Gazetecilikte hiç kimsenin ne adamı oldum, ne de hiç kimsenin avukatlığına soyundum. Habercilikte mesleki ilkelere hep bağlı kaldık, doğruyu yansıtma adına kılı-kırk yardık. Yorumlarımızda ise tarafsız ve de objektif olmaya özen gösterdik. Rakamsal gerçekleri asla gözardı etmedik.
Samet Aybaba ve arkadaşları; Baba Ulvi ile Recep kardeşimiz bizce sezonu başarıyla tamamlamışlardır. Sezon öncesinde ben dahil herkes, kadrosunun yetersizliği ve ekonomik kriz nedeniyle Beşiktaş’ın bırakın ilk üçe girmesini, klasmanda yer almasının sürpriz olacağını savunmadık mı?
Beşiktaş’ın ligi Fenerbahçe’nin ardından üçüncü sırada bitirmesi bizce büyük başarıdır. Kartal’ın sahasında kaybettiği puanları hesaplayacak olursak, lig ikinciliğini altın tepsi içinde Fenerbahçe’ye eliyle ikram ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun içindir ki, bizleri ve de kamuoyunun öngörülerini terse çeviren Samet Aybaba ve Ulvi Güveneroğlu ve de Recep Çetin’e teşekkür etmek herkesin boynunun borcudur.
***
Maç mı? Sezon sonu olmasına karşın fena değildi. Temposu düşük, ancak pozisyonları fazla mücadeleyi ciddiye alan taraf yani Kayserispor kazandı, kutluyoruz.
Beşiktaş’ta Samet Aybaba’nın yerine kimin
Ligin bitimine şuracıkta bir hafta kalmış. Biraz sabretseler, dünyanın sonu mu gelir?
Yoo, sabırsız milletiz vesselam!
Baksanıza Beşiktaş'ta yönetim çoktaaan düğmeye basmış, Avrupa'da harıl harıl hoca arayışını sürdürüyor. Kartal'ı onca eksikliğe, onca parasızlığa karşın ligde üçüncü sıraya taşıyan Samet Aybaba ve ekibi, kim ne derse desin bizce başarılıdır. Artısı var, eksiği yok. Haa eleştirilecek yanları yok mu, elbette var. Ancak futbol bu, hatalar oyunu... Her şey mükemmel olsa, bu oyunun çekiciliği kalır mı?Teknik adam hata yapacak, futbolcu yapacak, hakemi oyun içinde yanlış düdükler, kararlar verecek. Bunlar bu oyunun olmazsa olmazlarıdır.
Neyse biz asıl konumuza gelelim.
Yönetim, istediği hocayı getirir, istediği oyuncuyu gönderir, istediğini alır.
Bunlara en ufak bir lafımız yok.
Ancaaak yiğidi öldürüp, hakkını da vereceksiniz.
‘Bu asla veda değil, şarkılarla türkülerle yine geleceğiz’... Tıpkı şarkının sözleri gibi... Bu veda değil, kısa bir ayrılık sadece...
Tarihi İnönü Stadı’na önümüzdeki günlerde kazma vurulacak, bir sezon sonra yeni çehresiyle Beşiktaş ve taraftarların hizmetine sunulacak.
Hayırlı olsun... Dile kolay kırk yıl... Çıraklığa burada başladım, ustalığın keyfini de bu tarihi yerde yaşadım...
Anılarla dolu yıllar... Mutluluklar, üzüntüler, hepsi iç içe...
Yazmakla, anlatmakla bitmez... Eski adıyla Mithatpaşa, yeni adıyla İnönü bir tarihtir..
Kısa ayrılıkta taraftarlar tribünleri doldurmuşlar, iyi de etmişler... Peki, arkadaşlar daha önce nerelerdeydiniz, liglerin bitimine bir hafta kala mı aklınız başınıza geldi?
Niye takımı zorlu maratonda yalnızlığa mahkum ettiniz? Tribün doluluğunun onca eksiğe karşın Kartal’ı Gençlerbirliği karşısında ayağa kaldıran en büyük faktör olduğunu gördünüz değil mi? Eeee bu kadar sitem size yeter de, artar bile!!!
Sabahın erken saatlerinde Akatlar’a yelken açtık. Beşiktaş’ın ‘Anayasası’ndaki yenilikler, değişiklikler, üyelerin oylarına sunuldu. Üye sayısı 25 bini geçmiş ancak katılım ise skandal, tam tamına 1617 kişi... Maçın başlamasından sonra salonda kaç kişi kaldı dersiniz? Yönetim kurulu, dışında toplasanız otuz üye! Böylesi bir kongreye hem katılmayacaksınız, hem de çıkıp, sağda-solda ahkam keseceksiniz! Olmadı sayın üyeler, olmadı. Nerede kaldı sizin sorumluluğunuz? Efendim, bu işin bir yanı... Madalyonun diğer yanı ise kongrede tanıklık ettiğim tartışmalar, gereksiz gerilimler ve en önemlisi Başkan Fikret Orman’ın kullandığı bazı cümleler.
Başkan Orman, “Seçim korkulacak bir şey değildir, bir projesi, cesareti olan varsa çıkar aday olur” dedi. Tabi ki seçim korkulacak bir şey değildir, onu herkes biliyor. Yalnız başkanın ‘cesareti olan varsa’ lafına biraz takıldım! Artı bu cümleleri kurarken, yüksek sesle söylemesi hiç de şık olmadı bana göre! Efendim, kongre üyesi Cengiz Sarıkaya’nın eleştirilerine Avukat Ali Rıza Dizdar’ın sert kelimelerle karşılık vermesi de hiç hoş değildi. Ortada bir eleştiri var, çıkarsınız, o eleştirilere yanıt verirsiniz, bu doğal olanı. Öyle bağırmakla
Yoo bu kadarı da fazla! Samet hocayı sevmeyebilir, hatta yaptığı işi beğenmeyebilirsiniz... Ancak, yıllarca Beşiktaş’ın kaptanlığını yapmış, onca başarıda alın teri olan Samet Aybaba’yı yuhalamayı size hiç ama hiç mi yakıştıramadık!
