gerçekten zor ya. Yani biz işte bakanlık yapacağız, efendim milletvekilliği yapacağız, belediye başkanlığı yapacağız, ama efendim işte ona dokunmayalım, bizde bakanlık yapalım, ya yapmayalım ya... (Sonra ağlamaktansa) Ya aynen öyle biz yapmayalım, milletvekili de olmayalım, bakan da olmayalım, belediye başkanı da olmayalım, o bizim vatandaşımızın da canı yanmasın. Biz acıtıyor muyuz riskli binadan çıkararak? Acısın.

- Şimdi acısın, sonra acımasın, üzülmesin diyorsunuz...

Evet sonradan ülkemiz üzülmesin, yani bugün ki biz hiçbir şekilde vatandaşımızı da mağdur etmiyoruz. Yani kirasını veriyoruz, efendim bugünkü değeri kaç lira binasındaki değeri kaç lira? O değerden aşağı olmayacak şekilde dönüşümde ona hisse veriyoruz. Dolayısıyla, bu çerçevede olduğu sürece ben vatandaşımızın mağdur olmadığını ve şunu da net bir şekilde gördüm: Devletin, Bakanlığın, Cumhurbaşkanının yanında olduğunu çok net bir şekilde de gördü yani bu süreçte.

Kentsel dönüşüm seferberliği

- Kaçak yapılar konusunda hassassınız sanırım, kararlılık sürecek mi?

Kaçak ve riskli yapıyla alakalı kararlı duruşumuzu önümüzdeki süreçte de yürüteceğiz. İşte en son Nevşehir’de kaçak binalara ilişkin bir süreç başlattık, şimdi ilk etapta 15 bina tespit edildi, 11’i yıkımı gerçekleştirildi. Şimdi dere güzergâhı üzerindeki kaçak binaları tespit ediyoruz. Kademe kademe hem riskli binaları hem de bu kaçak yapıları yıkıp, boşaltmak suretiyle biz artık örnek şehirler, marka şehirler projesi gerçekleştirmek istiyoruz ve enerjimizi de buraya vereceğiz, yani bizim için önümüzdeki süreçte Bakanlığımızın en önemli işi bu. En önemli işi bir ülkenin mekânsal, stratejik planını yapmak. İkincisi, bu stratejik plana uygun alt ölçekte kentsel dönüşüm strateji planı, iklim değişikliğiyle ilgili planlama. Yani bunu organizasyon şeması düşünün üstte mekânsal stratejik plan, altında işte depremle ilgili kentsel dönüşüm planı, iklim değişikliğiyle ilgili plan, şehirlerin büyümesiyle alakalı plan, tarihi kültürün korunmasıyla ilgili planlar ve bunları birleştirdiğimiz zaman biz önümüzdeki 5 senelik, 10 senelik, 2023-53-71 hedefleri doğrultusunda da inşallah o süreci yapmış olacağız, gerçekleştirmiş olacağız. Yani kentsel dönüşüm seferberliği bu.

- Bu seferberlikte herkese görevler düşecek, çağrınız nedir?

Herkese düşen görevler var. Vatandaşımız zaten devletinin her zaman yanında oldu. Bu noktada da biraz daha herkesin fedakârlığı ve üstüne düşen görevleri yerine getirmesi suretiyle bu dönüşümü de hızlı bir şekilde gerçekleştireceğiz. Göreve geldiğimizden beri 6 ayda 40 ile gittik. İl il gezerek kentsel dönüşümü başkanlara anlatıyoruz. Yapılması gerekenleri söylüyoruz. Geçmişteki acıları biz bir daha yaşamak istemiyoruz. İllere de riskli binalarla ilgili bir genelge gönderdik. Dönüşlere göre de kentsel dönüşüm master planı hazırlanacak. Bu master plan çerçevesinde 2019 yılından başlamak suretiyle önümüzdeki süreçte yılda 300 bin konut dönüştürmeyi hedefliyoruz bu riskli binaların olduğu alanlarda. Bunun yüzde 10-15’lik kısmını bakanlık olarak biz TOKİ eliyle yapacağız.

BU İŞ TERÖR KADAR ÖNEMLİ

‘Sıfır atık projesine ikili sistem yönetmeliği geliyor’

- Sıfır atık projesinde son durum nedir?

