Altan Altın

Altan Altın

Altan.Altın@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugüne kadar Bornova tarihi ile ilgili yaptığım her anlatımda istisnasız olarak karşıma çıkan ilk soru budur. Değerli dostum Prof. Dr. Hasan Mert, bu konu hakkındaki bütün varsayımları, “Geçmişten Günümüze Sosyal, Ekonomik ve Kültürel yönleriyle Bornova” adlı kitabında bir araya getirmiş. Başlıklar halinde bir göz atalım.

Prinobaris

Prof. Dr. Bilge Umar, “Türkiye’deki Tarihsel Adlar” adlı kitabında, Lembos Manastırı’nda bulunan kayıtlardaki kaba meşe ağacı anlamına gelen Prino Barys ibaresinden yola çıkarak oluşturduğu bu teze göre, daha sonraki yüzyıllarda kayıtlara geçen isimler bu temel isimden evirilerek ortaya çıkmıştır.

Haberin Devamı

Profesör Dr. Ersin Doğer de Tepekule Tarih Dergisi’nin 1. sayısında yayınlanan “Bornova’nın kısa tarihi” adlı makalesinde aynı hipotezi farklı bir şekilde yorumlamıştır.

Doğer’e göre, “prinobaris” ibaresi 9. yüzyıla ait eski Helence kayıtlarda yer almaktadır. Eski Helence’de yabani meşe ağacı anlamına gelen “prinobar” (Türkçe’ye pınar ağacı olarak geçmiştir) kelimesi 13 ve 14. yüzyıllar arasında (farklı kültürel etkilerle) değişerek “Burunabar” haline gelmesi akla yakın görünmektedir ve yüzyıllar içinde “Bornova”ya dönüşmüştür.

Bîrunâbat

1970 yılında yayınlanan Bornova Kitabı’nda, kitabın yazarı Cemal Saran, Bornova isminin Bîrunâbad kelimesinden türediği düşüncesi üzerinde yoğunlaşmıştır. Cemal Saran’a göre bu bölgenin Bîrunâbad ismini nasıl aldığı konusunda iki varsayım vardır. Birinci varsayım: Aslen Hindistanlı olan ve 1970’li yıllarda Ege Üniversitesi Tarih Bölümü’nde Hindoloji Profesörü olan Abdülrab Bey’e göre İran Kralı Dara, İzmir’i fethi sırasında kentin dış kısmında kalan Bornova’ya “dış şehir” anlamına gelen Bîrunâbad ismini koymuştur. İkinci varsayım: Evliya Çelebi Seyahatna-mesinde bölgeyi anlatırken bu şehri kuranların Bîruniler adlı bir Eti Türk boyu olduğundan bahisle buraya Bîrunâbad denildiğini ifade etmiştir.

Burunova

Arapzade Cevdet Bey (İkonomos Seyahatnamesi’nin çevirmeni) “Burnova” kelimesinin İkonomos Seyahatnamesi’nde ifade edildiği gibi “Burunabad” kelimesinden türediği şeklinde yorumlanmasının yanlışlığından söz ederek kelimenin asıl şeklinin “Burunova” olduğunu söyler. Mübahat Kütükoğlu, “15 ve 16. Asırlarda İzmir Kazası” adlı kitabında “Bornova” adını kentin denize doğru burun şeklinde çıkıntı yapan bir yerde kurulmasına bağlar. Yazar Kütükoğlu’na göre 15. yüzyılın son çeyreğinde yapılan tahrirde “Burunvârî” ve 16. yüzyılda “Burunova” şekliyle Türkçe olan isim, 17. yüzyılda “ova” kelimesinin yerine farsça “âbad” konularak (17 ve 18. Yüzyıllarda Farsçanın Osmanlı’daki popülaritesinin etkisi olabilir) “Burunâbad” şekline sokulmuş, daha sonra da bu ad yerini, Burunova’nın bozulmuş şekli olan Bornova’ya bırakmıştır.

Haberin Devamı

Hasan Mert Hocanın  “Geçmişten Günümüze Sosyal, Ekonomik ve Kültürel yönleriyle Bornova” kitabı ne yazık ki satılan bir kitap değil. Ama internette PDF olarak bulabilirsiniz. Emins olun Bornova ile ilgili bilmediğiniz pek çok bilgiye ulaşacaksınız.