Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ORASI artık Türkiye’nin ilk “sakin şehri”
Dünya’daki ‘cittaslow’; yani yavaş, sakin yaşam hareketinin bir parçası olan Seferihisar; gemileri yakıp, pılı pırtıyı toplayıp, ömrün bundan geri kalanında yerleşmek için tüm davetkârlığıyla oracıkta duruyor.
Tepen attığında, tüm bu koşuşturmadan bıkıp usandığında sığınacak bir liman gibi uzaktan ışıldıyor.
Ne yalan söyleyeyim... Seferihisar’dan her haber bülteni geldiğinde, hevesle ve özenerek okuyorum.
İlçeyi bu unvana hazırlamaya yönelik çalışmalar hızla sürerken, Başkan Tunç Soyer’in açıkladığı her yenilik, her yeni proje iştahımı kabartıyor.
Haksız mıyım?
Kim istemez ki; güneş enerjili bisikletlerin işlediği caddelerde huzurla gezinmeyi...
Köy pazarlarında gerçek organik meyve-sebze seçmeyi....
Restoranda bile sakinliği, yavaşlığı tatmayı...
Tabela karmaşasından, tüketim çılgınlığından, hayatın suniliklerinden uzak yaşamayı...
Kim istemez ki; trafik gürültüsünün ortasında kaybolmaktansa, denizin maviliğinde yok olmayı...
İşe yetişmek için koşuşturmak yerine, usul usul oltadan balık çekmeyi...
Kim istemez ki köy fırınından yeni çıkmış, taze ekmek kokusuyla uyanmayı..
Sıralasam, bu sütunlar almaz büyük şehir ve sakin şehir kıyaslamalarını...
* * *
Türkiye’nin ilk sakin şehri Seferihisar; tüm bu cazibeleriyle koşuşturmadan, hızdan, süratten bıkanları kendine çekerken, hiç de bu unvana yakışmayan kazayla gündeme geldi geçen hafta.
Oysa oradan her gelen haber içimizi açıyordu.
Oradan gelen her haber, kısalan hayatlarımızın uzayabileceğini müjdeliyordu.
Şöyle bir mandalina turuncusu beliriyordu gözümün önünde. Ya da Sığacık mavisi...
Seferihisar huzur dolu yolunda, usul usul ilerlerken nereden çıktı bu hız tutkunu?
“Kahraman abla kardeşini kurtardı, kendi öldü” başlıklarıyla verildi haber.
Yolun karşısına geçerken 9 yaşındaki kardeşine hızla gelen bir otomobilin çarpmak üzere olduğunu gören 13 yaşındaki Firdevs Özduran, kardeşini kolundan tutup savurarak kurtardı. Ancak kendisi otomobilin altında kaldı. Hastaneye kaldırıldı, küçücük bedeni dayanamadı.
En acısı ise Firdevs’e çarpan otomobilin, bir başka otomobille yarıştığı iddiası ve sürücüsü motor tamircisi Hakan Y.’nin ehliyetinin olmadığının ortaya çıkmasıydı.
Yani; bunun adına kaza denemezdi!
* * *
Firdevs’in hayatını kaybetmesi başka bir gerçeği de gözönüne serdi.
Mahalle sakinleri ve aile yolda herhangi bir trafik lambası ya da üst geçit olmamasına tepkili. Daha önce de aynı yolda birçok kişinin hayatını kaybettiğini söylüyorlar. O caddeyle ilgili başka şikayetler de var. “Yol kenarında beklenecek bir kaldırım dahi yok” deniyor.
Belediye, çocukları servisle evlerine bırakıyor ancak orada ne bir kaldırım ne de bir üst geçit var.
Karayolları’nın önlem alma zamanı gelmedi mi?
Daha kaç canın gitmesi bekleniyor?
Bir üst geçit yapmanın bedeli bir candan daha mı fazla?

Bir üst geçit yapmanın bedeli bir candan daha mı fazla