YazarlarAvrupa, Türkiye'yi konuşuyor

Avrupa, Türkiye'yi konuşuyor

27.01.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Avrupa, Türkiye'yi konuşuyor

Avrupa, Türkiyeyi konuşuyor

Ahmet SEVER

Ankara, Avrupa Birliği ile siyasi diyaloğu kesti. Ama, Avrupa kendi arasında Türkiye'yi konuşmaya devam ediyor. Türkiye geçen hafta yine gündemin ön sıralarındaydı.
Refah Partisi'nin kapatılmasının doğuracağı sonuçlar, göçün alevlendirdiği Kürt sorunu, dondurulan Türkiye - AB ilişkileri ve çıkmaza giren Kıbrıs bunalımı, Avrupa basınının manşetlerindeydi.
1) Türkiye Cezayir olur mu?
REFAH sonrasını değerlendiren Avrupa basınında, "Türkiye, Cezayir olur mu?" endişesi işlenmeye başladı. Fransa'nın Le Point dergisi, Michel Colomes imzalı ve "Türkiye: Bir başka Cezayir riski" başlıklı yorumunda, Türkiye ile Cezayir'in sosyal durumu arasında benzerlik kurdu.
İki ülkede de, gelir dağılımındaki eşitsizlik, hızlı nüfus artışı, başını alıp giden yolsuzluklar ve mücadeleci İslamcılar bakımından benzerlikler bulunduğunu ileri süren dergi, bazı Avrupalı diplomatların, Refah'ın kapatılmasını yol açacağı olumsuz sonuçlardan kaygılı olduklarını yazdı. 1992 yılında, Cezayir'i iç savaşa sürükleyen koşullarla, Türkiye'de bugün yaşanan olaylar arasında bir paralellik kuran Le Point, "Refah başka bir isim altında yeniden doğabilir. Ancak, ordunun baskısıyla yasadışı edilen Refah, amacına ulaşamazsa, Cezayir'deki İslami Selamet Cephesi (FİS) gibi yer altına inebilir" görüşünü öne sürdü.
2)Göç, Kürt sorununu tartıştırıyor
TÜRKİYE'den İtalya'ya uzanan göç dalgası, Avrupa'da Kürt sorunu tartışmasına dönüştü. Le Monde gazetesi, eski Genel Yayın Müdürü Andre Fontaine'nin kaleminden birinci sayfadan bu konuda uzun bir yazı yayınladı. Sorunun bir tarihçesini çıkaran Fontaine, "Ankara için uzun süre Kürtler yoktu, 'Dağ Türkleri' vardı. PKK bugün terör uyguluyor. Ankara'nın baskı politikası da PKK'nın saflarını besliyor" diye yazdı.
Le Courrier İnternational, "Göç kime yarıyor?" başlığı altında, İtalyan Savcı Alberto Maritati'nin görüşlerine yer verdi. Savcı, şu iddialarda bulundu: "Göçü, Türk, Rus ve Arnavut mafyası örgütledi. Türk polisi suç ortaklığı yaptı. Ankara gözlerini kapattı. Kürt örgütleri, uluslararası kamuoyunun dikkatini Kürt sorununun üzerine çekmek için bu göçü kullandı."
Fransa'da yayınlanan Uluslararası İlişkiler Atlası da, Kürt sorununu, 1984'den bu yana giderek ciddileşen bir sorun olarak tanımladı ve "Güneydoğu'daki ekonomik sefalet ortamında, sorunu çözecek öneri ve girişim yok" diye yazdı. Atlas, PKK'ya, Suriye, Irak, İran, Rusya ve Yunanistan tarafından el altından yardım edildiğini ve bu ülkelerin, Türk devletiyle olan anlaşmazlıklarında PKK'yı bir kart olarak kullandıklarını vurguladı.
Le Monde Diplomatique tarafından yayınlanan özel "Dünyanın barut fıçısı bölgeleri" sayısında da Kürt sorununa yer verildi. Ankara'nın ayrılıkçılıkla suçladığı, Batı'nın terörist olarak tanıdığı PKK'nın çok katı bir örgüt olduğu belirtilen dergide, "Ancak, Ankara'nın esnek olmayan tutumunun, PKK'yı kalaşnikov ve televizyonu birlikte kullanan etkili bir örgüt haline getirdiği" öne sürüldü.
3)Türkiye'ye iki Kıbrıs seçeneği
TÜRKİYE ile Avrupa Birliği (AB) arasında sıkışıp kalan ve bölünmeye doğru giden Kıbrıs, şu anda Batı'da en fazla tartışılan konulardan biri. "1988 Dünya bilançosu" adıyla bir kitap yayınlayan Le Monde, AB'nin Kıbrıs'a ilişkin tutumunu irdeledi. Uzun süredir bloke olan Kıbrıs sorununun, AB'nin devreye girmesiyle farklı bir kulvara girdiğini ifade eden Le Monde şu analizi yaptı:
"AB'deki genel hava, başlarda, 'Kıbrıs önce bölünmüşlük sorununu aşsın, üye olmayı ondan sonra düşünsün' şeklindeydi. Bu politika, Kıbrıs'ın üyeliğiyle ilgili olarak Ankara'ya veto hakkı veriyordu. AB, bu tutumundan vazgeçti ve Türkiye'nin önüne iki seçenek koydu: Ya, Kıbrıs, bölünmüş bir halde AB'ye girer, Brüksel'de ikinci bir Yunan devleti olur ve Türkiye'ye kapılar uzun süre kapanır. Ya da, Kıbrıs'ta bir çözüm bulunur ve federal bir devlet bünyesinde AB'ye girecek olan Türk toplumu, Ankara'yı AB içinde savunur."
4) Avrupa, Ankara üzerindeki etkisini kaybetti
FRANSA'nın Le Point dergisi, Türkiye'yi genişleme sürecinden dışlayan AB'nin, Ankara üzerindeki etkisini yitirdiğini vurguladı. Dergi, Türkiye'nin Lüksemburg zirvesinden sonra diyaloğu dondurduğunu hatırlattı ve "Bu nedenle, Avrupa'nın, İslamcılar, Kürt ve Kıbrıs sorunlarında Ankara'ya öğüt vermesi artık faydasız" yorumunu yaptı.
Le Monde'un çıkardığı "1998 Dünya bilançosu" kitabında da, AB'nin diğer aday ülkelere göre, Türkiye'ye daha sınırlı bir açılım gösterdiği, bu yüzden Türkiye ile AB arasında ciddi bir gerilim doğduğu belirtildi ve "Ancak, karar Türkiye'ye ait. Bakalım, Ankara, AB'ye girmek için gerekli köklü değişim yapacak mı?" sorusu yöneltildi.

