Gemiyle çıktığımız Uzakdoğu turumuzun duraklarından biri Phuket olunca, adaya gitmeden iletişim kurdum burada yaşayan oyuncu Leyla Bilginel’le...
Phuket sahilindeki randevuya motosikletiyle okuldan aldığı oğlu Kayra (9) ile gelen Bilginel’le adadaki yaşamını konuştuk.
Bilginel’e, 2014’te Türkiye’yi terk edip, Phuket’e yerleşmesinin sebebini sordum. Bilginel, “Herkes sanıyor ki ben Kayra’yı alıp kaçtım, ama öyle değil” dedi ve ekledi:
“40 yaşında kendimi emekli edip, üç yıl bir yerde, beş yıl bir yerde yaşama planım vardı. Oğlum olunca o da arkadaş oldu bana. Birkaç yıl sonra başka bir ülkeye gideceğiz.
Phuket, daha önce gelmediğim ve bilmediğim bir yerdi. Bir arkadaşım kampa gelmişti buraya. Onun anlattıklarından sonra ilgimi çekti. Ben de ideal bir yer arıyordum. Burada her mevsim yaz. Güzel bir ada. İnsanlar özgür ve mutlu. Telefon kodu 555. Phuket’te 5, ‘Ha’ demek burada. O ‘Ha ha ha’lar çekti beni buraya!”
Geçim kaynağı ne?
Mariner of the Seas ile çıktığımız Singapur - Malezya - Phuket yolculuğunda, geminin “para kaptanı”nın genç ve güzel bir Türk kadını olduğunu öğrendim.
1.200 personelin çalıştığı, aylık cirosu 10 milyon doları aşan, dünyanın en büyük 10 gemisinden birinde finans müdürlüğü (CFO) önemli bir görev. O yüzden kendisiyle tanışmak ve kariyer öyküsünü dinleyip yazmak istedim.
Royal Caribbean Türkiye İletişim ve Pazarlama Direktörü Cihangir Canıyılmaz aracılığıyla tanıştım Hülya Binacı’yla.
Phuket’ten Singapur’a dönüşte uzun uzun sohbet ettik Ankaralı denizciyle.
13 yıl önce Royal Caribbean’ın, Miami’de çalışan ve o dönem dünyanın en büyüğü olan gemisinde resepsiyon elemanı olarak işe başlayan Binacı, Ankara Üniversitesi İtalyan Filolojisi mezunu.
Üniversite yıllarında İngilizce ders vererek iş hayatına atılan Binacı, sonrasında Türkiye’de turist rehberliği, tur operatörlüğü ve otel yöneticiliği yapmış.
İtalyanca, İngilizce, Almanca ve Fransızca bilen Binacı, dünyanın neredeyse tamamını gezmiş.
“Evleneceğim kişi de beni Bora Bora’ya götürürse dünyada görmediğim yer kalmaz” diyen Binacı’ya bugüne kadar niye evlenmediğini sorunca, yanıtı şu oldu:
Alkışlamak az kalır, şapka çıkarılacak bir gişe başarısı “Dağ 2” filmininki...
Alper Çağlar’ın yazıp yönettiği serinin ilk filmi “Dağ”ı ilk üç günde 71.346, toplamda ise 305.874 kişi izlemişti.
“Dağ 2”, serinin ilk filminin toplamda yaptığı gişeyi 10 günde ikiye katladı.
Üstelik film bunu, Farah Zeynep Abdullah, Şükran Ovalı, Songül Öden, Şükrü Özyıldız, Fatih Artman, Ersin Korkut, Caner Cindoruk ve Cezmi Baskın’ın oynadığı Yılmaz Erdoğan’ın “Ekşi Elmalar”ı, Serenay Sarıkaya’lı Nejat İşler’li “İkimizin Yerine” gibi iddialı yapımlar karşısında başardı.
Çağlar Ertuğrul, Ufuk Bayraktar, Murat Serezli, Ahu Türkpençe’nin oynadığı filmi 10 günde 767.054 kişi seyretti.
Aynı gün vizyona giren “Ekşi Elmalar”ı şimdiye kadar 793.271, vizyonda dördüncü haftaya giren “İkimizin Yerine”yi ise 1.241.097 kişinin izlediğini vurgulamakta da yarar var.
Demek ki neymiş?
İki yıl sonra yeniden yolumuz düştü Singapur’a… 2015’te arkadaşım Barbaros Yüksel’in rehberliğinde dolaştığımız Singapur’a bu sefer ünlü cruise şirketi Royal Caribbean’ın davetlisi olarak gittik
Türkiye’de kış geldi, ama imkanı olan için yaz bitmez. Çünkü turizm şirketleri, “İlle de deniz, kum, güneş” diyenlerin hizmetinde.
Royal Caribbean, geçen yıl THY ile işbirliğiyle 6 bin kişiyi götürdüğü Miami – Karayipler’den sonra bu kez Singapur - Malezya - Phukete - Hong Kong ve Vietnam turu başlattı.
