Çağlayan Bilgen

Çağlayan Bilgen

caglayan.bilgen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

GEÇMİŞ yıllarda genel ve yerel seçimler öncesi bir dizi kamuoyu araştırması yapan eski Torbalı Belediye Başkanı sosyal psikolog Ertan Ünver boş durmuyor.
Son seçimlerde partilerin alacağı oyu doğruya yakın bir şekilde tahmin eden Ünver, genel seçim öncesi eğilim saptamaya devam ediyor.
Ünver, Başbakan’ın yarattığı şımarma ve büyüklük izlenimi veren algılatması...
CHP-BDP ittifakı söylentileri...
Başkanlık sistemi tartışmaları...
Muvazzaf ve emekli askerlerin tutuklanması...
TSK ve yargının baskı altına alındığı izlenimi...
Darbe, çete ve mafya hikayeleriyle bütünleştirerek yaratılan yandaşlık ortamı...
Polisin öğrencilere uyguladığı şiddet...
PKK ve Apo ile yapılan görüşme söylentileri...
Özerklik ve benzeri taleplerin dillendirilmesi...
Hizbullah tahliyeleri...
Başbakan’ın Türk Telekom Arena’da ıslıklanması...
HSYK ve yargı üzerinde gelişmeye başlayan düzenlemeler...
AKP’nin yaşam biçimlerine müdahale edebilecekleri kuşkuları...
Arap ülkelerindeki isyanlar ve Başbakan’ın bu konudaki tavrı...
Basılmamış kitabın yasaklanması...
Öğretim üyelerine, gazetecilere, ayrıca cemaat unsuruna dokunanları sindirme çabaları...
BDP’lilerin sivil itaatsizlik eylemleri...
YGS’deki şifre rezaleti...
Aday listelerinin açıklanması...
YSK’nın 12 bağımsız adayı veto etmesi gibi son altı ayda seçmen eğilimlerini etkileyen 183 olayı baz aldığını söylüyor.
Seçime katılım oranını yüzde 88 olarak tahmin eden Ünver, “Önümüzdeki 40 gün içinde etkileyici herhangi bir olay yaşanmazsa sonuç büyük oranda değişmeyecek” diyor.
Ünver, 50 milyon 189 bin 930 seçmenden 44 milyon 196 bin 240’ının sandığa gitmesini ve 43 milyon 694 bin 187 oyun geçerli sayılacağını tahmin ediyor.

Bugün seçim olsa bu sonuç çıkacak



Yoksulların seçimi!

TÜRKİYE seçime doğru yaklaşırken partiler yoksullara yönelik vaatlerde bulunuyor.
Özellikle muhalefet partileri yoksulluğu seçim kozu olarak kullanıyor.
AKP, 100 lira taksitle 100 bin yoksulu ev sahibi yapma vaadinde bulunuyor.
CHP, yoksulluk durumuna göre ‘Aile Sigortası’ ödemesi yapacağını vaadediyor.
Bu ödeme, ayda 600 TL’nin altında olmayacak, yaşlı ve engelli sayısına bağlı olarak ayda 1.250 TL’ye kadar çıkabilecek.
MHP, muhtaç durumdaki ailelerin en az bir ferdine iş imkanı sağlayacak. İş sağlanana kadar halen yürürlükte olan asgari ücretin yarısı kadar (yaklaşık 320 TL) ‘Aile Sigortası Yardımı’ ödeme programı başlatılarak ailelere sosyal koruma uygulaması yapılacak.
* * *
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de 339 bin kişi açlık sınırının, 12 milyon 751 bin kişi ise yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Nüfusun 2009’da 72.5 milyon olduğu düşünüldüğünde yaklaşık her 6 kişiden biri yoksul durumda bulunuyor.
Yoksulların zenginlerle olan uçurumu da her geçen gün artmaya devam ediyor.
En yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı 8.5 kata çıktı.
Halkın yüzde 60.8’i kendisine ait konutta oturuyor.
Yüzde 22.4’ü kiracı.
Yüzde 59.3’ünün hanesinin borcu var.
Bu borç ödemeleri yüzde 29.3’ünün hanesine büyük yük getiriyor.
Yüzde 60.5’i iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek yiyemiyor.
Yüzde 37.8’i evin ısınma ihtiyacını yeterince karşılayamıyor.
Yüzde 43.9’u yeni giysi alamıyor.
İşte seçimlere 41 gün kala ülkenin manzara -i umumiyesi...
Bakalım yoksulların seçimi hangi parti olacak?
13 Haziran günü göreceğiz.

Sokak değil, meydan kavgası!

-ADIMI yolsuzlukla anarsan a...
-Terbiyesiz adam...
-Hergele...
-Cibilliyetsiz...
-Adam ol, adam...
-Silme cahil...
-Ar damarı çatlamış...
-Edepsiz...
-Yüreğin yetiyorsa karşıma çık...
Bu diyaloglar ne sokakta kavga eden iki kişinin sözlerinden ne de argo sözlüğünden alındı.
Bu sözler, Recep Bey ile Kaynak Kemal’in (İki liderin kullandığı tanımlama) miting meydanlarındaki konuşmaları.
Eğer sağlıklı kuşaklar yaratmak istiyorsak; özellikle bu seçim sürecinde gerginlik yaratan, tartışmalara yol açan, kültür yapımızla bağdaşmayan, daha çok sokak kavgası kültürünü yansıtan söylemlerden kaçınılmalı. Siyasi parti liderleri ve adayları kavgacı, çatışmacı ve gerginlik yaratan üslubu bir kenara bırakmalı. Bu tür davranışlar toplumumuzu olumsuz yönde etkiliyor.
İnternet’te bazı sözcüklere erişimi yasaklayanlar, biraz da bu siyasilerin argo konuşmalarına engel olsalar ya!
Ne dersiniz?