Ayşe Gökçe Susam

Ayşe Gökçe Susam

milliyetege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

MUHTEŞEM Yüzyıl dizisi üzerinden kopan fırtına, bir süre daha gündemin tozunu attıracağa benziyor. RTÜK, tarihçiler, Bakanlar, soyu hanedana dayananlar, medya, dizi yapımcıları ve son olarak “hassas ve tehditkâr” bir grup...
Hepsi tartışmayı bir yerinden kaşımaktalar.
Aslında bu sadece Kanuni ile ilgili bir tartışma değil. Örneğin Atatürk üzerinden de bu tartışma defalarca yapıldı, hâlâ da yapılıyor.
Atatürk’ü hasta, yalnız, rakı masasında ya da dayak yerken gösterdiler diye Can Dündar ve Zülfü Livaneli imzalı filmler ve son olarak Yalın Alpay’ın Genç Mustafa adlı çizgi roman çalışması topa tutulmadılar mı?
Yaşam öyküsüyle, çok izlenen bir televizyon dizisine konu olan Türkan Saylan’ı düşünelim ya da... Cüzzamla mücadelesinin arka fona yedirildiği bir senaryoda kurmaca aşk hikayeleriyle onu izlemek bir kayıp mıdır, yoksa bir kazanç mı bizler için?

Kanuni, Mustafa Kemal ya da Kennedy...


Sadece bizde sürüp giden bir tartışma değil bu tabii. Son olarak ABD’nin efsanevi liderlerinden Kennedy ve ailesinin hayatını anlatan dizi, çekimleri tamamlanmış olmasına rağmen son anda yayından kaldırıldı. Diziyi yayından kaldırma kararı alan History Channel, gerekçelerini “Dizinin tüm bölümlerini izleyip toplu bir değerlendirme yaptığımızda, bu öykünün tarihsel bir markaya uymadığına karar verdik” sözleriyle açıkladı. Bu dizide de Kennedy’nin bir “seks düşkünü” gibi gösterilmesi çok eleştirilmişti.
Sanat gerçeklikle birebir uyumlu olmak zorunda mıdır? Tarihi kahramanlar “dokunulmaz” mıdır? Bu tür, tarihe dayanan dizi ve filmlerin, anlattıkları kişiler ve dönemle ilgili büyük oranda “kurmaca” bir algı yarattıklarını teslim etmek gerek. Ama aynı zamanda, bu dönem ve karakterle ilgili ciddi bir merak ve ilgi uyandırmayı başardıkları da bir gerçek. Dolayısıyla, bana kalırsa bu kadar tepkisel olmanın pek anlamı yok.
Ancak hikayenin başka bir boyutu var ki, işte orada çok ciddi şekilde tepki koymamız gerekiyor. ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinin Kanuni’yi “içki ve kadın düşkünü” bir padişah olarak gösterdiğini düşünen bir grup tarafından, dizinin senaristi Meral Okay’ın ciddi şekilde tehdit ediliyor olması hafife alınabilecek bir şey değil çünkü.
Söz konusu Mustafa Kemal ya da John F. Kennedy olduğunda radikalleşmeyen, tehdit içermeyen tepkinin, sıra Kanuni Sultan Süleyman’a geldiğinde değişmesi de üzerinde düşünülmesi gereken bir başka önemli konu sanırım.
Hrant Dink’in yokluğunun 4. yılında artık çok daha iyi bildiğimiz bir şey var: Kendinden fazlasıyla emin bu “tetikçi eleştirmenlere” karşı, bugün yılların sanatçısı Meral Okay’ı, yarın sizi, bizi, hepimizi koruyacak bir hukuka her zaman ihtiyacımız olacak.

Haberin Devamı

Kanuni, Mustafa Kemal ya da Kennedy...
Duvaksız Gelin Olmaz
“Böyle zorla gelin olunmaz ki yok mu sevdiğin
Böyle zorla düğün kurulmaz ki yok mu bildiğin”
Özlem Tekin’in “Duvaksız Gelin Olmaz” adlı şarkısından bu sözler. Yara hâlâ aynı yara. Pek kabuk mabuk da tutmadı.
Rakamlar, kifayetsizce Türkiye’de kadınların mutsuzluğunu anlatıyor. Yüzde 60’ımız sokağa çıkmak için izin almak zorunda. Üçte ikimiz kendi rızasıyla gönlünün istediğiyle evlenemiyor; evleneceği kişiyi seçme hakkı yok. Bu kadınların yüzde 7’si ise karşı koymalarına rağmen zorla evlendiriliyor. Rakamlar, Türkiye’de yaklaşık 1 milyon çocuk gelin olduğunu söylüyor.
Yarın İzmir’de gerçekleşecek “Çocuk Gelinler” başlıklı film gösterimi ve söyleşi, bu nedenle çok kıymetli. Uçan Süpürge ve Sabancı Vakfı işbirliğiyle hazırlanan proje, İzmir’in ardından Aydın, Uşak ve Afyon’da kadınlarla buluşacak.
Nerde, ne zaman?:
18 Ocak Salı (yarın) saat 14.00’te Büyükşehir Belediyesi Gençlik Tiyatrosu’nda, katılım tüm kadınlara açık ve ücretsiz.
* * *
Az biraz uydurma, çokça gerçek bir Zaytung haberi:
“Yaşı tutmadığı gerekçesiyle bakkaldan alkol satın alamayan, ruhsatlı silah sahibi 19 yaşındaki genç, bakkal sahibini vurdu.”

Haberin Devamı

GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA SİZ DE DÜŞÜNCE VE YORUMLARINIZLA YER ALIN