Royal Caribbean’nın Türkiye Pazarlama Direktörü Cihangir Canıyılmaz, Türklerin büyük ilgi gösterdiği Uzakdoğu için 8 gece 9 günlük tur fiyatlarının uçak dahil 1.680 eurodan başladığını söyledi.
Uçak İstanbul’dan kalktığında Türkiye’de gece 02.30’du. 10 saatlik yolculuktan sonra Singapur’a indiğimizde yerel saat 17.30’du. Cumartesi günümüz havada bitti.
Singapur’a indiğimizde yağmur vardı, buna rağmen çok sıcaktı. Sıcak ve nemden terlik, şort ve tişörtün fazla geldiği Singapur’u köşe - bucak dolaştık.
ATV, Star TV, Show TV, FOX, Kanal D ve TRT 1’de bir haftada yayınlanan dizi sayısı 38’e çıktı…
Bu diziler içinde reytingi çift haneli olan dizi sayısı ise sadece iki…
TRT 1’in ‘Diriliş Ertuğrul’ ile Star TV’deki ‘Anne’ dizisi dışında reytingi 10’u geçen
dizi yok…
Pazartesi akşamları ‘İçerde’ ile ‘Kırgın Çiçekler’, salı akşamları ‘Anne’yle ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ arasında kıyasıya bir rekabet var.
Çarşamba akşamları ise ‘Diriliş Ertuğrul’ rakiplerine açık ara fark atıyor.
Hayatımızı kolaylaştıran, artık “olmazsa olmaz”ımız haline gelen internetin mağdur ettikleri de var.
İnsanlar veya şirketler hakkında çıkan her haber, her yorum artık sanal dünyada kayıt altında.
Google’da o kişi ya da şirket hakkında yapılan her sorguda o bilgiler pat diye ekranda.
Bunların gerçekleri yansıtması halinde sorun yok. Ancak her türlü yalan yanlış bilgi veya karalama amacıyla yazılanlar olunca onları kaldırmak, deveye hendek atlatmaktan zor.
Çünkü Türkiye, adaletin geç tecelli ettiği bir ülke...
Bu yüzdendir ki bu konuda şikâyetçi olan çok, ama davacı olan az.
21 Ağustos 2007 - 22 Eylül 2011 tarihleri arasında bankalardan kredi kullananlara, fazladan ödedikleri faizleri geri alma imkânı doğdu. Bu konuda detaylı bilgi almak için görüştüğüm avukat Uğur Poyraz’dan, internetteki istenmeyen içerikleri 3 - 5 gün içinde kaldırdıklarını öğrendim. Av. Poyraz, “Bize başvuranlardan başta hiç para almıyoruz. Müvekkil, istemediği içeriğin yargı kararlarıyla kaldırıldığını gördükten sonra ödemeyi yapıyor” dedi.
Başta şov dünyasının ünlüleri olmak üzere birçok insanı ilgilendirdiği için paylaşmak istedim bu bilgiyi...
TRT1 haberin patronu Erhan Çelik’in 10 Kasım nedeniyle yaptığı paylaşım tartışma yarattı.
Çünkü Çelik’in paylaştığı fotoğrafta alyans görünmüyordu parmağında.
O fotoğraf üzerine Çelik’le eşi Gülben Ergen arasında sorun olduğu şeklinde yorum yapanlar oldu.
Çelik’e sorunca, bana, parmağında alyans olan bu fotoğrafı yolladı ve şu mesajı yazdı:
“Ne diyeceğini şaşırmış insanlar. İlk günlerde sunduğum bültenin reytingini dillerine dolayanlar, nedense reytingimizin yükselişini görmüyor. Alyansıma değil, reytingimize baksınlar.
Yapımcı ve şarkıcıların albümlerinin para ettiği günler çoktan tarih oldu. Albümlere oranla maliyeti 10 kat düşük single’lar bile kâr ettirmezken, müziğin marka isimlerinden alınmış 16 şarkının olduğu bir CD çıkarmak akıl kârı mı?
Değil. Ama söz konusu Demet Akalın olunca değişiyor işler. Çünkü müzik dünyasının en çok iş yapan şarkıcısının, adeta “kâr olsun” diye değil, “nam olsun” diye çıkardığı bir albüm “Rakipsiz”.
Demet Akalın’ın şarkıcılıktaki 20. yılı şerefine hazırladığı albümü çıkar çıkmaz aldım ve dinledim.
Demet’in Gülşen, Gökhan Özen, Berksan, Murat Yeter, Ayla Çelik, Murat Güneş, Sinan Akçıl, Şebnem Sungur gibi ünlülerden aldığı şarkıların hepsi birbirinden güzel. “Ah Ulan Sevda”, “Gazino”, “Hayalet”, “Altın Kafes”, “Dürbün”, “Cevapsız Arama”, “Vereceksen Ver”, “Cinayet’, “Hürmetler” ve “Tabu” ilk dinleyişte kavradı beni...
“Neredeyse albümdeki bütün şarkıları yazdın” dediğinizi duyar gibiyim.
Haklısınız.
Albümde boş şarkı yok çünkü...