Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - 26 yaşındaki Hidayet Gamze Anıl Samsun'da rehber öğretmenlik yapıyordu. Sık sık şehir hayatından uzaklaşmaya çalışan Anıl, Türkiye'nin ormanlarını, dağlarını karış karış geziyor, yaban hayatındaki dönüşüm ve gelişimi gözlemleyip anlamaya çalışarak, bu gözlemleri çevresiyle paylaşmaktan mutluluk duyuyordu. Samsun’un Dibekli Köyü'nde çamurdan pasta yaptığı, kurbağa larvalarını tasa koyup incelediği bir çocukluk geçiren Hidayet Gamze Anıl her hafta sonu ailesiyle birlikte oyalanmak için götürüldüğü köyünün aslında onun canlıları dünyasına açılan bir anahtar olacağını bilmiyordu. Küçüklüğüne dair unutamadığı anıların çoğunun köyde geçtiğini söyleyen Hidayet Gamze Anıl keşfetmekten en çok keyif aldığı alanlar suya yakın dağlık, ormanlık arazilerdi. Doğanın bir parçası olarak büyüdüğünü söyleyen Anıl, yaş aldıkça doğanın işleyişi hakkında daha çok şey öğrendi ve bu döngünün kendisine bir şeyler anlattığını düşündü. Bir yaprağın renk değiştirmesi, yılanların deri yenilemesi gibi basit görünen olayların nedenini merak ediyor, cevaplar arıyordu. Bu cevapları buldukça canlıların görkemli dünyalarına dahil olmaya başlayan Hidayet Gamze Anıl'ın hikayesi tam olarak bu şekilde başladı.
'DOĞANIN EŞSİZLİĞİNİ BİRBİRİMİZE YANSITMALIYIZ'
Kendini bildi bileli canlıların mucizevi yaşamını gözlemleyen Hidayet Gamze Anıl'ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar, onun doğayla iç içe olan görüntülerinin profesyonel bir yetkinlik taşıdığını düşündürtüyor. Ancak kendisi edindiği tüm bilgileri deneyimleyerek ve gözlemleyerek edindi. Profesyonel iş yaşamından kendine kalan her fırsatı doğada değerlendirmeyi tercih eden Hidayet Gamze Anıl, sosyal medya hesaplarından tüm deneyimlerini paylaştı ve sayısız insanın dikkatini çekmeyi başardı.
Bir belgesel karesinden alınmış kesitler gibi derin anlamlar taşıyan bu görseller akıllara "Acaba gerçekten bir belgesel çekmeye mi hazırlanıyor?" sorusunu getiriyordu. Oysa ki o yaptığı tüm çekimleri kendi kişisel albümü için depoluyordu. Kamerasına selam veren canlıları arkadaşlarına gösterip heyecanını onlarla paylaşıyordu. Ancak kısa bir süre sonra arkadaşlarından aldığı tepkilere göre bu canlı çeşitliliğinin daha fazla insana ulaşmasına karar verdi. Çünkü içinde bulunduğumuz gezegenin eşsizliğini birbirimize yansıtmamız gerektiğine inanıyordu. Kim bilir belki de doğadaki gözlemlerini bir belgesele dönüştürebilirdi.
'BASTIĞIN YERE DİKKAT ET, YAVRULAR ÇOK İYİ KAMUFLE OLUYOR'
Canlıların dünyasına dalmaktan onları en yakından, korkusuzca gözlemlemekten çekinmiyordu. Onun bu korkusuzluğu daha iyi gözlem yapmasına hatta canlılarla arasında manevi bir dil oluşturmasına neden oldu. Canlıların söylemek istediklerini, duygularını, isteklerini gözlerine bakarak anlayabildiğine inanıyor ve onlarla iletişim kurmaktan çekinmiyordu. Ancak bu korkusuzluğu temkinli olmadığı anlamına gelmiyordu. Vahşi doğada her an bir tehlikeyle karşılaşabilir ya da istemeden bir canlıya zarar verebilir, alanını ihlal edebilirdi. Doğada her zaman temkinli olmayı kendine adeta kural edinen Hidayet Gamze Anıl başından geçen bir olayı şu cümlelerle anlattı:
"Bir gün arkadaşımla Ankara’nın sulak arazilerinde kuş bakıyoruz. Sevdiğim kuşlardan olan Cılıbıt’ın tam da üreme sezonuydu. Arkadaşım bana dedi ki 'Bastığın yere dikkat et, yavrular çok iyi kamufle oluyor'. Ben de, 'Merak etme, ben onu fark ederim' demiştim. Hikâyenin sonu kötü değil, hiçbir yavruya zarar gelmedi ama cümlemi bitirir bitirmez arkadaşım bir anda bana, 'Olduğun yerde kal ve önüne bak' dedi. Dediği yere baktığımda hıçkırarak ağlamaya başladım. Birkaç adım ileride kamufle olmuş ve saklanmaya çalışan bir Cılıbıt yavrusu duruyordu. Onu görmemiştim ve hemen önümde duruyordu. Ayaklarımın altında kalan egomla alandan ayrıldım ve sonraki doğa gezilerimde her zaman haddimi bilerek ilerledim."
