Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bütün dünyayı avucuna alan bir virüsün etkisinde kayıplarla, acılarla ama her şeye rağmen umutla, bugünlerin geçeceğine inançla geçen 2020, sanat adına da pek az üretimin hayata geçirilebildiği, daha da azının seyirciyle buluşabildiği bir yıl oldu. Hayatımıza yeni seyir biçimlerinin girdiği, çevrimiçi buluşmaların arttığı bir dönemde sonbaharda bir Altın Portakal’ımız olmuştu biliyorsunuz, olabildiğince korunaklı, açık hava gösterimleriyle hayata geçirilen Antalya Film Festivali. Ve oradan büyük başarıyla ayrılan bir film: “Hayaletler”. Ve onun farklı sesi, soluğu, rengiyle dikkat çeken yönetmeni Azra Deniz Okyay.

Haberin Devamı

Neden dikkat çekmişti; bir kısa metrajı, bir de kısa belgeseli olan bir yönetmen olarak ilk uzun metrajıyla çıkıyordu karşımıza. Üstelik bu film 77. Venedik Film Festivali’nin Eleştirmenler Haftası’ndan ödül almış geliyordu. Bunu hiç sebepler arasında saymak istemezdim ama genç bir kadın yönetmendi ve bu halihazırda sinemamızda azınlıkta olmak demekti. Koca ulusal yarışmadaki tek kadın yönetmendi ve ödül gecesi en iyi yönetmen ve en iyi film dâhil beş ödülü kucaklayan filmiyle ilgili konuşurken kadın olmanın yoluna çıkardığı zorluklardan dem vurmuştu.

“Kadın olduğu için iltimas geçildi” diye ödüllerine gölge düşürmeye çalışan da oldu, (Acaba kaç yıl üst üste iltimas geçilirse bir eşitlik sağlanabilir diye de düşünüyor insan bu arada) “Hayaletler”i oryantalist bir bakış açısıyla jüri tavlamak üzere çekilmiş hesaplı kitaplı bir ikinci “Mustang” olmakla suçlayan da. Bana göre, genç, dinamik bir anlatımı olan, son derece heyecan verici ve çok şükür “farklı” bir film. Taşradaki babalarıyla ölüm döşeğine kadar hesabını kapatamayıp filmlerini terapi odasına çeviren erkekler diyarında bambaşka bir hikâye anlatıyor. Üstelik kadınlara çoğunlukla arada görünüp iki erkek arasında denge kurma ya da husumet yaratma vazifesi verilen bir sinemada hayatın içinde hareket eden, kararlar alan, hedefleri, dertleri olan kanlı canlı kadın karakterler çiziyor.

İstanbul’un sokakları, dokusu, kokusu


Olay Türkiye genelinde saatler süren bir elektrik kesintisinin yaşandığı bir günde geçiyor. İstanbul’un Sucular mahallesinde yolları kesişen dört kişi var: Kurduğu hiphop grubuyla yarışmaya hazırlanan Didem, hapisteki oğluna acil para göndermek zorunla olan temizlik görevlisi İffet, kentsel dönüşümü fırsata çeviren Raşit ve mahallenin çocuklarına sinema dersleri veren Ela. Bir yandan bu karakterlerin bir gününü, bir yandan da o sırada bu ülkede, bu sokaklarda olan biteni izliyoruz. Kadına şiddet de var, o şiddeti protesto eden kadınlar da, o kadınları gammazlayan erkekler de, Suriyeli mültecilerin durumu da, kentsel dönüşümün zengin ettikleri ve sokakta bıraktıkları da. Keşke “Bunların hepsinin ne işi var bir günde bir ülkede?” diye sorabilseydik da filmi de inandırıcı olmamakla suçlasaydık. Bu şehrin sokaklarında, dokusunda, kokusunda ne varsa o var “Hayaletler”de de. Üzgünüm, eksiği var, fazlası yok. Çok da iyi oynanıyor. En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü alan Nalan Kuruçim ve Dilayda Güneş başta olmak üzere sade ve inandırıcı performanslar izliyoruz.

Haberin Devamı

Sinema salonlarında görme imkânımız ne zaman olur bilmiyorum ama bugün itibarıyla İstanbul Modern Sinema’nın Müge Turan küratörlüğündeki “Biz de Varız” seçkisinin açılış filmi olarak çevrimiçi gösterimde. Dokuz yıldır düzenlenen Biz de Varız bu sene ilk kez çevrimiçi ve üstelik ücretsiz. Yapmanız gereken, İstanbul Modern’in sitesi (https://www.istanbulmodern.org/) üzerinden kaydolmak ve gelen şifreyle üç saat içinde izlemek. Ve izleyici sayısı sınırı olduğu için elinizi çabuk tutmak.

Haberin Devamı

“Hayaletler” üç gün boyunca izlenebilecek. Onu Zeynep Dadak’ın “Ah Gözel İstanbul” ve Eytan İpeker’in “Miss Holokost Survivor” belgeselleri izleyecek. 30 Aralık’a kadar devam edecek seçkide Deniz Tortum’un “Maddenin Halleri”, Metin Akdemir’in “Hayalimdeki Sahneler”, Serdar Kökçeoğlu’nun “Mimaroğlu”, Şirin Bahar Demirel’in “Kadınlar Ülkesi” belgeselleri, Ferit Karol’un “Kumbara”, Orçun Behram’ın “Bina”, Leyla Yılmaz’ın “Bilmemek”, Özkan Yılmaz’ın “Soluk” filmleri mevcut. Yönetmen ve oyuncularla söyleşiler de İstanbul Modern’in YouTube kanalında yayınlanacak.