Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

‘Öğretmen bir kandile benzer. Kendini tüketerek başkalarına ışık verir’ demiş Mustafa Kemal Atatürk! Nitekim Japon yapımı ‘‘Mr. Hiiragi's Homeroom’’ dizisinden uyarlanarak geçtiğimiz sezon FOX ekranındaki yerini alan ‘Öğretmen’ dizisi tam anlamıyla bu mantığa uyan bir öğretmen profili sunmuştu bize. İlk bölümüyle de hayli dikkat çekmişti malumunuz.

Alışılmışın ötesinde bir öğretmen tipini ‘Akif’ karakteriyle yansıtan içerik, öğrencilerine yol gösterme ve gençlere düşünmeyi, sorgulamayı öğretme çabasındaki Akif’i sıra dışı bir tabloyla ‘Suçlu kim’ araştırmacılığına yönlendirmişti. Liseli gençleri, kendilerini bekleyen tehlikelere dair uyarırken, aynı zamanda gerçek arkadaşlık ve dostluk olguları üstüne düşündürmeye yönlendiren yapım oldukça renkli bir yapıya sahipti kısaca. Dahası enerjik bir içerik sunan dizide İlker Kaleli’nin mükemmel performansı da oldukça dikkat çekiciydi.

Haberin Devamı

Gel gör ki, beğeni almakla birlikte eleştirilere de hedef olan yapım olanca artılarıyla ekranda fark yaratırken ne yazık ki virüs engeline takıldı tüm diğer işler gibi. Kuşkusuz bu uzun mola henüz yeni başlayan işler için ivme kaybına sebep olabilecek bir olumsuzluktu. Salgın şartlarından dolayı büyük umutlarla çıktığı ekranda dördüncü bölümüyle ilk sezonunu noktalamak durumunda kalan ‘Öğretmen’ de bu olumsuzluğu tattı zaten.

Uzun bir aradan sonra gerçekleşen geri dönüş, umulan verimlilikte gerçekleşmedi. Çarşamba’dan Pazar’a aktarılan dizi, AB’de yedinci sırada yer alırken, Total’de özet bölümüyle 10’uncu olabildi ancak. Anlayacağınız dizi kan kaybetti ve ‘Öğretmen’in dönüşü muhteşem olamadı. Peki, sebep sadece verilen uzun ara mıydı? Tabii ki hayır!

ÖĞRETMEN NEDEN KAN KAYBETTİ?

Beş sezondur ilgiyle izlenen ve yeni sezon çekimlerine başlamayarak belirsiz bir sürece giren ‘Savaşçı’nın yerine getirilen ‘Öğretmen’nin neden kan kaybettiğini salgın molasından bağımsız olarak sorguladığımızda ilk olumsuz etkenler, geç başlangıç ve gün değişimi olarak gösteriyor yüzünü.

Henüz yeni başlayan ve tam bağımlılık yapmamış olan bir dizinin, zorunlu aranın ardından topladığı izleyiciyi elinde tutabilmesi için elini çabuk tutup rakiplerinden önce ekranda yer alması gerekmez mi? Elbette gerekir. Hele de bu işin içeriği, başlangıçta birtakım eleştirilere maruz kalmışsa ve ilk bölüm sonrası bir parça gerileme yaşanmışsa daha çok gerekir.

Haberin Devamı

Şöyle ki; 4 Mart 2020 Çarşamba tarihindeki başlangıcıyla AB’de zirveye yerleşen dizi, Total’de ve ABC’de üçüncü olmuştu. Ama devamında bu çizgi korunamamıştı. İkinci bölümde zirveden düşüp ikinci gelen yapım, diğer gruplarda da dördüncülükte yer almıştı. Keza üçüncü ve dördüncü bölümleriyle de üçüncülükle beşincilik arasında oynamıştı sıralaması. Yani gününe göre bir aşağı bir yukarı sonuç alan dizi, beşinciliğin altına düşmese bile, dikkatli olmalıydı. Zira yeni sezonda işi sıkı tutması yönünde mesaj verilmişti bu sonuçlarla!