ÖRÜMCEK VİDEOSU 5 MİLYON İZLENME ALDI
Sosyal medya kullanıcıları, Hidayet Gamze Anıl'ı 'cicekbocekkadin' adlı Instagram hesabında paylaştığı tam 5 milyon izlenme alan Karayılan Örümceği videosuyla tanıdı. 'Segestria Florentina' namı diğer Karayılan Örümceği aslında Türkiye'ye nasıl geldiği belli olmayan bir tür olarak bilinir. Hidayet Gamze Anıl görkemli bir videoyla takipçilerine tanıttığı Karayılan Örümceği'ni şu cümleleriyle açıkladı:
"Bu türün ülkemize nasıl geldiği oldukça tartışmalı. Segestria Florentina'nın en ayırt edici dış görünüşü yeşil dişe benzer yapıları. Bunlara 'Keliser' deniliyor. Bu kelirserlerin savunma, avını etkisiz hale getirme, yumurtalarını taşıma, kazma gibi çeşitli işlevleri var. Bir diğer ayırt edici özellik ise ağdan kurduğu yuvasının dar ve derin olması şeklinde açıklayabilirim. İnternette zehirli olarak geçiyor fakat bu zehir avlamak istediği küçük böcekler üzerinde ancak etki gösterebilir. Bunun yanında tabii ki alerjik reaksiyonlarda ciddi hasarlara yol açabilir. Bu örümcekle Kızılırmak Deltası’nda tanışmama vesile olan Ömer Faruk Sülek arkadaşıma da teşekkür ediyorum. Segestria Florentina'yı paylaştıktan sonra Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gözlem kayıtları almaya başladık. Gözlemlenilen alanlarda çekinilen bir tür. Fakat yaşam alanına tehdit oluşturmadığımız sürece hiçbir zararı olmayacaktır."
EN UNUTULMAZ KEŞİF! TÜRKİYE'DE ÇOK NADİR BİR TÜR
Doğada bilinen türler kadar yeni keşifler yapmayı da seven Hidayet Gamze Anıl, nadir görülen canlı türleriyle de tanışma fırsatı buluyordu. Ancak yıllar içerisinde yaptığı gözlemlerden en unutulmazı 23 Mayıs 2025'te gerçekleşti. Kısa bir zaman önce Samsun'da çıktığı bir doğa gezisinde endemik tür olan Baran Engereği ile karşılaştı. Bu karşılaşma her bakımdan beklenmedik ve eşsizdi. Melanistik Baran Engereği simsiyah ve parlayan pullarıyla Samsun'da zirvesine çıktığı dağda tüm ihtişamıyla adeta Anıl'a selam verdi.
Hidayet Gamze Anıl bu engereğin çok özel olduğunu biliyordu, bu nedenle hızlıca tür tespiti için Ornitolog Kiraz Erciyas'a yazdı. Sürüngenler üzerinde araştırmalarda bulunan Herpatolog Dilara Arslan ve Doğa-Yaban Hayatı Fotoğrafçısı, Herpatolog Arda Emre Kandil ile konuştu. Kendilerine yılan türünün teşhisi ve dağılımını danıştı. Karadeniz bölgesinin nemli ormanlarında karşımıza çıkabilecek bir tür olduğunu fakat melanistik form denilen bedeninin tamamen siyah olması haliyle nadir görüldüğünü öğrendi. Yapılan incelemeler sonucunda yılanın davranışları, rengi, pulları ve beden şeklinden Melanistik Baran Engereği olduğuna karar verildi. Bu engerek türü engerekgiller familyasındandı, engereğin Türkiye’de endemik olan bir alttürü olarak geçiyordu. Araştırmalarına göre bu türün kaydı Samsun ilinde daha önceden de vardı. Fakat melanistik formu yani simsiyah formunda görmek ayrıca bir şanstı.
Hidayet Gamze Anıl'a göre böylesi bir karşılaşma çok önemli ve o nedenle bu alanlara kesinlikle insan eli değmemeli. Her geçen gün yapılan keşif ve gözlemlerle insandışı canlıların doğal ortamlarının korunmasının ne kadar değerli olduğunu gördüğünü paylaşan Anıl, elinden geldiğince insanları bilinçlendirmeyi kendine bir görev edindiğini de sözlerine ekliyor.