Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hayatın çeşitli alanlarında kadının varlığını, temsilini, ismini, cismini nasıl artırabilir, nasıl daha görünür kılabiliriz sorusu başlı başına cevabını da içeriyor aslında: “Yok saymayarak”. Misal sinema. Senin “kadın filmi”, “kadın hikayesi” diye bir tür icat edip özel olarak “nasıl daha fazla kadın filmi çekilir?” diye dertlenmene ve onun da en iyisini erkeklerin çekeceği sonucuna varmana hiç gerek yok. Sektörü bir “oğlanlar kulübü” olarak görmekten vazgeçmek başlangıç için yeterli. Tarih şahane filmler çekmiş kadın yönetmenlerle dolu, sadece biz çok azını biliyoruz. Neden? Anlatılmadı, özel seçkiler dışında gösterilmedi, hatırlanmadı. Ama öğrenmek için hiçbir zaman geç değil.

Haberin Devamı

Şu anda Kundura Sinema’da (Kundurama - https://kundurama.beykozkundura.com/) mücevher değerinde, 15 saatlik bir belgesel gösteriliyor: İngiliz yönetmen ve sinema eleştirmeni Marc Cousins’ın 2019’da Toronto Film Festivali’nde izleyiciyle buluşan “Women Make Film”i. Beş bölüm halinde ve 12 Nisan’a kadar ücretsiz olarak. 15 saat hiç gözünüzü korkutmasın, son derece akıcı, dinamik, anlaşılır ve keyifle izlenir derslerin verildiği bir sinema okulu gibi düşünün. Ama bütün hocalar kadın. Agnes Varda, Jane Campion, Kathryn Bigelow gibi adını çok duyduğumuz yönetmenler de var aralarında, belki bugüne kadar hiç duymadıklarımız da. 200’e yakın kadın. Farklı zamanlarda yaşamışlar, dünyanın dört bir yanından hikayeler anlatmışlar.

Aklınıza hemen ne güçlüklerle karşılaştıkları, mücadelelerle dolu hayat hikayeleri, kadın oldukları için karşılaştıkları ayrımcılıklar gelmesin. Bu değil filmin derdi. İlk bölümde anlatıcılığı üstlenen Tilda Swinton’dan aktarırsak “Yönetmenlerin hayatları hakkında değil bu film. Kronolojik bir tarih değil, kadın yönetmenlerin erkeklerden ne farkı olduğuna dair bir analiz değil, en iyi filmler listesinden de çıkmadı. Belgeselimiz filmler, sahneler hakkında pratik sorulara cevap veriyor.”

Yani biz iyi bir filmin açılış sahnesi nasıl olur, karakterler nasıl tanıtılır, filmin atmosferi nasıl belirlenir, inandırıcılık nasıl sağlanır gibi sorulara cevap arıyor ve buluyoruz. Ama bunu uzun uzun konuşan kafalar anlatmıyor bize, hiçbir uzman oturup analiz etmiyor, bire bir kadın yönetmenlerin filmlerinden sahneler izliyor ve arada sırada anlatıcının sesini duyuyoruz. Anlatıcılar filmin yürütücü yapım- cılığını da üstlenen Tilda Swinton dışında Jane Fonda, Thandie Newton, Debra Winger gibi oyuncular. Onlarla birlikte çıkılan 15 saatlik bir yolculuk bu. İster tamamına katılın ister kırk başlık içinden ilginizi çekenleri seçip izleyin.

Haberin Devamı

Yine Swinton’ın  deyişiyle “İhmal ederek cinsiyetçilik yapan” sinema tarihinde ne kadar çok kadın yönetmenin ne kadar az bilinen, farklı, çeşitli, renkli, ustalıkla çekilmiş, hayret uyandıran, çağının çok ötesinde filmi olduğuna hayret edeceğinizi tahmin ediyorum, benim gibi. Ve tam Ukraynalı Sovyet yönetmen Kira Muratova’nın (1934-2018) şaşırtıcı filmlerinden birine “Neredeyse Lynchvari” diye iltifat edecekken neden “Muratovavari” demediğimizi düşüneceğinizi mesela.

Haberin Devamı

Tek üzüntüm Çin’den İran’a, Bulgaristan’dan Tunus’a muhtelif coğrafyalardan 180 küsur yönetmenin arasında “Mustang” ile Deniz Gamze Ergüven dışında Türkiye’den kimseyi görememek oldu.

Venüs’ün Akademisi’nden sinema dersleri

Sinema tarihinin ‘edepsiz kadınlar’ı

Kundurama’da ayrıca 8 Mart haftasında başlayıp hala devam eden, yine ders niteliğinde bir seçki var: Adını Donald Trump’ın 2016 yılında Hillary Clinton’a yönelik olarak mikrofonlara sarf ettiği ve küresel bir feminist hareketin sloganına dönüşen “Nasty Woman” (Edepsiz Kadın) sözünden alan “Sinema’nın İlk Edepsiz Kadınları”. Léontine, Rosalie, Cunégonde,  Lea, Bridget, Tilly gibi isimler size ne ifade ediyor? Hiç. Halbuki hepsi döneminde- 1900’lerin başında - meşhur olmuş kadın komedyenlerdi. Neden “edepsiz” oluyorlar? Toplumsal cinsiyet normlarını deforme eden hikayelerde oynadıkları, sıra dışı performanslar sergiledikleri için. Filmleri izleyip küratörleri Elif Rongen-Kaynakçı, Laura Horak, Maggie Hennefeld’in değerlendirmelerini dinleyeceğimiz seçki de 28 Mart’a kadar yayında.