Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Sanatla birlikte ve sanat aracılığıyla yas tutuyor, hatırlıyor, kınıyor, iyileşmeye çalışıyoruz ve kendimizi bu mekânda beraber yaşamış birçok topluluğun neşe ve canlılık olasılıklarına adıyor, formdan yeşeren yaşama sıçrıyoruz.”
Eylülde gerçekleşen 14. İstanbul Bienali’nin arkasındaki isim Carolyn Christov-Bakargiev bu açıklamayı yapmak durumunda kalmıştı.
İşte bugün benim de size sanatla iyileşmek için önerilerim var.
- Son zamanlarda beni en çok mutlu eden şey: Bağımsız Film Festivali !f İstanbul. Festival, seçtiği filmler kadar City’s’den Kanyon’a, hatta Budak/CKM’ye, Beyoğlu’nun dışına taşmasıyla da sevindiriyor. Malum, Emek’ten sonra festivallerin gerçekleştiği sinemalar iyi durumda değil.
Filmler ve sinema salonları kadar önemli bir artısı da izleyiciyi bir araya getirdiği isimler. ‘Mapplethorpe: Fotoğrafa Bak’ı izlerken yanımda yönetmen Fenton Bailey vardı. Etkilendiğiniz bir filmi yönetmeniyle birlikte izlemek ve istediğiniz soruyu sorabilmek büyük bir lüks.
True Blood’ın yıldızı Alexander Skarsgard İstanbul’da
Cumartesi günü Kanyon’da İngiliz yönetmen Grant Gee’nin Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi’ni ve İstanbul’u anlatan filmi ‘Anıların Masumiyeti’ gösterilecek, sonrasında da Orhan Pamuk ve Grant Gee ile soru-cevap gerçekleşecek.
Pazar günü ise aynı salonda festivalin heyecanla beklenen konuğu Alexander Skarsgard, ‘Diary of a Teenage Girl’ seansından sonra Meltem Cumbul’un sorularını yanıtlayacak. Söz konusu yabancılarla konuşma olunca nedense Serra Yılmaz ya da Meltem Cumbul dışında bir isim gelmiyor akla. Oysa artık yeni isimler de görmek istiyoruz.
Alexander Skarsgard’ı True Blood dizisiyle ya da Melancholia’dan hatırlarsınız, hatta Kate Bosworth’dan Alexa Chung’a uzanan aşk hayatını da takip ediyor olabilirsiniz. İstanbul’a gelişi şerefine dün akşam İsveç Konsolosluğu’nda ufak bir ön buluşma gerçekleşti.

Heinz Mack’ten Dijital Devrim’e
- Şehirde görülmesi gereken iki yeni önemli sergi var. Biri Sakıp Sabancı Müzesi’nde Alman sanatçı Heinz Mack’in ‘Mack: Sadece Işık ve Renk’ sergisi, diğeri ise Zorlu Center’a Londra’daki Barbican Centre’dan gelen ‘Digital Revolution’ (Dijital Evrim) sergisi. İkisi de ufkunuzu açmaya birebir.
- Çağdaş sanatla devam ediyoruz. İstanbul’da yeni bir sanat oluşumu konuşuluyor. BPR’ın kurucusu Banu Birkan, sanat danışmanı Sevil Dolmacı ile birlikte Art Base Project’i kurdu. Amaç, çağdaş sanatın üretimine ve dolaşımına katkıda bulunmak. Nişantaşı’nda Sevil Dolmacı Art Consultancy’deki ilk etkinlikleri 18 Mart’a kadar devam edecek olan ‘70’lerden Günümüze Modern ve Çağdaş’ sergisi.
- Şehrin yeni bir caz kulübü oldu: Les Ambassadeurs. Maçka Swissôtel The Bosphorus’ta. Her hafta perşembe cuma cumartesi günleri canlı performans var.
Bu akşam Jef Giansily, Sibel Köse ve Matthew Hall sahnede.
Bakalım, caz dinlemek mi, film izlemek mi, sergi gezmek mi ruhunuza daha iyi gelecek...