YazarlarAlnımızda "enayi" mi yazılı?

Alnımızda "enayi" mi yazılı?

10.07.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Alnımızda "enayi" mi yazılı?

Alnımızda enayi mi yazılı

       BİRİLERİ bizi düpedüz tiye alıyor. Daha doğrusu birileri ya da kimileri değil, hemen hemen önüne gelen herkes bizi tiye alıyor.
Neden acaba?
"Enayi" olduğumuz alnımızda mı yazılı?
Türkiye'de laik demokratik düzeni yıkmak, yerine inancın tekelini uhdelerinde tutup, her şeyimizi kendi kontrolları altına alarak, ekonomik ve siyasal iktidarı uzun süre (onların gerçek amacı ebediyen) ellerinde tutmak isteyenler, demokrasi, insan hakları, evrensel değerler savları ve Batı'daki Hıristiyan Demokratlar senaryosu ile çıkıyorlar karşımıza.
Bu oyunları yiyeceğimize nasıl ve neden inanıyorlar dersiniz?
"Enayi" olduğumuz alnımızda mı yazıyor?
Herhalde karşıdan bakıldığımızda öyle görünüyor olmalıyız ki, oyunlarını oynarken, en ufak bir inceliğe bile gerek görmüyorlar. Yalan dahi olsa, laik düzene karşı olmadıklarını bile söylemek istemiyorlar.
Söyledikleri sadece Batı'daki laiklik.
Hangi Batı?
Hangi tanım?
Bunların hiçbiri yok. İleri sürdükleri varsayılan, ama gerçekte onların anlattıkları gibi olmayan bir kurumdur.
Laikliğin inanç özgürlüğüne saygılı olanından yana olduklarını ileri sürüyorlar.
Sanki inanç özgürlüğüne saygılı olmayan bir laiklik varmış da onlar öbürünü istiyorlarmış gibi.
Bizim kafamızı bu kadar kolay karıştıracaklarına nasıl bu kadar kolay emin olabiliyorlar?
Alnımızda "enayi" mi yazılı acaba?
Aynı tanımı canı gönülden destekleyen etiketi sol bir lider, İstanbul'un irtica haritası gazetelerde yayınlanır, devletin sivil ya da asker istihbarat birimleri, metropolün orta yerinde hazırlanan anti laik senaryoların, sonunda eylemli kalkışmaya dönüştürülmesi düşünülen planların haberlerini yürütmeye iletirler, gazetelerde bu konuda haberler çıkar, Başbakanlık Takip Kurulu'nun içinde 40'a yakın vali, 100 civarında vali yardımcısı, 300 dolayında kaymakam ve 100 kadar hakim ve savcının adı geçen raporunda, (henüz başlıbaşına bir alem olan emniyet teşkilatından söz yok) devlet içinde şeriatçı örgütlenmenin tam gaz ilerlediği yolundaki raporunun gazetelerde açıklandığı günlerde, "irticanın kaynağı kurutuluyor" diye açıklama yapabiliyor hiç çekinmeden.
Neden bizim bu açıklamaya kanacağımıza bu kadar kolay inanabiliyor?
Acaba alnımızda "enayi" mi yazıyor?
Politika hayatına atıldıktan çok kısa bir süre sonra, amansız bir tutarsızlık batağına saplanan Doğan Güreş, Tansu Hanımın'ın sinesine dönüyor ve bunu da demokratik ilkelerle açıklıyor.
Bizim de buna kanacağımızı sanıyor.
Neden acaba? Yoksa alnımızda "enayi" mi yazıyor?
Şeriatçı iktidarların ivaz karşılığı payandası Şaibe Hanım, mal varlığının soruşturulmasından fena halde korkuyor, hızlı bir transfer atağına girişiyor. Ama bu arada meydanlarda, demokrasi, özgürlük laiklik savunucusu kesiliyor, mitingler yapıyor, nutuklar atıyor.
Bizim böylesine kolay kanacağımızı nasıl sanıyor?
Acaba alnımızda enayi mi yazıyor?
Oradan bakılınca acaba enayi gibi mi görünüyoruz?
Bu soruları kendi kendimize sormayı bıraksak da, bir kez dikkatle aynaya baksak diyorum.
Kimbilir, belki de karşıdan bakınca gerçekten öyle görünüyordur.
Kimbilir belki de alnımızda gerçekten "enayi" yazıyordur.
Öyle olmasaydı, böyle olabilir miydi ki?




Yazara E-Posta: A.Sirmen@milliyet.com.tr

KEŞFETYENİ
Fotoğraflar olay olmuştu! Tren yolculuğunun maliyeti dudak uçuklattı
Fotoğraflar olay olmuştu! Tren yolculuğunun maliyeti dudak uçuklattı

Cadde | 30.05.2025 - 07:57

Hande Erçel ve Hakan Sabancı aşkı doludizgin devam ediyor. Sık sık tatile giden ikili Roma-Paris hattında yolculuk yapmıştı. Yolculuğun maliyeti ortaya çıktı.

Yazarlar