Barney’le deniz maceramız

11 Eylül 2011

Çarşamba günü işten erken çıktım; saat 14.00 gibiydi. Barney’e sözüm vardı. Koca bir yazı geçirmişiz ama ben onu hala denize götürememiştim.
Soluğu Çeşme’de aldık. Barney kuma bulanmasın, denizde düz olsun diye Babylon’a gittik, fakat Babylon kapalıydı.
Yalnız kapıda azıcık bir aralık vardı. Deniz kıyısına nasıl varacağımıza dahi hiçbir fikrim olmadan en sonuna kadar sürdüm arabayı...
Şanslıymışız ki açık bir kapı bulduk. İçeride insanlar vardı. Dedim şu kıyıdan Barney’i denize sokmama izin verir misiniz?
“Tabii” dediler hatta onlar da Barney’le oynadılar. Barney’e yanımda top getirmiştim. 45 dakika boyunca Barney’e top attım da koşa koşa hiç yorulmadan, topu denizden bana getirdi.
Hala sağ kolum ağrıyor, ona top atmaktan...
Neredeyse bir saati dolduruyorduk ki Barney son attığım topu getiremedi. Sahildeki taşlara attı kendini sonunda enerjisi tükenmişti.

Yazının Devamı

Yuva arayanlar

4 Eylül 2011



O çok üzgün, hayata küsmüş.
Foça’daki sokak köpeklerinden dayak yemiş.
Ne olur, sahibini bulalım. Yada yeni bir ailesi olmasını sağlayalım.
Yenifoça’da bulundu bu yavru. 2 yaş civarı erkek...
Otur, kalk, pati ver vs. tüm komutları biliyor.

Yazının Devamı

Bu yakışıklıya yuva arıyorum

28 Ağustos 2011

Bir ismi yok, erkek, kısırlaştırılmamış, kulağında küpeside yoktu ben bulduğumda boynunda bir tasması vardı. Künyesi de yoktu. Labrador kırması... İnanılmaz sevecen, iyi huylu ve sosyal bir köpek. Çok aç kaldığı belli; tüyleri matlaşmış, bir hayli zayıf.
Yapılan kan tahlilinde açlığa bağlı olarak kansız olduğu anlaşıldı. İç dış parazit aşıları yapıldı. Şu anda Pegasos Veteriner Kliniği’nde tutuluyor. Bu sevgi dolu yakışıklıya yuva arıyoruz.
Tavşan bakımı
İki ay kadar evvel bir Hollanda lop tavşanı aldım. Adını da ‘Şeker’ koydum.
Veterinerlere götürdüm, dişi olduğunu söyledi veterinerimiz Aytekin Bey...
Daha sonra yanına arkadaş almak istedim. İki tane daha Hollanda lop ve bir tane de küçük bembeyaz bir tavşan aldım. Hani pembe kulaklı, kırmızı gözlü beyaz pamukçuk gini olanlardan...
Alır almaz yine veterinerin yolunu tuttuk. Aldığım tavşanların üçü de erkekmiş meğer. Aralarında bir dişi kaldı ‘Şeker”im...

Yazının Devamı

Bir hayvan dostunun çağrısı

21 Ağustos 2011

Haytap Federasyonu İzmir Temsilcisi Esin Önder, bir mail gönderdi. Mailini aynen benden istediği gibi aynen yayınlıyorum.
Sn.Begüm Yaraş
Lütfen aşağıdaki yazımızı ve resimleri incelemenizi rica ederim...
Ben 3000 köpek barındıran SOPEN barınak annesiyim.
Onlara sevgi ile davranırsak onlar da bize aynen karşılık verirler..
Köpek sahipleri sokakta kendilerinden başka köpek olsun istemezler...
Hayvanlarımızın en büyük düşmanı “kendilerini hayvansever zanneden ve bir hayvana bakan” kişilerdir...

Yazının Devamı

Yanımızda yemek taşımalıymışız!

14 Ağustos 2011

Bugün aslında pet dostu plajları yazmayı düşünmüştüm ancak gördüğüm bazı şeylerden sonra karar değiştirdim.
Gördüğüm üzere herkes “Panter Emel” kesilmiş klavye başında... İnternette benim sokak köpekleriyle ilgili yazımı eleştirmiş. Ne güzel demek ki okuyanlar var, dedim önce...
Bardağın dolu tarafını gördüm ancak bazı yorumlar o kadar sıkıcıydı ki bu konuda ben de görüşlerimi yazmak istedim. Geçen hafta, bana gönderilen mailleri sizinle paylaşmıştım. Fakat bu hafta benim yorumumu okuyacaksınız çok fazla hayvansever dostlar!
* * *
Körü körüne sokak köpeklerini kedilerini savunmanızı anlamıyorum ve hiçbir de anlayamayacağım sanırım. Onun yerine barınakların iyileştirilmesi için yenilerinin yapılıp iyi koşullar için çabalasanız bence çok daha yararlı olur. Bazı kişiler, yaşlı kadına saldıran Meksika Sokağı’ndaki köpeklerin hayal ürünü olduğunu söylemiş. Bazıları süs köpekleri besleyenlerin, gösteriş için beslediğini iddia etmiş. Bu aslında bir yerden sonra ırkçılığa giriyor. “O cins besliyor, ben sokak köpeklerine bakıyorum. O hayvansever değil”e getiriliyor; bu çok yanlış.
Bir okurumuz, sokağındaki farelerden hamam-böceklerinden şikayet etmiş. Ona hiç değinilmemiş!
Bi

