Yıllardır ülkemizdeki festivaller, şenlikler ve kültürel etkinliklerde en çok izlettirilen film ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’.
Davetli olarak gittiğim bu tür etkinliklerden biliyorum bunu.
1977 yapımı film, halka ücretsiz izlettiriliyor, ama etkinliği düzenleyenler bunun için yapımcısına para ödüyor.
Bu paranın miktarını ödeyen ve alandan başka kimse bilmiyor!
Oysa ‘eser sahibi’ sayılan senarist, yönetmen ve besteci de pay alması gerekir bu paradan.
Öykünün sahibi Cengiz Aytmatov, senarist Ali Özgentürk, yönetmen Atıf Yılmaz ve müzikleri yapan Cahit Berkay, oyuncular Türkan Şoray ve Kadir İnanır, bu filmin TV, VHS, DVD, dijital platformlar ve festivallerden kazandığı paradan bir kuruş telif almadı.
Hepsi yapımcı Arif Keskiner’in cebine gitti.
Kaderine boyun eğmeyip, yılmadan savaşan ve sonunda hedeflerine ulaşanlar sadece kendileri adına bir şeyleri başarmıyor, aynı durumdaki insanlara da rol model oluyor.
Başkalarına rol model olup, “O yılmadı, savaştı ve başardı” dedirtmek, Allah’ın her kuluna nasip olmaz...
Sinemalardan sonra dijital platformlarda da gösterime giren ‘Buğday Tanesi’ filminin kahramanı Serkan Bayram, tam da böyle biri...
Erzincan’ın Refahiye ilçesine bağlı Üçören köyünde çiftçi bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi, ama bir yangın daha beşikteyken hayatının akışını değiştirdi.
Anne ve babası tarlada ekin biçerken, bir yaşındaki çocuklarını beşiğiyle bir ağacın gölgesine bırakır.
Bahçedeki anızlar tutuşur, çıkan yangın ona kadar ulaşır.
Elleri ve yüzü yanan çocuğunu kucaklayan baba, onu hastaneye kaldırır.
Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimler Akademisi, 1929’dan bu yana verdiği Oscar Ödülleri’ne bazı yeni kurallar getirdi.
Her yeni şey gibi Akademi’nin aldığı bu kararlar da tartışmaları beraberinde getirdi.
Peki nedir Oscar’daki yeni kurallar?
Sinema dünyasının en prestijli ödülü olan Oscar’a ‘En İyi Film’ dalında aday gösterilecek yapımlara bundan böyle yeterli sayıda farklı etnik köken, LGBT ve engelli oyuncunun yer alması şartı getirildi.
2024’te yürürlüğe girecek bu kuralla amaçlanan, kamera önü ve kamera arkasındaki çeşitliliği teşvik etmek.
Bu koşullar baştan itibaren geçerli olsaydı ‘Baba’, ‘Gladyatör’ ve ‘Schindler’in Listesi’ gibi Oscarlı filmler, değil ödül almak, yarışmaya bile katılamayacaktı.
Akademi’nin Oscar’da yarışacak filmlere getirdiği yeni kural bununla da sınırlı değil.
Yeni düzenlemeyle, gelecek yıl vizyona girecek filmlerin, 2025’te Akademi Ödülleri’nde ‘En İyi Film’ kategorisinde yarışabilmesi için vizyonda kalma s&u
Ekranların fenomen yarışması ‘Survivor’da yıllardır yarışmacıların kaderini seyircilerden gelen SMS oyları belirliyordu. Bu durum Nagihan Karadere ve Adem Kılıççı gibi parkurlarda fırtına gibi esen yarışmacıların aleyhine oluyor, Nisa Bölükbaşı ile Cemal Can Canseven gibi tribünlere, yani SMS atacak seyircilere oynayanların işine yarıyordu.
Acun Ilıcalı, bu sezon ‘Survivor’ın finalinde bir sonraki yarışma için aldıkları radikal kararı açıkladı.
‘Survivor’ yarışmacılarının kaderini artık seyircilerden gelen SMS’ler belirlemeyecek.
Bir sonraki ‘Survivor’da çok şeyi değiştirecek bir karar bu.
2024’ün ocak sonu ya da şubat başında başlayacak yarışmanın adı ‘Survivor All Star’ olacak ve iki takım da şimdiye kadar ‘Survivor’da iz bırakanlardan oluşacak.
Yarışmacılar, yıllarca olduğu gibi seyirciye oynayıp, parkurlarda başaramadığını SMS’le elde edip, adada kalamayacak.
SMS’siz ‘Survivor’, kameralara oynayanlar arasındaki ayak oyunlarının ve rol yapanların azalması, parkur performanslarının artması demek.