Artı sezon başındaki Beşiktaş’ın fotoğrafını ne çabuk unuttunuz? Ekonomisi dibe vurmuş, kadrosu kısıtlı bir takımın hocalığına soyunmak biraz yürek işidir. Samet hoca, öyle veya böyle, o yürekliliği göstermiş, taşın altına elini, hatta bedenini koymuştur bence. Onu protesto eden beyler bunları nasıl gözardı edersiniz?
Kadronun okunmasından sonra Samet hocanın yuhalanması hiç de yakışık almadı. Zaten kalıcı değil, hiç olmazsa giderayak onun geçmişine ve de alın terine biraz saygı duyun. Protesto yerine alkışlasanız, pullarınız mı dökülür?
Samet hocayı protesto aşamasına getiren, yönetimdir... Eee sizler hocaya sahip çıkmaz, her puan kaybında, onu taraftarın önüne atarsınız, olacağı da budur.
Konuyu bir deyişle bağlayalım, lafı uzatmayalım:
‘Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner’...
***
Beşiktaş’ın adı büyük, futbolu maalesef küçük! Şartlar ne olursa olsun, eğer büyük takımsanız, ki Beşiktaş ligimizin üç büyüklerinden biri, daha birinci dakikada böyle basit gol yenmez! Büyük takım, skoru eşitledikten sonra yine bir dakika sonra kalesinde ikinci golü görmez! Ligin dibinde yaşam savaşı veren bir takım karşısında böylesi bir tablo çizmek ve ‘fark’ yemek büyük takımlara asla yakışmaz. Onun içindir ki, Kartal’ın adı var, kendisi yok.
Sakın bana takıntılı falan, demeyin... Akhisar’ın forvetteki en büyük silahı Gekas olduğunu sağır sultan biliyor, Samet hoca, farkında değil! Gekas onbir maçta tam tamına on gol atmış... Bu veriler, onun ne denli tehlikeli olduğunun en büyük göstergesidir. Böylesi bir oyuncuya ‘kilit’ vurmaz, ya da ‘önlem’ almazsanız, adam gelir gollerini atar, sizin de karizmanızı yerle bir eder!
Haa sakın ola Akhisar’ı küçümsediğimiz anlamı da çıkarılmasın... Konumları sıkıntılı, ligde kalıp, kalmayacakları henüz net değil. Çıktılar, oynadılar, ürettiler, dört gol birden attılar, kaçırdılar, bileklerinin hakkıyla üç puanı alırken, taraftarlarına ligde kalma sinyali verdiler. Helal olsun onlara.
Samet hocaya şaşırmamak mümkün değil! Savunma
Belli ki Samet hoca, Bursa yenilgisinden yine dersler çıkarmamış! Beşiktaş, Bursa’da Escude’nin bireysel hatalarından iki golü yemedi mi, yedi... Peki, onun ilk onbirde işi ne hoca? Sivok yedekler arasında bile yok... Biraz araştırdık, bir haftadır takımla birlikte antrenmanlara katılmış, yani sakat falan değil, ama nedense Samet hoca, tercihini yine Escude’den yana kullandı. Onu artık anlamakta zorlanıyoruz doğrusu!
Hadi bunu da geçtik, Escude pek hata yapmadı, fazla da göze batmadı!
Peki Veli Kavlak mı, yoksa Oğuzhan mı?
Bizce sabaha kadar Oğuzhan...
Niye mi? Nedeni çok basit... Veli Kavlak 25 yaşında, ikinci yılını doldurmak üzere... Haa bu arada Veli’nin sık sık Avusturya Milli Takım kadrosuna alındığını da anımsatalım, yoksa ayıp olur! Bu iki yıllık süreçte Veli’nin iyi bir maç oynadığına tanık olmadık, ya sen hocam?
Bir bildiğin varsa, bize de söyle Veli’ye haksızlık etmeyelim hocam! Veli’nin kötü performansına karşın Samet hocanın, Oğuzhan’ı yedeğe çekip, onu sahaya sürmesine anlam veremiyoruz!
Neyse ki Samet hoca, bu hatasından ikinci yarıda döndü, Veli’yi kenara aldı, Oğuzhan’a şans verdi... İyi ki verdi, aksi taktirde, Beşiktaş’ın İnönü Stadı’nda yine
O eğlence dünyamızın ünlü bir simasıydı... O insanların dostu, can yoldaşıydı. O, rock müziğini bizlere, gençlere, topluma sevdiren ismiydi. O bir adamdı...
30 yıl önce tanıdım; köprü altında... Pırıl pırıl, çevresine pozitif enerji dağıtan bir fotoğraftı.
Onun adı Zeki Ateş’ti...
O, ünlü “Kemancı”nın isim babasıydı, sahibiydi.
Sıraselviler’deki mekanı yıllarca gençleri, üniversitelileri ağırladı, ev sahipliği yaptı.
Rock müziği onun yaşam biçimiydi. Çalıştırdığı her mekanda rock müziğini öne çıkarmak için yaşamı süresince çabaladı durdu.
Önceki gece yüreğime ATEŞ düştü.