Ayşe Gökçe Susam

Ayşe Gökçe Susam

milliyetege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SEÇİM ateşi düştü orta yere! Şimdi bir süre seyreleyin popülizmin katmerlisini, kulislerin en hararetlisini...
Boş yere açılım maçılım beklemeyin bu aralar. Taa 12 Haziran seçim sabahına kadar, hepsi askıya alındı. Demokrasi, açılım, istikrar değil, mümkün olduğunca nabza göre şerbet verme günüdür şimdi.
Hamasi konuşmaların, milliyetçi çıkışların dozu illa ki artırılacak... Açıktan ya da el altından karalama kampanyalarına başvuracak kimileri... Kimileri yaz günü çuval çuval kömür, buzdolabı vs taşıyacak şehrin yoksul mahallelerine. Kimileri “sokaktaki insanı”, esnafı, öğrenciyi, emekli teyzeyi, her nedense şimdi hatırlayacak.
Seçim tahminleri, manşet manşet gazetelerde yarıştırılacak. Koalisyonlar, taktikler, oy hesapları...
Tüm bu kaynar kazan içinde edeple, adapla, sorumluluk bilinciyle didinen siyasetçileri yok saymıyorum elbette. Ama ne yazık ki bu seçim dönemine de damgasını vuran, bu saygıdeğer azınlık olmayacak.
Pek de değişim vaad etmeyen, bildik bir tablo...

15 milyon genç oy
Tam da bu hissiyat içindeyken imdadıma, “Geç değil, GENÇ!” isimli bir kampanya yetişti. “Gençlere yer vermeyenlere, oy vermiyoruz!” sloganıyla yola çıkan grubun, kısacık ama derdini çok net anlatan bir videosu dolaşıyor internette.
Videodaki gençler, “Herkes bizden bahsediyor. Herkes bize güveniyor. Herkes ‘Gelecek sizsiniz’ diyor. Ama kimse fikrimizi sormuyor. Sesimizi gerçekten duyacakları arıyoruz. Seçme ve seçilme hakkımızın takipçisiyiz” diyorlar.
Belki de en büyük gücü, genç nüfusu olan bir ülkede yaşıyoruz. Avrupa için şaşırtıcı oranlar bunlar. Ülkenin yaş ortalaması 29. Nüfusun yüzde 26’sı 15-29 yaş arasında. Önümüzdeki seçimlerde oy kullanacak, 30 yaş altı genç seçmen sayısı tam tamına 15 milyon.
İnanılmaz bir insan potansiyeli, değişim ve ilerleme için bulunmaz bir kaynak. Ama hâlâ bu ülkenin genel algısında gençlik, bu potansiyel güç yerine, “çömezlik”, “delidoluluk”la eş tutuluyor.
Evet, bu ülkenin kültürel kodlarında, “Su küçüğün söz büyüğün” anlayışı vardır. Ama yine de ben, Türkiyeli genç nüfusun değişime kapalı olduğunu, muhafazakar direnç gösterdiğini düşünmüyorum. Değişimin, demokratikleşmenin önünde, yılların siyasetçilerinin ve yönetici elitlerinin direncinden başka bir engel yok. Su, akacak mecra arıyor.

Samimiyet sınavı
“Gençlere yer vermeyene, oy vermiyoruz!” kampanyası da, bunun göstergelerinden biri değil mi?
“Oy kullanan 15 milyon gencin seçme ve seçilme hakkını, temsiliyette adalet ilkesini ve demokrasiyi savunuyoruz” diyorlar. 2006’da başlattıkları “Seçilmek İstiyorum” kampanyasıyla Anayasa’da değişiklik yapılmasını sağlamayı başarmışlardı. O zamana kadar, Anayasa’da 30 olan seçilebilme yaş sınırı, böylece 25’e indirildi. Ama gelin görün ki, “yasal mevzuat nedeniyle” 2007 seçimlerinde bu kazanılmış hak uygulanmadı.
O nedenle, 12 Haziran seçimleri siyasilerin, gençler konusundaki “samimiyet testi” olacak. Gerçekten “Bu ülkenin geleceği, yarınları sizsiniz”, “Sizlere güveniyoruz” mu diyecekler, yoksa yine “Gençler, siz biraz daha sıranızı bekleyin” mi, bu seçimlerde göreceğiz.

İzmir Kent Konseyi Gençlik Meclisi’nin de destek verdiği kampanyanın önderliğini Habitat için Gençlik Derneği, Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ve Ulusal Gençlik Parlamentosu yapıyor. Kampanyanın sitesinden vereceğiniz bir sanal imzayla ya da gönüllülerle irtibata geçerek kampanyaya kişisel olarak da destek verebiliyorsunuz.
http://www.gecdegilgenc.net