UZUN zamandır yapmak istediğim şeyi yapıyorum birkaç gündür...
Bir sahil kasabasındayım. Karşımda uyuyan bir deniz... Cemre düşerken pazar günü ayaklarım suya değiyordu, kışa veda eden güneşe gözlerimi kırpıştırıyordum çakıl taşlarının üzerinde soluklanırken.
Sabah kuş sesleriyle uyanıyorum erkenden. Üzerimde miskinlik yok üstelik.
Balıkçılara koşuyorum, ağlarındaki kıpır kıpır bereketi izliyorum.
Balıkçı tekneleri kıyıya yanaşırken artan o motor sesini duymak huzur veriyor.
Çok değil birkaç gün sonra bitecek bu saltanat, biliyorum... Ama insana iki günlük saltanat da yetiyor ve artıyor.
Karşımdaki manzaraya arada bir, bir dizi sahnesi de giriyor. İzmir’de çekilen dizilerden birinin tatlı telaşını da gözlüyorum uzaktan.
Bu da mutlu etmiyor değil!
Düşünüyorum da geçen bahardan bu yana yaptığım röportajların hatırı sayılı bir kısmı İzmir’de çekilmeye başlayan dizilerle ilgili.
Bilmem İzmir bunun farkında mı; ama artık ciddi bir ekonomik katkısı olmaya başladı bu sektörün kente. Siyah-beyaz Türk filmlerindeki Kordon dekorunun, Karşıyaka vapurlarının, fayton sefasının da çoook ötesinde artık İzmir’deki dizi çekimleri.
* * *
“Kavak Yelleri”yle başladı ilgi... Dizi uzunca bir süre İzmir-Urla-Seferihisar’da çekildi. Beyaz boyalı evleri, balıkçı limanları, sardunya sarkan balkonları, sahil manzaraları ve tatlı insanı ilgi çekti. Bergüzar Korel ve Bülent İnal’ın başrollerde oynadığı “Bitmeyen Şarkı”yla devam etti.
“Fatmagül’ün Suçu Ne?” yaz sonunda Urla’da başladı çekimlere. Şimdi ise Kadir İnanır’ın başrolde olduğu “İzmir Çetesi” gündemde.
* * *
Bir de “Derin Sular” var, haftanın dört günü yayınlanan. İki dizinin de çekimlerine her an her yerde rastlamak mümkün.
Sette görüştüğümüz Kadir İnanır, çekimlerin büyük bir yatırım kadar önemli bütçeleri olduğuna dikkat çekmişti.
Olmaz mı?
Bu kentin oyuncularından, esnafından, taksisinden, oteline kadar her şeyinden faydalanıyor ve katkı koyuyor dizi sektörü. Yüzlerce kişilik ekipler İzmir’de kalıyor günlerce, İzmirlilerin çoğuna da iş kapısı oluyor.
Devamının geleceğini de duyuyorum...
“Neden İzmir?” sorusuna güzel bir yanıt Fox TV’de haftanın dört günü yayınlanan “Derin Sular”ın yapımcısı ve proje koordinatörü Nilgün Sağyaşar’dan geliyor:
“Dizilerin çoğunluğu İstanbul’da çekilmekte, hatta bu konuda bir İstanbul saltanatından bile söz etmek mümkün. Bugüne kadar yaptığımız işlerde hep alternatif mekan arayışlarına girdik. ‘Deniz Yıldızı’ ve ‘Unutma Beni’ için Ankara’yı tercih ettik. Bu kentteki oyuncu ve çalışanların ne kadar başarılı olabileceğini tüm Türkiye’ye gösterdik. Bugün sevinerek görüyoruz ki, birçok yapımcı da Ankara’yı değerlendirmeye başladı. İzmir’e gelince... İzmir gerek tarihi, gerek doğası, gerekse modern ve sıcak insanları ile Türkiye’nin gözbebeği şehirlerinden biri. Üstelik iklimi ve mimarisi de dizi çekimlerine çok uygun. Bugüne kadar yeterince değerlendirilemeyen bu potansiyel için İzmir’i seçtik. Seyircilerimizin bir süre sonra bu hikayenin İzmir’e ne kadar yakıştığını göreceklerine inanıyoruz.”
Kısacası İzmir bugünlerde dizi sektörünün etinden de sütünden de faydalanmaya başladı. Farkına varıp sağlamlaştırmak, İstanbul’un saltanatını almak iyi olmaz mı?