Yazının Devamı

Sokak köpekleri

7 Ağustos 2011

Begüm Hanım Merhaba;
Ben Alsancakta oturan bir okurunuzum. Son birkaç aydır Meksika Sokağı’nda bir köpek çetesi oluştu. Tam sokağın köşesinde durup, gelen geçen herkese saldırıyorlar. Kendim de köpek beslediğim ve her gün o taraflarda evim olduğu için geçmek zorunda olduğum için, bu sokak beni korkutuyor. Her geçişimizde üstümüze doğru koşan 5 köpekten canımızı zor kurtarıyoruz, Köpeğim bir golden olduğu için kucağıma alıp kaçamıyorum. Bazen orada gezdirilen, hemen hemen aynı saatlerde gördüğüm başka köpek sahipleri de oluyor. Bazılarının köpeği küçük cins olduğundan kucaklarına alıyorlar ama sokak köpekleri yine de saldırıyorlar. Bir akşam o sokakta bir kafeye yemeğe gittik arkadaşlarla. Yoldan geçen insanlara da, köpeği olsun olmasın, saldırdıklarını gördüm. Belediye bunlar için bir çözüm sunamıyor mu? Medeni ülkelerdeki gibi köpeklerimizle rahat yürüyemeyecek miyiz? Burçin A.
* * *
Begüm Hanım;
İzmir Alsancak’ta oturan, ailecek köpek besleyen bir okurunuzum. Son dönemlerde Alsancak (Amerikan Kültür Derneği) civarında sokak köpeklerinin sayısı çok arttı. Bu köpekleri besleyen hayvanseverlerin de sokaklara bıraktıkları yemler ve yiyecekler, kötü koku, fare ve

Yazının Devamı

Sadık dostlarımza serinletici bandana

31 Temmuz 2011

Havalar çok sıcak. Meteorolojiye göre sıcaklar daha da artacakmış. Ben de hemen sizinle yeni bulduğum bir şeyi paylaşmak istedim.
Ben aldım, Barney (Golden Retriever) için kullanıyorum ve tavsiye ederim. Barney, basık burunlu Golden’ım, sıcaklarda ağzını hiç kapatmaz. Ne kadar ıslatsam da suyunu devamlı tazelesem de dili dışarıda uyuyor.
Bu yüzden Barney’i serin tutacak bir şeyler arayışına girdim. Buz kalıbı bile almayı düşündüm ama sonra o buzu yerse, üşütürse, diye bu fikirden vazgeçtim.
Daha sonra internette ‘Petza’ diye bir siteye rastladım. Tam da Barney için aradığım ürünü satıyordu. Serinletici bandana...
Hemen boynunun ölçüsünü alıp siteden Barney’e göre olan bir tane sipariş verdim hiç sorunsuz elime ulaştı.
Kullanma talimatını siteden okumuştum. Bandanayı suya soktum, içindeki bir madde, aktif olup jele dönüşüyormuş ve 5 gün boyunca serinlik sağlıyormuş. Kırmızı bandanayı hemen Barney’e taktım. Önce bir şey takılmasından çok hoşlanmasa da nefes alış verişi birkaç saat içinde normal seviyeye düşünce, sanırım ona güzel bir şey aldığımı anladı.
Bandanayı Barney’in boynunda beş gün hiç tutmadım. İki günde bir suya batırıyorum. Böylece daha çok serinliyormuş

Yazının Devamı

Kahraman Daisy, su baskınından kurtardı

24 Temmuz 2011

Yazılarımı Bursa’dan takip eden okuyucum Sevtap Hanım’ın, eşinin sokakta bulup ailelerine kattıkları güzel kızları Daisy ile ilgili yazının ikinci bölümünü de heyecanla okuyacaksınız.
İşte Sevtap Hanım’ın anlattıkları.
Akşam olunca evde tek sohbet, ailemizin yeni üyesi Daisy idi. Tabii ki çocuklarla ve Daisy ile pazarlıkyapıyorduk. Daisy bahçede kalacak ve gün içinde çocuklar da onu gezdirecekti. Evin içi, sadece bize ait olacaktı.
Bu kararlara herkes riayet etti. Daisy, bahçe kapısı açık olsa bile içeri girmiyordu. Kapıdan bize bakıyordu. Hayret ediyorduk, bu bizi gerçekten anlıyor muydu yoksa...
* * *
Bahçeyi temizlerken hep gider tıkanır ve gideri pompalardım. Daisy de beni seyrederdi. Bir akşam hepimiz uyuyorduk. Gece yağmur yağıyordu ama ne yağmur! Dereler taştı o gece Bursa’da. Saat 04.00 civarıydı. Daisy, uluyarak bizi yataktan fırlattı. Hepimiz bahçe kapısının önünde bitiverdik. Kapıyı eşim açtığında Daisy karşımız da ağzında kırmızı kocaman pompa uluyor ve suratımıza bakıyor. Bahçe su içinde. Daisy, evi su baskınından kurtarmıştı.
Aradan aylar geçti. Daisy bahçede duruyor, çocuklarla parkta ve dükkana yanıma gelip gidiyordu. İşlerim de istediğim gibi

Yazının Devamı