Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İLKOKULDA tek başına okula gidip gelmeye başladığında kızıma ilk öğrettiğim; yaya geçidinde trafik kurallarını tam anlamıyla uygulamamasıydı...
Yani ona şunu demiştim: “Bak kızım. Burası Türkiye. Biliyorsun trafikte canavarlar dolaşıyor. O yüzden ne yapmamız gerekiyor biliyor musun? Her an karşımıza bir trafik canavarının çıkabileceğini düşünerek gereğinden fazla dikkatli olmalıyız. Hatta bizim güvenliğimizi sağlayan kurallara uymayıp, onları daha da güvenli hale getirmeliyiz. Nasıl mı? Diyelim ki araçlara kırmızı ışık yandı, yayalara da yeşil. Sen hemen geçmeyeceksin. İlk iki sıradaki araçların tamamen durduğundan emin olup, kendini iyice garantiye alıp öyle geçeceksin.”
Yüzüme korkarak bakan kızım, “Peki” demişti. Biz anne-kız hâlâ, o kendi kuralımıza uyarız.
Ama gel gör ki buna ne kadar uysak en akıl almaz kaza da gelip bizi buldu.
Bundan sekiz sene önce Alsancak’ta hızını alamayan bir araç kaldırımda bize çarpıp vitrine yapıştırdı. Kızımı kurtarabildim ancak ben kaçamadım. Yedi ay süren uzun bir tedaviyle zar-zor ayağa kalkabildim.
Bazı kazalara kaza denmiyor işte. Kaza; adı üstünde; yanlışlıkla, elinde olmadan meydana gelene denir.
Benzer kazaları yani “Yok artık” denecek kazaları İzmir’de çok duyar olduk. Özellikle de belediye şoförleri etrafa korku saçar oldu.
Bunu daha önce de yazdım. Son günlerde trafik yazarı gibi oldum ama...
Ama ne yazık ki öyle! Ne yazık ki İzmir’de belediye otobüsü gördük mü “Amaan kaç!” diye kendimizi koruma güdüsü geliştirdik. Tüm belediye şoförlerini zan altında bırakmak istemesem de, gerçekler böyle...
10 Aralık’ta 30 yaşındaki Gülçin Doğan da benzer bir kazada ağır yaralandı. Altı gün sonra ise yaşamını yitirdi. Alsancak’ta yaya geçidinde beklerken, belediye otobüsünün devirdiği trafik lambasının altında kalıp ağır yaralandı. Otobüsün genç kadına çarptığı da söyleniyor. Vücudunda başka kırıklar olduğu da... Zaten kaza fotoğrafları ve adli incelemeler gerçeği ortaya çıkaracak ama olan gencecik bir hayata oldu.
Ateş düştüğü yeri yakacak.
Ailesi hakkını arayacak, suçlu taraf belki de suçu trafik lambasına bulmaya kalkacak.
Belediye, şoförlerini ve yetkilileri korumaya devam edecek.
Şoförler ise İzmir caddelerinde terör estirmeye...
Ama artık böyle olmamalı!
* * *
Gülçin Doğan yaşamını kaybettiği ve toprağa verildiği sıralarda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ankara’daydı. CHP kurultayında divan başkanlığı yapıyor, konuşmasıyla göğsümüzü kabartıyordu.
Şimdi kurultay bitti. Başkan Kocaoğlu İzmir’e döndü.
Tek isteğim artık belediye şoförlerinin neden olduğu akıl almaz kazalara el atması...
Varsa bir sorun, sorumlu şirkette araştırma yaptırması...
Çalışma saatleri mi fazla, psikolojileri mi bozuk, maaşları - fazla mesaileri mi yetmiyor?
Neyse o sorunu bulması...
Gerekiyorsa ihmalkar davrananları görevden alması...
Belediye çalışanları bile, şoförlerden yakınırken Başkan Kocaoğlu’nun da artık İzmir’in bu can alan sorununa ufacık bir dokunması.