SÜREKLİ birşeyler sayıyoruz. Ya gün sayıyoruz: Uğur Mumcu'nün öldürülmesinin üzerinden 1829 gün geçti ve katilleri hala bulunamadı diye. Ya, Türkiye'de faili meçhul kalan başka cinayetleri sayıyoruz: Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Onat Kutlar ve daha birçokları gibi...
Ya da, mahkeme kapısında duruşma sayıyoruz: Metin Göktepe'nin gözaltında öldürülmesiyle ilgili iki yılı aşkın bir süredir devam eden duruşma bilmem kaçıncı kez ertelendi diye.
Bir de, TBMM'de pankart açtıkları için büyük cezalara çarptırılan üniversiteli gençler var Çankırı hapishanesinde "Bakalım özgür kalınca kaç yaşında olacağız" diye yılları sayan. Manisalı liseliler var, "Bana işkence yapan polislerin mahkum olmasını büyüdüm, genç oldum göremedim, acaba ihtiyarlayınca görebilecek miyim?" diye sürekli kendilerine soran.
Bir ülkede, öldürülen gazeteci, yazar ve bilimadamlarının faili hala meçhul kalırken, pankart açan ve afiş yapıştırıp, slogan atan gençler büyük bir hızla ağır cezalara çarptırılırken, işkence yapan, döverek adam öldüren polisler bir türlü mahkum edilmiyorlarsa, bu işte son derece ciddi bir terslik var.
Biz artık "saymak" istemiyoruz, suçluların cezalandırılmasını "görmek" istiyoruz.



Yazara EmailA.Sever@milliyet.com.tr
KEŞFETYENİ
Davet tarzı ikiye böldü! Sosyal medyada olay oldu
Davet tarzı ikiye böldü! Sosyal medyada olay oldu

Cadde | 21.06.2025 - 07:13

Oyuncu Cemre Baysel, davet tarzıyla sosyal medyanın gündemine oturdu.

Yazarlar