İnsan üretimi yapay zekâ, insanoğluna hizmet mi sunacak, yoksa kendisini var eden için potansiyel tehlike mi olacak?
Görünen o ki ikisi de mümkün... Yapay zekânın faydası kadar insanlığa zararı da olacak...
Bunu fark eden bazı ülkeler ve önemli organizasyonlar, yapay zekâya karşı gerekli tedbirleri almaya başladı. Tıpkı sosyal medya kuruluşları gibi kendilerini ülkeler ve kanunların üstünde gören yapay zekâ üreticilerini, çıkarılan ve çıkarılacak yasaklar engeller mi?
Dünya da zamanla görecek bunu...
Müzik dünyasının en büyük ödülü hangisi?
Grammy.
Bu ödülleri düzenleyenler de yapay zekâya karşı şimdiden önlemini aldı.
Aksiyon filmlerini ve İngiliz aktör Jason Statham’ı seven bir izleyici olarak oyuncunun bir bölümü Antalya’da çekilen “Servet Operasyonu”nu (Operation Fortune: Ruse de guerre) merak ediyordum.
Sinemada izleyemediğim filmi dijital platformda görünce Antalya’yı nasıl göstermişler, nasıl bir aksiyon yapmışlar merakıyla seyrettim.
Yönetmen Guy Ritchie ile oyuncu Jason Statham’ı bir kez daha buluşturan film, dünyayı tehdit edecek düzeyde ölümcül bir silahı ortadan kaldırmak için milyarder bir silah tüccarının peşine düşen MI6 ajanı Orson Fortune ve ekibinin hikâyesini anlatıyor. O yüzden ajan ve ekibinin yolu Avrupa’nın birkaç başkentinden sonra Antalya’ya düşüyor.
Antalya’daki bölümlerin çoğu Kaleiçi’nde ve Kemer’deki Amara Premier Palace Hotel’de geçiyor. Film, otelin ismi ve logosunu bile gösteriyor.
“Servet Operasyonu”nu izleyenler görsel zenginlikten etkilenip Antalya’ya gelir mi bilemem, ama filmin turizmin
Türkiye’nin ilk internet televizyonu olan Tivibu, kuruluşunun 23’üncü yılında kendini yeniledi. Türk Telekom’un dijital platformu Tivibu’nun yenilenen yüzü ve yeni dönemi Atatürk Kültür Merkezi’nde tanıtıldı.
Gecenin açılış konuşmasını yapan Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, geleneksel yayın anlayışını değiştiren Tivibu’nun 3 milyon abonesiyle pazarın ikinci büyük internet televizyonu olduğunu söyledi.
Tivibu’nun alt yapı yenileme çalışmalarını Türk Telekom, Çinli ZTA ve Netaş iş birliğiyle iki yılda tamamladıklarını vurgulayan Önal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni ara yüzümüz ve kullanıcı dostu özelliklerimizle televizyon izleme deneyimini yeni teknolojilerle kişiselleştirip, bir üst seviyeye çıkardık. Tivibu, bünyesinde 150 yerli ve yabancı televizyon kanalı ile abonelerine çok zengin bir içerik sunuyor. ‘Yedi gün geri al’, ‘Benim Kanalım’ gibi farklı özellikleri ve ilkleri barındıran Tivibu Multiscreen
Katıldığı törende ödülünü almak için sahneye çıkan oyuncu Eda Ece, “Deprem bölgesine yaptığımız her şeyi onlar başkaları yapıyor sandı. Sandıktan onu anladık, ama neyse...” dedi, onunla birlikte salondakiler de güldü.
Bu anlara dair video sosyal medyada yayınlanınca, oyuncuya tepki bir anda çığ gibi büyüdü... Uzunca bir süre ‘Twitter Türkiye Gündemi’nde ‘1 numara’ olan oyuncu, Instagram’ından paylaştığı beş ‘story’ ile kendini savundu. Eda Ece’nin peş peşe yayınladığı video’larında söyledikleri şunlardı:
“Ben, ‘Yılın Kadını Ödülü’nü derginin şubat ayındaki kapağıyla aldım. Bu yüzden beni takdim ederlerken, 6 Şubat depremleri konu oldu. Yoksa deprem konusunda niye bir şey söyleyeyim? Ne alaka ödül alırken böyle bir şey söyleyeyim? Ama konu buydu.”
‘Benim stilim bu!’
“Şubat kapağı değil de haziran kapağıyla ‘Yılın Kadını’ olsam, bu arada deprem diyecek halim yoktu. Bir sürü mağdur olan, acı yaşayan, ailesinden