Sıfır atık çok önemli bir proje, Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi himayelerinde yürütülüyor. Bez torbalarla pazarlara gittiğimiz günlere dönmemiz lazım. Kişi başı poşet kullanımını azaltmak zorundayız. Bir diş macunu alıyorsunuz üç tane kutu var ya. İşte poşete koyuyorsunuz işte onun kendi kutusu var, bir başka ambalaj var. Eve gidiyorsunuz macunu çıkarıyorsunuz geri hepsi atık. İşte bir peynir alıyorsunuz artık yani tamam biz hijyene önem vereceğiz, ama biraz da abartıyoruz. Dolayısıyla, o süreçte atık uygulaması ve sıfır atık sistemini biz 2023 yılında tüm ülkemizde yaygınlaştırdığımız zaman yıllık 20 milyar lira tasarruf öngörüyoruz, 100 bin kişiye istihdam öngörüyoruz. Ondan da önemlisi şu: Biz şehirlerimize gittiğimizde şehirlerin en büyük problemi bir düzenli depolama tesisleri yani çöpleri depolayacağınız alanlar. İki, efendim çöp kamyonu, efendim çöp kovası bunlara artık vakit, zaman harcamayacağız. Yani ikili sistemler koyacağız şimdi yönetmeliğimizi hazırlıyoruz ikili sistem olacak. Birincisi, işte cam, şişe, metal, kağıt ambalajların toplandığı, diğeri de organik atıkların toplandığı iki çöp kovası üzerinden bu atıkları da ayrıştırma merkezlerinde ayrıştırmak suretiyle süreci yönetmek istiyoruz. Biz çöp kamyonu alarak veya işte bertaraf tesisleri yaparak bu işi yönetemeyiz dolayısıyla, atmamayı, çöpümüzü ayrıştırmayı öğreneceğiz ve buna ilişkin de her türlü düzenlemeyi süreç içerisinde yapacağız.

500 dönüm hazine arazisinde kenevir üretimi

- Kenevir üretiminde ne noktadayız?

Cumhurbaşkanımız bize bu noktada talimat verdi. Biz de ilk etapta 500 dönüm hazine arazisini kenevir üretmek üzere çıktık belli illerimizde. Bu ihtiyaca göre bu alanları artıracağız. Tabi keneviri şu an belli alanlarda ithal ediyoruz, ama bu noktada kenevir üretimini artırmak ve kenevirden üretilmiş mamulleri de artırmak noktasında bir çalışmamız var. Kenevir birçok alanda da kullanılıyor. Cari açığa da faydası olacak inşallah.

‘1.5 milyon konut çok acil dönüştürülmeli’

- Ne kadar insan risk altında oturuyor? Ne kadarlık konutun dönüşmesi lazım?

6.7 milyon konutun dönüşmesi gerekiyor. Bunu da bizim planlamamız şu: Bunların çok acil olanları var, yani bunun yüzde 20-30’u yaklaşık 1,5 milyon konutu çok acil. Bu konutlarda yaklaşık 6 milyon kişi yaşıyor. Bunu da 5 sene içerisinde 2023’e kadar biz bu acilleri bitirmek istiyoruz. Her yıl 300 bin konut dönüştürerek 5 yıl içerisinde acillerden başlamak suretiyle. İllere gittiğimde ‘acil, öncelikli yeriniz neresi?’ diyorum milletvekiline ve başkana. Bunları konuşuyoruz ve oradan başlıyoruz. Dolayısıyla, o 5 senelik süreçte acilleri bitirip, toplamda 20 yılda da bu dönüşüm işini başarabiliriz, yani çok önemli, bu terör kadar önemli. Teröre bir sürü para harcıyoruz ve bir noktaya getirdik, inanın bu terörden belki daha sıkıntılı bir iş. Yani çünkü bir anda bir sürü canınız gidiyor, malınız gidiyor, insanlara ulaşamıyorsunuz. Allah göstermesin yani bunun 5 binada, 10 binada olduğunu düşünün İstanbul’da. 5 milyona yakın bina var, bunun yani yüzde 40’ı risk altında, yani 2 milyona yakın burada süreç içerisinde dönüşmesi gereken bina var.

‘Yeni sosyal konut projesi açıklanacak’

- TOKİ ile sosyal konut noktasında yeni projeleriniz olacak mı?

İnşallah yapacağız, yani TOKİ’yle bu ülkede sosyal konut ihtiyacını Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları çerçevesinde bitirmek istiyoruz. Çok yakın zamanda buna ilişkin de bir projeyi açıklayacağız Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde...