Kadın - erkek yazıları
Tepkiler bile alıyorum!
“Neden kadınları yazmaktan vazgeçtin?” soruları üzerime üzerime geliyor. (Tepkilerin çoğunlukla erkeklerden gelmesi de hayli ilginç!!!)
Eeee dünya, hayat zıtlıklar üzerine kurulmuş...
Artı - eksi üzerine inşa edilmiş...
Çatışmadan yaşam doğmuş...
Kadın - erkeğin çatışması, çatışıp sonra kavuşması, kavuşup ayrılması, anlaşıp sonra kavgaya düşmesi, sonra tekrar birleşmesi de o kadar doğal.
Ve bu kadar doğal olan büyük çatışmanın bizim ilgi alanlarımızın çekimine girmesi de doğal!
Halen dünya üzerinde savaşlardan, politikadan, bilimden her şeyden çok kadın - erkek tartışılıyor.
Dünya mevzularının o kadar üzerine çıkıyor ki bu iki cins, politikacılar da bilimadamları da, politika liderleri de an geliyor dikkat çekmek için konuyu kadın - erkeğe bağlıyor.
Tartışma da bu iki cinsin zıtlıklarından doğuyor.
Bu zıtlık hoşumuza gidiyor...
Gün geliyor bu zıtlık bizi birleştiriyor...
Tamam, kabul.
Kadın - erkek yazılarına verdiğim arayı sonlandırmalıyım.
Sonlandırayım da bugünlerde kadın - erkekle ilgili ne yazayım?
Benim canımı sıktıkları gibi ben de sizin canınızı mı sıkayım?
Taciz - tecavüz dosyalarının nasıl da rekor kırdığını mı?
İzmir’in boşanmada liderliği koruduğunu mu?
Yoksa Kanuni Sultan Süleyman korumacılığı yanında, Hürrem saldırganlığını mı?
Kanuni’nin avukatlığını yapanların, Fatmagül’ün başına gelenlerle koca bir ülke alay ederken gıkını neden çıkarmadığını mı?
Fransa’yı karıştıran, bacaklarını açmış kadın heykeli tartışmalarını mı?
Bugünlerde neyi yazayım?
Olup bitenlerin hepsi can sıkıcı...
Hepsi aptalca...
En iyisi mi bana birkaç gün müsaade edin.
Erkeklere sürpriz tüyolar toplayayım...
At yarışı, şans oyunu falan değil!
Mutlu aşk, mutlu sonla biten tartışma, mutlu evlilik tüyoları bunlar!
Haberin Devamı
GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA YAYINLAYALIM