Beyhan Budak

Beyhan Budak

beyhanbudak@gmail.com

Tüm Yazıları

Babalar Günü yaklaşıyor. Bu tür özel günler, günümüzde bir şeyleri satmak için pazarlama stratejisi olarak kullanılıyor çoğu zaman. Bu durumdan rahatsızım. Ama bu durumu hariç tuttuğumda böyle özel günlerin bize ilişkilerimizi düşünme ve değerlendirme fırsatı vermesinden dolayı mutluyum. Bu hafta babalarımızla ve çocuklarımızla olan ilişkimizden bahsetmek istiyorum.

Bana gelen danışanlarımın büyük bir kısmının annesiyle ya da babasıyla ilgili derdi vardır. İstedikleri yerde olamamalarını, hissettikleri olumsuz duyguları ve yaşadıkları sorunları biraz irdelediğimiz zaman, bu sorunların kaynağında anne ve babaların çocuklarıyla kurdukları iletişim şeklinin önemli bir etkisinin olduğunu fark ederiz. İşin ilginç tarafı, çoğu anne baba iyilik yaptıklarını zannederek, çocuklarını olumsuz etkileyecek davranışlar ya da yöntemler kullanırlar. Hatta ben bunlara bir isim verdim: “İyi niyetli kötülükler”

Haberin Devamı

Babalar ve çocukları

Baba çocuk ilişkisine baktığım zaman, birçok babanın kafasının karışık olduğunu gözlemliyorum. Babalar çocuklarıyla iletişim kurmak ve yakınlaşmak istiyor ama iş gerçeğe dönüşünce baba sadece öğüt veren, bir şeyleri düzeltmek için eleştirilerde bulunan bir iletişim dili kullanıyor. Aslında yakın olmak isteyen baba kendisine eleştiriden başka bir dil bulamıyor, tek görevi düzeltmekmiş gibi hissediyor. Ama her insanın bir var oluşu ve mizacı vardır. Biz insanları değiştirebileceğimizi zannederiz ama genelde sadece ayrıntılar üzerinde etkimiz vardır. Ana yapıda değişen pek bir şey olmaz.

Baba uzaktan öğüt veren bir konumda olunca çocuğuyla yakın bir ilişki kuramıyor. Araya mesafeler giriyor. Ama benim karşılaştığım huzurlu, mutlu ve özgüvenli birçok insanın babasıyla olan ilişkisinde babaların destekleyici ve güven verici yaklaşımları hep dikkatimi çekmiştir. Baba, “Sen yaparsın, sana inanıyorum” diyor ve inanç karşısındaki çocuğa dünyada birçok şeyi başarabileceği, zorlukları aşabileceği inancını içinde yeşertiyor. Arşimet’in bir sözü vardır, “Bana bir dayanak noktası verin, dünyayı yerinden oynatayım” der. Dünyayı yerinden oynatabilecek güce sahip olan çocukların da bir dayanak noktasına ihtiyaçları vardır. İşte bu dayanak noktası babalarından gelirse, inanılmaz etkili olabilir.

Haberin Devamı

Biz Ankara, Balalıyız ama hep Ankara merkezde ikamet ettik. Bir gün köye para gönderilmesi icap etti. Ben de o sıralar 9-10 yaşlarındaydım. Babam bu parayı köye benim götürmemi istemişti, hem de tek başıma. Benim o yaşım için büyük sayılabilecek bir parayı cebime koymuş, cebimi de çengelli iğneyle bağlamıştı. Sen yaparsın demişti, hiç unutmam. Ulus’tan köy dolmuşuna binip köye gitmem yaklaşık bir buçuk saat sürmüştü. Bu bir buçuk saat boyunca uluslararası bir operasyona çıkmış asker gibi teyakkuz halinde ve gururlu hissederek köye varmıştım. Görevimi başarıyla tamamlayıp Ankara’ya geri döndüğümde içimde bir şeylerin değiştiğini hissetmiştim.

Bu tür sorumluluklar ve güven davranışları bir çocuğun gelecekteki problemlere nasıl yaklaşabileceğini belirler. Küçük gibi görünen zaferler gelecekteki büyük mücadelelerin inanç altyapısını oluşturur. Tam tersi de geçerlidir, çocuklarının her zaman ne yapamayacağını ya da neyi eksik yaptığını söyleyen babaların çocukları gelecekte, her zaman hangi konuda güçsüz olduklarını hatırlayacaklardır. Unutmamak lazım, yakın bir iletişim her zaman kurallardan ve eksiklikleri tamamlamaktan daha önemlidir. Tüm babalarımızın Babalar Günü kutlu olsun.

Haberin Devamı

Kendine iyi davran, görüşmek üzere...