Önceki akşam Sunset’te Barış Tansever ve Vanguart’ın kurucularından Mehmet Korutürk’ün Bryan Singer için verdiği yemek davetine katıldım.
Bryan Singer, “Usual Suspects”, “Bohemian Rhapsody”, “Supermen returns”, “X Men” gibi birçok filmin ve “House” gibi popüler TV dizilerinin yönetmeni ve yapımcısı.
Hollywood’da ilk “Usual Suspects” filmiyle parlıyor, Kevin Spacey’den Benicio del Toro’ya birçok yıldızın kariyerinin de parlamasına neden oluyor.
Hatta Kevin Spacey’ye Oscar da kazandırıyor. Daha sonra süper kahraman filmlerine getirdiği yeniliklerle de adından söz ettiriyor.
Son olarak ise Freddie Mercury’nin hayatını anlatan “Bohemian Rhapsody” ile bir başyapıta imza atıyor.
Ama işte ne oluyorsa o zaman oluyor.
Hakkında yapılan cinsel taciz suçlamaları nedeniyle “Bohemian Rhapsody”yi tamamlamasına çekimlerin bitmesinden sadece birkaç hafta önce izin verilmiyor, ama anlaşması gereği filmin tek yönetmeni kendisi kabul ediliyor.
“Bohemian Rhapsody” en iyi film Oscar’ını kazanıyor, Rami Malek’e de en iyi erkek oyuncu Oscar’ını kazandırıyor.
Ama filmin oyuncuları törende yönetmene teşekkür etmiyor, hatta BAFTA ödülleri yönetmeni adaylar arasından da çıkarıyor.
“Usual Suspects”te birlikte çalıştığı Kevin Spacey gibi Bryan Singer da film endüstrisinde linç kültüründen nasibini alıyor.
Kendisi ise suçlamaların haksız olduğunu ve aslında kendisinden para koparmak amacıyla yapıldığını savunuyor.
Aslında kim haklı, kim haksız bilinmiyor.
Çünkü kanıtlanan bir suç yok ortada.
Geri dönüşe hazırlanıyor
Bryan Singer 10 gündür İstanbul’da, bu Türkiye’ye ilk gelişi. Çok konuşulan özel hayatına ve özel hayatını setlere taşıdığı söylentilerine rağmen tanıştığımızda ilk anlattığı film projesi değil, 7 yaşındaki oğlu oluyor.
“Los Angeles’ta çocuk büyütülür mü, oğlumun en iyi eğitimi alabilmesi için West Hollywood’dan taşınmalıyım” diyor, New Jersey’de büyüdüğünü anlatıyor.
Biz ise yeni film projesini meraktayız.
Yeni film projesi için dün İstanbul’dan Tel Aviv’e uçtu, yanında ekibiyle.
Yemekte yeni film projesinin yazarıyla birlikte oturuyorum.
Karşımızda Belçim Bilgin ve Engin Altan Düzyatan var.
Filmin hikâyesini dinliyoruz, Rusya ve Ukrayna’da iki Yahudi’nin aşk hikâyesi.
Bryan Singer bir arkadaşı sayesinde senaryoyu okuyup çok etkileniyor ve bu filmi yapmak istiyorum diyor.
Senaristle de böyle tanışıyor, daha önce birlikte çalışmamışlar.
Filmin İsrail’de ve Rusya’da geçmesi planlanıyormuş.
Şimdi planlar değişecek tabii diyorlar.
“İstanbul’da lokasyon mu bakıyorsunuz, filmi İstanbul’da da çekecek misiniz?” diye sorduğumda “Henüz böyle bir şey yok” diyorlar, zaten daha lokasyon bakma aşamasına gelmediklerini belirtiyorlar.
Belli ki şu anda film için finansman arayışı aşamasındalar. Bryan Singer usta bir yönetmen, şimdi ise tüm suçlamalara rağmen bir geri dönüş planlıyor.
Bakalım bu geri dönüş planları da filmleri kadar başarılı olacak mı?
Hep birlikte göreceğiz.
