ÇAĞRI MERKEZLERİYLE ÇILDIRTAN SINAVIM

"Annenizin evlenmeden önceki kızlık soyadı?"

Dün bu soruya kaç kere cevap verdiğimi saysam inanamazdınız.

Artık ilk 2 harfi geçtim, 3. harfinden 8. harfine hiç düşünmeden nokta atışıyla, kendimden son derece emin cevaplayabiliyorum.

“Harfleri tersten say” deseniz onu da pekâlâ yapabilirim.

Harfleri tersten sayarken aynı anda TC kimlik numaramı da tuşlayabilirim gerekirse.

TC kimlik numaramı zaten ezbere biliyordum, artık onu da tersten sayabilecek kıvama geldim.

Gün içinde her konuşmada en az 5 kere tekrarlayarak.

Onu da geçtim, şimdi bir de nüfuz cüzdanı seri numarasına kadar geldi konu.

Peki ama neden?

Cep telefonuma Akbank’tan gelen “Kredi kartınız güvenlik nedeniyle kapatıldı” mesajından.

Çağrı merkeziyle yaptığım onlarca konuşma sonrası güvenlik merkezinin beni bilgilendireceği söylendiğinde biraz olsun rahatladım, büyük hata...

Sonra ne oldu dersiniz, güvenlik merkezine de anne kızlık soyadını çeşitli varyasyonlarla itinayla söyledikten sonra çağrı merkezinden farklı hiçbir bilgi vermeyi başaramadıkları gibi, beni yine çağrı merkezine yönlendirmekte buldular çareyi.

Karttan yapılan son harcamaları kontrol bile etmeden, edemeden...

Çağrı merkezinde anne kızlık soyadımın çeşitli harflerini ve TC kimlik numaramı paylaştıktan sonra bu kez de nüfuz cüzdanımın seri numarası sorulunca, ağzımdan ister istemez tek bir kelime çıktı: Yeteeer!

Karşımdaki ses “Söylemezseniz devam edemeyeceğiz” dediğinde tamam etmeyelim deyip telefonu kapattım.

20 gündür bu kart olmadan yaşıyorum, sanırım onsuz daha da yaşayabilirim.

Sizi bilmem ama tahmin ettiğiniz gibi ben bayram sonrası haftaya uzun süredir ertelediğim işleri yaparak başladım.

Listemin en başında ise güvenlik nedeniyle hiçbir açıklama yapılmadan kapatılan kredi kartı ve bizi hırsızlığa karşı korumakla yükümlü Pronet’in dolar fırladıkça fırlayan, müşterilerine ister istemez, “Acaba evin içindekilerin değerini geçiyor mu?” diye düşündüren fahiş aidatı meselelerini çözmek vardı.

Tüm Türkiye’de seferberlik ilan edilmiş ve otomobil sektöründen inşaat sektörüne, hatta Soho House üyeliğine kadar her alanda döviz kurları fikslenmişken Pronet sessiz kalmayı tercih etti.

Sessiz kalan müşterisinden alabildiğini almış, çıngar çıkarana indirimini, dolar kuru fikslemesini ve hatta para iadesini bile yapmış söylentileri kulaktan kulağa yayılırken Whatsapp gruplarının bile top 10 konularından biri olmayı başardı bu sırada.

Peki ama abone olmamız için aylarca peşimizden koşan, sürekli telefonlar yağdıran Pronet’le vedalaşmaya karar verdiğimizde ne oluyor dersiniz?

Kolay bir veda değil bu, boşanmak isteyen eşi “Ama ben istemiyorum” diye yıllarca oyalayan, mahkemede süründüren eşten farklı değil Pronet.

Diğer tüm işlemleri telefonda ya da bilgisayarda online yapabilirken içinde bulunduğumuz dijital çağda, önce ıslak imzalı bir dilekçenin fotoğrafını istiyorlar üyelikten ayrılmak isteyenlerden.

Bunu isteyene kadar çağrı merkezinde kaç dakika hatta bekletildiğinizi hatırlatmama gerek bile yok tabii.

Sonunda “Lanet olsun, uğraşamayacağım!” deyip pes etme aşamasına kadar gelebiliyorsunuz.

Araya tanıdık mı sokmalı, yeni rakip Kale Alarm’a mı geçmeli gibi alternatif çözümler düşünürken bile hâlâ kendi kendime anne kızlık soyadımın harflerini sayıklıyorum.

5. harfi mi dediniz?