Ancak mesaj alınmamış olsa gerek, ‘Öğretmen’ hem gün değişikliği yaşatılarak ‘Arıza’ ile rakip yapıldı. Hem de hayli dişli bir rakip olan ‘Arıza’dan oldukça sonra sokuldu yarışa. ‘Arıza’nın dört bölüm ekranda yer alarak izleyici tutması beklendi adeta. ‘Her iki iş de beşinci bölümden rekabete başlansın da haksızlık olmasın’ diye mi düşünüldü acaba? Neyse ne… Gerekçesi ne olursa olsun sezona geç başlanması ve gün değişimi ‘Öğretmen’in kan kaybındaki ilk adımlar oldu.

Haberin Devamı

Diziyi etkileyen bir diğer olumsuzluk, içerik kaynaklı! Beşinci bölümde neler sunulduğuna bakarak kısaca özetlersek…

Rüya olayını çözmek için canını dişine takarak hastalığına direnen Akif’in baygınlığıyla kaldığı yerden devam eden yeni sezon, kendilerini okulda tutan öğretmenlerinin rahatsızlanmasını fırsat bilen bir grup öğrencinin okuldan kaçma çabasıyla başladı. Ancak bu süreç sürprizlerini de beraberinde getirdi. Öldü sanılan arkadaşlarını bulan gençler Akif’in bu işi Rüya’dan başkalarının zarar görmemesi için yaptığını anlayarak onun yanında yer alırken, Zeynep de hafızasını geri kazanmaya ve olaya dâhil olmaya başladı.

İlk bakışta içeriğin bu tablosundan olumsuzluk çıkarmak mümkün görünmüyor. Ancak öğrencilerine düşünerek doğruya varılacağının ve her kötülüğün üstesinden gelineceğinin dersini vermeye soyunan Akif’in başlangıca oranla daha pasif olması… Gizem, Çetin ve Tuğrul dışındaki öğrencilerden bazılarının, özellikle de Mevsim’in abartılı konuşmalarla gereksiz gürültü yaratması… Anahtar kişi olarak gösterilen Selin’in, annesiyle olan ilişkisindeki tutarsızlıkların yarattığı eğretilik… Ve suç örgütünün başının, sanki kurcalayıp bulması imkânsızmış gibi, kendisine iş yaptıranların listesini Selin’e verdiği kolyenin içine saklaması şeklindeki mantıksızlıklar… ‘Öğretmen’e zarar verecek olgulardı. Dolayısıyla hepsi bir arada yeni bölümü meraktan ziyade şamatanın ve komedinin hâkim olduğu bir akışa çevirdi.

Tüm bunlara bir de Taner’in fazlasıyla coşturulan kışkırtıcılığı ve akıldan ziyade duyguyla hareket eden polis profilindeki Yılmaz’ın operasyon esnasındaki tavırlarıyla karikatürize bir karaktere dönüştürülmesi eklenince beşinci bölümün eli hayli zayıfladı. Diğer dizilere kıyasla akışın hızlı olması da bölümü kurtarmaya yetemedi maalesef. Anlayacağınız bölümün senaryo gelişimi açısından izleyiciye tek getirisi, Rüya’ya komplo kurulmasında parmağı olan kişinin okulda öğretmen olduğunun açığa çıkmasıydı. Bu izleyicinin merakını tetikler mi? ‘Öğretmen’in sunacaklarına ve diziye nereden bakıldığına bağlı tabii.

Görünen o ki; 36 bölümle ekran ömrünü sınırlayarak reyting kaygısını kısmen bertaraf eden ‘Öğretmen’, bundan sonrasında yozlaşmış eğitimci cephesinden yürütecek suçlu avını. Nitekim Akif’in, kod adı Avcı olan ve Sur çetesiyle işbirliği yapıp Rüya’yı intihara sürükleyen kişiyi bulmayı amaçlayarak, öğrencilerine fikir jimnastiği yaptırması da bunun işareti. İzleyici açısından bu süreçte önemli olansa, Akif’in esprili mesajcı varlığını kan kaybetmeden koruması ve içeriğin baştaki enerjisinin-mantığının bozulmaması! Yanı sıra Zeynep ve Yılmaz’la yaşanacaklardan nasıl bir etkileşim çıkacağı da önemli.

SON SÖZ; ‘Öğretmen’, dönüşünü umulanın gerisinde bir performansla başlatmış olsa bile, insani değerlerin-sorgulayarak düşünmenin önemini hatırlatan varlığıyla sonuna dek izlenecek, erken finale gitmeden işin sonunu getirecektir.

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal