Teşekkürler İKSV!

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) 50’nci yılını bu yıl farklı etkinliklerle kutluyor.

‘Büyük buluşma’ başlıklı son kutlama önceki akşam Kuruçeşme Divan’da İKSV’nin yıllar içindeki tüm paydaşlarının katıldığı bir davetle gerçekleşti.

Çok istememe rağmen İKSV’nin bu özel gecesine katılamadım ama detayları dinleme şansım oldu.

Tabii dinlerken de ister istemez İKSV’yle ilgili ilk anılarıma döndüm.

İKSV’yle tanışmam iyi bir kültür-sanat takipçisi olan annem sayesinde oldu.

Daha ilkokuldayken Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda nice konsere gitme şansım oldu, İstanbul Müzik Festivali’nde her yıl birçok konser izledim.

Konserleri izlerken de en çok iki kişiye imrendim; biri festival nedeniyle yazın İstanbul’a gelen yabancı sanatçılara rehberlik yapan ablamdı.

Farklı kreatif insanlarla tanışması, bir de onlara rehberlik yapması benim için o zamanlar da şimdiki kadar heyecan vericiydi.

Diğeri ise festivalleri, kültür-sanat etkinliklerini takip eden, yazan, ayrıca güzelliğine, duruşuna ve stiline de hayran olduğum Zeynep Oral’dı.

Bazen sahneden çok, Zeynep Oral’ı izlerdim o nasıl izliyor, en çok neden etkileniyor diye.

Yine çocukluğumda Doğan Hızlan’la sayısız konserden kitap fuarına gitmiş şanslı biri olarak gazetecilerin, yazarların, eleştirmenlerin tepkisi o zamanlar da ilgimi çekerdi, en az sahnede spot ışığı altında olanlar kadar.

O zamanlar farkında olmasam da yıllar içinde aslında bende ne kadar büyük bir etki yarattıklarını gördüm.

İşte İstanbul Müzik Festivali’yle başlayan ve içinden tiyatro, film, caz gibi başka birçok festival ve bienaller doğan İKSV sayesinde çok önemli müzisyenleri, dansçıları, tiyatrocuları, filmleri İstanbul’da izledik.

İstanbul Bienali ve İstanbul Tasarım Bienali’nde ufkumuz açıldı.

Türkiyeli sanatçılar ve mimarlar Venedik Bienali’nde ve Venedik Mimarlık Bienali’nde İKSV sayesinde Türkiye pavyonunda işlerini sergileyebildi ve dünyaya açılma şansı buldu.

Son olarak Istanbul Calling ile birlikte Türkiyeli sanatçıların eserleri Londra’da Christie’s müzayede evinde açık artırma ile satıldı ve elde edilen gelir hem İKSV Genç Sanatçılar Fonu’na aktarıldı hem de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne büyük katkı sağladı.

Şimdi İKSV’nin 50. yıl kutlamasında davetlilerle paylaşılan, Nejat Eczacıbaşı’nın 50 yıl önce yaptığı konuşmaya dönelim.

“Cumhuriyet’imize 50’nci yıl armağanı olarak sunulan İstanbul Festivali uzun bir çalışma ve çaba sonucunda gerçekleşebildi. İlk İstanbul Festivali’nin Cumhuriyet’imizin 50’nci yılında yapılması, güzel sanatlara büyük önem veren Atatürk’ün ruhunu şad edecektir. Dileğimiz bu tür gösterilerin ülkemizin kültürüne giderek daha çok hizmet etmesi; umudumuz, gelecek yönetici ve kuşakların bu başlangıcı büyük başarılara ulaştırmalarıdır.”

Tam 50 yıl sonraki kutlamada ise İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, “Çalışmalarımızla doğrudan veya dolaylı olarak milyonlarca kişiye ulaştık. Elli yıldır yollarımızın kesiştiği herkesin hayatında olumlu bir etki yaratmak için çalıştık” diyerek destek veren kurumlara teşekkür etti.

İKSV Genel Müdürü Görgün Taner ise “Sanat, toplumların ve kültürlerin birbirini daha iyi tanıması ve anlaması için çok önemli bir araç. Eleştirel düşünceyi besliyor, estetik duygusunu geliştiriyor, hayatı güzelleştiriyor. İşte biz de elli yıldır, hep birlikte, bunun için çalışıyoruz” diye özetledi.

Bülent Eczacıbaşı liderliğinde, Görgün Taner yönetiminde İKSV, Nejat Eczacıbaşı’nın dilediği büyük başarılara çoktan ulaşmış durumda.

Hâlâ her bir takipçisine çok şey katıyor.

Tüm İKSV ekibine hayatımızı güzelleştirdikleri için ne kadar teşekkür etsek az.